ABD Ulusal Savunma Stratejisi Klişelerle Dolu
ÇEVİRİ ANALİZ, 10 Kasım 2022 05:01Crescent International’ın crescent.icit-digital.org adlı internet sitesinde yayımlanan “ABD Ulusal Savunma Stratejisi, Milli Güvenlik Strateji Belgesi’nde Bulunan Eski Klişelerden Medet Umuyor” başlıklı yazısını siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
12 Ekim’de yayınlanan ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinin hemen ardından gelen Ulusal Savunma Stratejisi, Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinin neredeyse bir tekrarıdır.
27 Ekim’de yayınlanan Ulusal Savunma Strateji belgesi, Donald Trump’ın yeniden büyük Amerika vaadi doğrultusunda Amerikan liderliğinin 70 yıldan beri “uluslararası barış ve refahı desteklediğini” iddia ediyor.
Peki bunu nasıl gerçekleştirdi?
“Özellikle çarpıcı jeopolitik, teknolojik, ekonomik ve çevresel değişimden kaynaklanan zorluklar karşısında, ABD liderliği için bir merkezi sütun” olarak ilan edilen “güçlü, ilkeli ve değişime ayak uydurabilen bir ABD ordusuna” sahip olarak.
Fakat dünya genelinde insanlar, on yıllardır herhangi bir barış ve refah durumuna şahit olmadıklarını belirtirlerse hoş karşılanmalıdırlar.
Çünkü onlar, üzerlerine ölüm ve yıkım yağdıran ABD militarizminin kurbanı olagelmişlerdir.
Doğru, militarizm, dünyada yalnızca Amerika’ya has bir vasıf değil, fakat kendisini takip eden 10 ülkenin toplam harcamalarını aşan yıllık 813 milyar dolarlık devasa bütçesiyle, ABD, demokrasiden ziyade bir askeri diktatörlük gibi görünüyor.
Ordu, ülke bütçesinden her zamankinden daha büyük bir pay alıyor, fakat bu konuda tatmin edici bir karşılık da sunmuyor.
Amerikan ordusu Afganistan ve Irak’ta ard arda çöküşler yaşadı. Suriye ve Yemen örneklerinde görülebileceği gibi başka yerlerde de pek başarılı sayılmaz.
Evet, Amerikan ordusu oldukça büyük bir yıkım kapasitesine sahip, fakat Amerika’nın askeri ve siyasi hedeflerini başarmaya yetmiyor.
Öyleyse iş görmekten aciz devasa bir yaratık için böylesi büyük paralar harcamanın anlamı ne?
Cevap basit: ABD, oligarklar tarafından yönetiliyor. Amaç savaş kazanmak değil; insanları aldatarak para kazanmak. Ve bu da insanları hayalî düşmanlar ile korkutarak yapılıyor.
Bu düşman 1960-1980 arasında Rusya’ydı; Sovyetlerin çöküşünden sonra Müslümanlar oldu.
Bugün, Çin bir numaralı düşman olarak yansıtılıyor.
Her ne kadar Çin ideal bir ülke olmasa da yüzyıllardır diğer insanların ülkelerine saldırmadı.
Fakat ABD bunu yaptı.
Esasen ABD’nin 246 yıllık tarihinin en az 224 yılı savaşmakla geçmiştir.
Böyle bir ülkeyi “barışçıl” diye nitelemek zor.
Miktarı trilyonlarca doları bulan askeri harcamaları meşrulaştırmak adına oligarklar nihayetsiz savaşlar başlatmak zorundalar.
Bu, Ulusal Güvenlik Strateji belgesinde dile getirildi ve şimdi Ulusal Savunma Stratejisinde tekrarlanıyor.
Muhtemelen Müslümanlar, tamamen ABD’nin düşman listesinden çıkarılmasalar da, en azından baş düşmanlık konusunda Çin il eyer değiştirdiklerinden ötürü az da olsa bir rahat nefes alacaklar.
Şimdi Ulusal Savunma Strateji belgesinde sözü edilen eylemlere bir göz atalım.
Savunma Bakanlığı, hayati önem taşıyan Amerikan ulusal çıkarlarını korumaya ve geliştirmeye odaklanacak. Devletin diğer birimleriyle de işbirliği yaparak:
- Amerikan halkının güvenliğini sağlayacak
- Ekonomik refah ve fırsatları genişletecek
- Amerikan yaşam tarzının hayati değerlerini gerçekleştirip koruyacağız.
2022 Ulusal Savunma Stratejisi, Amerikan ordusunun, ABD’nin hayatî ulusal güvenlik çıkarlarına ve istikrarlı ve açık bir uluslararsı sisteme yönelik olarak giderek büyüyen tehditlere nasıl karşı koyacağını açıklıyor. Belge, Savunma Bakanlığı’nı, ABD’nin, mevcut düşman Çin’e karşı caydırıcılığını destekleyip güçlendirmek konusunda acilen eyleme geçmeye yönlendiriyor.
“Strateji, Bakanlığın caydırıcılığı güçlendirmek adına izlemesi gereken dört üst düzey savunma önceliklerini tanımlıyor.
“Öncelikle, anavatanımızı savunacağız.
“İkincisi, ABD’ye, müttefiklerimize ve de partnerlerimize yöneltilen stratejik saldırıları caydıracağız.
“Üçüncüsü, saldırganca tavırları caydıracak ve olası bir çatışmada galip gelebilecek donanıma sahip olmak adına hazırlanacağız.
“Dördüncüsü, gelecekteki askeri üstünlüğümüzü sağlamak adına dirençli bir Ortak Güç ve savunma ekosistemi inşa edeceğiz.”
Ulusal Savunma Stratejisi belgesi ayrıca, düşmanlara karşı kullanılmak üzere daha öldürücü nükleer silahların geliştirileceğini de itiraf ediyor.
ABD, Ağustos 1945’te, Japonya’da yüz binlerce insanın ölümüne sebep olacak şekilde nükleer silah kullanan dünyadaki tek ülkedir.
Ayrıca Ocak 1991’de Irak’ta, seyreltilmiş uranyum mermileri kullanarak on binlerce sivili katletti.
Irak’ın toprağını ve sularını kalıcı olarak zehirledi.
Bugün, seyreltilmiş uranyumun kullanımından 30 yıl sonra bile Irak’lı kadınlar, vücudu son derece deforme olmuş engelli çocuklar doğurmaktadır.
Son Ulusal Savunma Strateji belgesinin açıkça ortaya koyduğu üzere, Amerikalı savaş kışkırtıcıları, bu barbarca eylemlerden hiçbir ders çıkarmadılar.
Belge ayrıca, Amerikan Savunmasının, Ortak Güç’ün teknolojik üstünlüğünü yaratan ve keskinleştiren savunma ekosistemi, savunma üssü ve bir dizi özel sektör ile akademik girişimleri kapsayacak şekilde kalıcı avantajlar inşa etmek için acilen harekete geçeceğini açıkça dile getiriyor.
“Bir dizi özel sektör … işletmeler” sözü, Amerika’nın, farklı ülkelerde paralı askerler kullandığının bir itirafıdır.
Akla hemen Blackwater geliyor.
Şimdiye kadar birçok kez isim değiştirdi ve şu anda Constellis adıyla faaliyetini sürdürüyor.
Amerika, barbarlar ve savaş suçluları tarafından yönetilen bir ülkeydi ve hala da öyle.
Bu tümüyle karamsar senaryodaki tek iyi taraf, Amerikan ordusunun tamamen beceriksiz bir ordu olmasıdır.
Amerikan askerleri motivasyonsuzdur ve kendilerine verilen görevleri yerine getiremeyecek durumdadır.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 10 Kasım 2022 05:01
Yorumlar (0)