Siyonist Lobiler Suud'a Silah Satışını Onayladı
, 01 Haziran 2017 18:01Ortadoğu'da tarihin en büyük silah anlaşması imzalandı. Trump'ın Riyad ziyareti sırasında Suudi Arabistan ile tarihin en büyük silah anlaşmasını imzalaması karşısında Siyonist lobilerin sessizliğini koruması soru işaretlerine yol açtı.
Siyonist rejim basını konuya açıklık getirerek "İsrail, Suudi Arabistan'ın gelinen noktada İsrail aleyhine bir adım atmayacağından emin" şeklindeki görüşlere yer verdi.
20 Mayıs 2017. Tarihin en büyük silah anlaşmasının imzalandığı gün olarak kayıtlara geçti.
ABD ile Suudi arabistan arasında 350 milyar dolarlık silah anlaşması imzalandı. Amerika'daki Siyonist lobilerin en önde gelenlerinden AIPAC ve Yahudi Kongresi, sürece ilişkin herhangi bir itiraz yükseltmediler. Oysa 1981 yılında dönemin Amerikan başkanı Ronald Reagan, Suudi Arabistan ile yüksek düzeyli bir silah anlaşması imzalamaya kalktığında Amerika'daki bütün Siyonist lobiler ayaklanmış ve bu anlaşmanın imzalanmaması için harekete geçmişlerdi.
Siyonist basında yer alan haberlerde 1981 yılındaki Suudi Arabistan ile günümüz Suudi Arabistan'ı arasındaki farklar masaya yatırılarak Trump'ın imzaladığı tarihin en büyük silah anlaşmasının İsrail açısından niçin tehdit oluşturmadığı masaya yatırıldı.
AIPAC sözcüsü Marshall Wittman, Suudi Arabistan ile imzalanan anlaşmanın Kongrenin onayından geçtiğini belirterek mevcut Amerikan kongresinin İsrail'in güvenliğini tehlikeye atacak bir anlaşmanın altına imza atmayacağını dolayısıyla Amerikan kongresinin bütünüyle İsrail'in yanında olduğunu ve İsrail'in bunun göstermelik bir destek olmadığını bildiğini kaydetti.
Anlaşmayla ilgili olarak anlaşmadan önce sadece "bazı endişelerimiz" var şerhini düşen grup, Amerikan Siyonist Teşkilatı adlı örgüt oldu. Fakat o da anlaşma tarihinden sonra yayınladığı açıklamada "ABD'nin Suud Krallığına silah satışıyla ilgili niyetinin iyi olduğunu gördük ve bu durumu takdir ediyoruz" şeklinde ifadelere yer verdi.
Amerikan dışişleri bakanı Rex Tillerson'un anlaşmayla ilgili cümlelerini gündeme getiren Amerikan Siyonist Teşkilatı, "Tillerson, bu anlaşmnın asıl amacının Suud'un bölgedeki İran etkisine karşı koyabilme kapasitesine karşı koymak olduğunu ifade etti. Anlaşma, bu yönüyle takdire şayandır" açıklamasında bulundu.
1981 ile 2017 yılları arasındaki değişikliğe dikkat çeken TimesOfIsrael gazetesi, Suudi Arabistan'ın o yıllarda da sıkı bir Amerikan müttefiki olduğunu fakat o günlerde İran'da devrimin daha çok taze olduğu ve İsrail karşısında sarfettiği tehdit cümlelerinin İsrail lobileri tarafından çok fazla kaale alınmadığını; İsrail'in o günlerde kendisini tehdit eden İran ile tek başına mücadele edebileceğine inandığını ve bu yüzden bölgede kendisinden başka hiç kimseyle yüksek düzeyli silah anlaşması yapılmasına müsaade etmediğini aktardı. Gelinen süreçte ise İran'ın İsrail'in yok edilmesine ilişkin tehditlerini hayata geçirme noktasına somut adımlar attığı ve İsrail'in yükselen bu tehdit karşısında bölgede kendisine dolaylı da olsa müttefikler aramak zorunda kaldığını ve Suudi Arabistan'ın İran'a karşı Amerikan silahlarıyla donatılmasının İsrail'in lehine olacak bir adım olduğu kaydedildi.
Amerika'daki Siyonist lobilerden biri olan Demokrasileri Savunma Vakfı başkan yardımcısı Jonathan Schanzer, "Geçtiğimiz on yıl içerisinde çok şey değişti. İsrailliler artık Suudi Arabistan'ı bir düşman olarak görmüyor. Evet tabi ki şimdilik açık bir müttefik değiller fakat düşman da değiler" ifadelerini kullandı.
AIPAC'ın bir dönem önde gelen isimlerinden olan Douglas Bloomfield ise ABD'nin Suudi Arabistan ile imzaladığı anlaşmanın İsrail'i endişelendirmemesinin asıl sebebinin ise Netanyahu'nun Suudi Arabistan'ı da içine alan bazı Arap devletleriyle perde arkasında sıkı bir ilişki kurması olduğunu aktarıyor. "Netanyahu, Suudilerle şahsi bir ilişki kurdu ve Suudilerin İsrial'in çıkarlarıyla çatışacak bir adım atma ihtimali yok" diyen Bloomfield, Suudi Arabistan ile İsrail'in İran ile savaş konusunda tam bir ittifak içinde olduğunu kaydediyor.
KUDÜS HABER
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!