Ali Cezzini Kasım Süleymani'yi Anlattı
ÇEVİRİ ANALİZ, 06 Ocak 2022 18:08Ali Cezzinin'nin, el-Meyadin sitesinde Kasım Süleymani'yle ilgili kaleme aldığı detaylı makalesini, Kudüs Haber Ajansı okuyucuları için çevirdik.
GENERAL SÜLEYMANİ, DEVRİMCİ, ŞEHİD, EFSANE
Kasım Süleymani sadece askeri bir lider olmanın çok ötesindeydi. Bir gecede bölgenin bir ucundan diğerine uçan bir devrimciydi. Onun yegane hedefi Batı Asya halkının maruz kaldığı ABD-İsrail saldırganlığı ile savaşmak olarak görünüyordu.
Çoğu ona “Gölge komutan” derken diğerleri de bakış açısı ya da siyasi görüşüne bağlı olarak “Hacı Kasım”, “Serdar Süleymani” ya da sadece “Hacı” olarak adlandırırdı. Bu, bir devrimcinin, Kirmanlı basit bir adam ve kahraman olan Kasım Süleymani'nin hikayesidir.
1957'de fakir bir çiftçinin oğlu olarak dünyaya gelen Süleymani İslam İnkılabı'nın 1979'daki zaferinin ardından İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları saflarına katıldı. Yaşıtlarının açıkgözlü ve cesur tanımlamalarına uygun olarak kısa sürede rütbeler atladı ve 1980'lerdeki alçak İran-Irak savaşında daha 20'li yaşlardayken bütün bir bölüğe, 41. Sarallah Bölüğüne komuta ediyordu.
Genç devrime karşı ABD'nin kışkırttığı savaşın sona ermesinin ardından Süleymani 1997 yılında DM'daki meşhur seçkin Kudüs Gücü'nün başına getirildi. Onun esas hedefi bölge halklarının hayatlarına savaş, ölüm ve yıkımdan başka bir şey getirmeyen batı egemenliğine karşı bu insanların ayağa kalkıp direnebileceği bölgesel bir temel yaratmaya odaklanmıştı.
Süleymani, şehadet yıldönümünün arefesinde halefi Tuğgeneral İsmail Gani tarafından “fikirler ve teoriler geliştiren” bir “mantık adamı” olarak tanımlandı. Ayetullah Ali Hamaney'in ifadesiyle Süleymani “biri dürüstlük ve diğeri de samimiyet” olmak üzere iki kelimenin vücut bulmuş haliydi. Onu tanıma şansı bulmuş insanların ifadesiyle gerçekçi, kendi güvenliğini nadiren düşünen bir insandı. Ebediyete açılan kapıyı paramparça etmek için bu dünyada yaşadıkları sınırlı vaktin hudutlarını aşan devrimci ikonlar gibi gerçek bir kahramandı.
İkisi de organik biçimde birbiriyle ilişkili olan devrim ve hayal gücü hakkında konuşan Filistinli devrimci yazar Gassan Kanafani, devrimlerden bahsederken şiire başvurmamanın zor olduğunu söyledi. Hayal gücü olmadan bir devrim olmaz. Kurulu zulüm düzenine isyan etmek için insanın daha iyi bir dünyayı hayal etme gücüne sahip olması gerekmektedir. General Süleymani bir vizyon adamıydı. Bir insan başka türlü daha ilk başta nasıl isyan edebilir ki?
Lübnan, 2006
Şehit Süleymani, hayatını kaybettiği suikastten üç ay önce yapılan bir röportajda savaş sırasında Lübnan'da olduğunu açıklamıştı. Kısaca savaşın sıcaklığından, kendi ifadesiyle Güney Lübnan'daki demografik yapının zor kullanarak değiştirilmesi girişimi ile karşı karşıya kalan dostlarının yanında durmaktan uzak kalamamıştı. Süleymani, Seyyid Hasan Nasrallah ile birlikte kendilerini bulmaya çalışan İsrail bombalarına karşı karşı siperden sipere gezerken riskli bir yolculuğun tehlike ve zorluklarına ortak oluyordu. Süleymani, Seyyid Nasrallah'a “ya seninle yaşarım ya da seninle ölürüm” demişti. Askeri taraftan da, savaş kışkırtıcılarının yeni bir saldırısının her zaman köşe başında beklediğini bildiği için, savaş sonrası direnişin gücünü yenilemek için telaşlı bir çabaya girişti.
Suriye, Irak, Batı Asya
Son birkaç yılda batı Asya'yı boğan batı destekli savaşta General Süleymani'nin hikayesi şu olayda görülebilir:
Amirli etrafındaki çetin kuşatmanın yarılması General Süleymani ve beraber suikaste uğradığı silah arkadaşı Ebu Mehdi el-Mühendis'in öncülük ettiği en bilinen kahramanlık öykülerinden birisidir. IŞİD teröristlerinin ablukaya aldığı Amirli'de tekfircilere karşı kahramanca silahlı bir mücadele veren yaklaşık 20 bin aile bulunuyordu.
General Süleymani ile Ebu Mehdi el Mühendis, silahlı 50 Irak Hizbullah Tugayları mensubunun helikopter ile kasabaya indirilmesini öngören bir plan hazırladı. Hem içeridekiler hem de dışarıdakiler teröristleri yenip kuşatmayı kırmak için beraber çalıştı. IŞİD'in Irak'ta izole edilmiş topluluklara yapmış olduğu gibi kaçırılma ihtimali en yüksek olan kadın ve çocuklarla birlikte yerel halktan 20 bin kişi katledilmekten kurtarıldı.
Amirli kuşatmasının kırılmasının hemen ardından aralarında Ebu Mehdi el-Mühendis'in şehadetinden sonra onun yerini alan Ebu Fedek'in de bulunduğu Hizbullah Tugayları subaylarının General Süleymani'ye sarılarak ağladığını gösteren duygusal görüntüler ortaya çıktı.
Güvenlik yetkililerinin Suriye'de teröristlerin üzerine fazla gitmemesi uyarısına “Birkaç mermiden mi korkuyoruz?” diyerek cevap verdi ve ilk çatışma hattına kadar ilerledi. Kurşun geçirmez yelek ya da vücut zırhı giydiği asla görülmemişti. Enternasyonel devrimci Che Guevera bir keresinde, “Birisi benim silahımı alıp ateş etmeye devam ettiği sürece düşmek umurumda değil” demişti ve General Süleymani, bu inancın vücut bulmuş haliydi. Tanımadığı askerlerden oluşan bir denizde erimişti. Süleymani kendisini en alt rütbedeki askerlere denk tutup onlarla birlikte ön saflara ilerlediği zaman Iraklı, İranlı, Lübnanlı, Suriyeli... hepsi coşkuyla tezahürat yapıyordu.
Bir silah arkadaşı
Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah bir keresinde, “Bildiğim kadarıyla ne General Süleymani ne de İran İslam Cumhuriyeti 22 yıl boyunca bizden bir şey istemedi” demişti. Ne İran ne de General Süleymani'nin, Lübnan direnişine vekiller gibi değil, bilakis müttefik, aynı dava için savaşan silah arkadaşları gibi davrandığını vurguladı.
Süleymani'nin Lübnan direnişinden bir şey istediği tek zaman Irak halkının IŞİD'li teröristlere karşı kendisini savunmasına destek için askeri danışmanlar talep ettiği zamandı. Tuğgeneral Kasım Süleymani Lübnan direniş liderine “Savaşçı değil Iraklıları eğitmek için sadece danışman istiyorum” demişti.
Yeni bir gerçeklik: Batı'ya karşı denge
The NewYorker'da yayınlanan bir makalede ABD'nin Batı ve Güney Asya'daki güçlerine komuta eden deniz amiral Kenneth McKenzie Jr. bir “üstünlük”ten bahsetti. Söz konusu makalede “üstünlük” “bir ülkenin sahip olduğu silahlar sayesinde tehdit edilmesi ya da mağlup olmasının aşırı derecede zor olması” olarak tanımlanmaktadır. ABD'li generale göre İran bu seviyeye ulaşmıştır. MacKenzie durumu “İran'ın stratejik kapasitesi şimdi devasa boyuttadır. Sahada üstünlük onlarda. Baskın gelme gücüne sahipler” sözleriyle açıklamıştı.
Küresel egemen ABD yanlış bir hayal kurarak hasım bir generale diplomatik bir görevle üçüncü bir ülkede bulunduğu sırada suikast düzenlemenin kendisine avantaj getireceğini düşündü. Ancak olmadı. İran İslami inkılabı rehberi Ali Hamaney “Süleymani bugün bölgemizde umudun, kendine güvenin ve cesaretin sembolü olup bir direniş ve zafer manifestosudur” sözlerini kullandı. Bazılarının doğru bir şekilde işaret ettiği gibi “ 'Şehid' Süleymani düşmanları için 'General' Süleymani'den daha tehlikelidir.”
Direnişin ağır bedeli
Dünyanın gördüğü en büyük ve zengin imparatorluğuna karşı böylesine uzun ve bedeli ağır savaşta “zayıf” tarafın önemli kurbanlar vermesi beklenir. Silah satışları, korsanlık, sömürgecilik, insanların düşlerinin ve umutlarının yıkılmasının ve rekabet karşısında ilerlemesinin öncüsü olan bir imparatorluk karşısında ödenecek bedel ağırdır. Fedakar devrimci Kasım Süleymani bu bedeli ödemeye hazırdı.
Seyyid Hasan Nasrallah, General Süleymani'nin şehadeti dolayısıyla yaptığı bir konuşmada “Şehitleri andığı çok geceyi ağlayarak geçirirdi” dedi. Uzun zaman önce bu yolda düşen ve bütün içtenliğiyle özlediği arkadaş ve dostlarına kavuşmaya her zaman istekli olduğunu söyleyerek devam etti.
O, insanlara ilham veren bir kahraman gibi yaşadı insanların medeniyetler boyunca adına şiir yazdığı, şarkı bestelediği ve çocuklara; sömürgecilerin kazandığı zorlu savaşın ardından Süleymani'nin vaad ve tahmin ettiği gibi barış içinde yaşayıp büyümesi gereken çocuklara hikayeler anlattığı bir efsane gibi öldü.
KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 06 Ocak 2022 18:08
Yorumlar (0)