Suudi Arabistan, Soykırım Gerçeğiyle Yüz Yüze
ÇEVİRİ ANALİZ, 07 Eylul 2025 23:13Sena Ahmed İbrahim tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “SUUDİ ARABİSTAN, SOYKIRIM SAVAŞI GERÇEĞİYLE YÜZ YÜZE: NE KADAR ÇOK AÇIKLAMA YAPMIŞ!” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
İsrail’in Gazze’deki Filistin halkına yönelik soykırım savaşı yaklaşık iki yıl önce başladığından beri, Suudi Arabistan’ın tutumu genellikle saldırıyı kınayan açıklamalar yapmak, saldırının durdurulması için güçlü çağrılar yapmak ve Filistin davasına destek vermekle sınırlı kaldı; ancak bu yönde herhangi somut bir adım atmadı. “Aksa Tufanı” operasyonu ve sonrasında gelişen olaylarla birlikte, Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki normalleşme süreci zorlaşırken, İsrail’in zulmü ve vahşeti gün geçtikçe daha da belirginleşti. İşte tam bu noktada Riyad, sessiz kalma suçlamasından kurtulmak, uluslararası alanda bir kabul görüp meşruiyet kazanmak ve ileride İsrail’in Arap ülkeleriyle normalleşmenin faydalarını yeniden gözden geçirmesi halinde atacağı adımları gerekçelendirmek için söyleminde köklü bir değişikliğe gitmek zorunda kaldı.
Böylece, “iki devletli çözüm” Suudi Arabistan’ın güncel söyleminin odağı haline geldi. Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, 25 Ağustos’ta Cidde’de yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın olağanüstü bakanlar toplantısında bu mesajı güçlü bir şekilde tekrar vurguladı. Onun öncesinde Suudi Arabistan, Fransa ile birlikte, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde “Filistin Meselesinin Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması” konulu bir konferansa ev sahipliği yaptı. Bu konferanstan çıkan belgeler, İsrail’in sürekli altını oymaya çalıştığı hayali bir devletin peşinden koşmaktan ziyade, önceliğin bugün yaşanan siyasi soykırımı durdurmak olması gerektiğini açıkça ortaya koyuyordu.
Suudi Arabistan’ın bu konudaki tutumuna dair bir değerlendirmede bulunan ‘Arap Yarımadası Muhalefet Buluşması’nın önde gelen isimlerinden araştırmacı Fuad İbrahim, “Bildiriler yayınlamak, Suudi rejiminin rutin davranışının bir parçası haline geldi; ancak bu bildirilerin ardından gerçek bir eylem gelmiyor” diyor. İbrahim, “Artık bilinmektedir ki bu bildiriler sadece medya için tüketilen bir gösteriden ibaret” değerlendirmesinde bulunuyor.
İsraillilerin bunu bildiğine ve bu nedenle bu açıklamalara cevap vermediğine işaret ediliyor. Onların durumu adeta şöyle: “Biz işimizi yapıyoruz, siz de halkınızı memnun etmek ve aldatmak için kınamalar yapıyorsunuz.” Burada belirtmek gerekir ki, Suudi Arabistan 7 Ekim 2023’ten 26 Ağustos 2025’e kadar yaklaşık 88 bildiri yayımlamış; bunların 47’si Gazze meselesine, 23’ü ise Batı Şeria’daki gelişmelere odaklanmış. İki bildiri ise düşman Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun açıkça ortaya koyduğu “Büyük İsrail” planını kınamaya ayrılmış. Geriye kalan bildiriler ise, Batılı ülkelerin tutumlarını ve Filistin devletinin tanınmasına yönelik uluslararası kararları, Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Güvenlik Konseyi’nin atmış olduğu adımları memnuniyetle karşılamaya yönelik olmuş.
İsraillilerin bunu bildiğine ve bu nedenle bu açıklamalara cevap vermediğine işaret ediliyor. Onların bu durumu adeta şöyle diyor: “Biz işimizi yapıyoruz, siz de halkınızı memnun etmek ve aldatmak için kınamalar yapıyorsunuz.” Burada belirtmek gerekir ki, Suudi Arabistan 7 Ekim 2023’ten 26 Ağustos 2025’e kadar yaklaşık 88 bildiri yayımlamış; bunların 47’si Gazze meselesine, 23’ü ise Batı Şeria’daki gelişmelere odaklanmış. İki bildiri ise düşman Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun açıkça ortaya koyduğu “Büyük İsrail” planını kınamaya ayrılmış. Geriye kalan bildiriler ise, Batılı ülkelerin tutumlarını ve Filistin devletinin tanınmasına yönelik uluslararası kararları, Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Güvenlik Konseyi’nin atmış olduğu adımları memnuniyetle karşılamaya yönelik olmuş.
Soykırım savaşının seyrini değiştirmeyen bu sözlü performansın arka planında, Gazze’deki savaşın Suudi Arabistan’ın diplomatik ve ekonomik stratejisine darbe vurduğu belirtilirken —bu, İsrail’in ekonomi odaklı “Globes” gazetesinde yer alan bir makaleden alınan bir tespit—, bazı normalleşme biçimleri veya onları hayata geçirme çabaları devam etti. Ancak bu çabalar, yeterince gündeme getirilemedi, gözlerden uzak kaldı.
Soykırım savaşının gidişatını değiştirmeyen bu sözlü gösterinin ardında, İsrail’in ekonomi alanındaki “Globes” gazetesinde yer alan bir makaleye göre, Gazze’deki savaş Suudi Arabistan’ın diplomatik ve ekonomik stratejisine ağır bir darbe vurdu. Buna rağmen, bazı normalleşme adımları ya da onları hayata geçirme çabaları sürmeye devam etti; ancak ne yazık ki bu çabalar yeterince dikkat çekmedi, gölgede kaldı.
Nisan 2025’te, İsrail Enerji Bakanı Eli Cohen, Washington ziyaretinde Suudi Arabistan’dan Askalan’a, oradan da Eilat’a uzanacak bir petrol boru hattı projesini tanıtmak için fırsat buldu. Bu sırada, araştırma kuruluşu Oil Change International, İsrail’in Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Mısır’dan petrol taşıyan SUMED boru hattı üzerinden küçük ama düzenli ham petrol sevkiyatları aldığını ortaya koydu.
Tüm bunların yanında, Yemen silahlı güçlerinin İsrail karşısında yürüttüğü deniz savaşı sonrası yaşanan gelişmeler, Birleşik Arap Emirlikleri’nden başlayıp Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinden İsrail’e uzanan kara köprüsünün açılmasına zemin hazırladı.
Durum bununla da kalmadı; Suudi fon, Jared Kushner’in sahibi olduğu Affinity Partners adlı şirkete, İsrail piyasasında değerlendirilmek üzere büyük bir sermaye aktardı. Bu sermaye, İsrail’in en büyük finans kuruluşlarından biri olan ve Batı Şeria’daki yerleşim yerlerinin inşasını finanse eden Phoenix Financial Limited adlı şirket aracılığıyla kullanıldı. Söz konusu şirket, Birleşmiş Milletler’in yerleşim yerlerinin inşasında rol alan firmalar listesinde yer almakta. Bu durum İngiliz Middle East Eye sitesinde de vurgulanmıştır. Amerikan Senatosu Finans Komitesi, 24 Eylül 2024 tarihinde yayımladığı raporda, Suudi fonun 2021 Haziran’ından 2026 Ağustos’una kadar olan dönemde bu şirkete 2 milyar dolar tutarında finansman sağladığını teyit etmiştir.
Aynı şekilde, Riyad da pazarlarını İsrail şirketlerine açtı; İsrail’in Globes gazetesi, Suudi Arabistan’ın 2024 yılında Cyber Ark adlı şirketin büyümesinde “ana itici güç” haline geldiğini ortaya koydu. Bu şirket, işgal altındaki Be’er Şeva’daki “Gav Yam Negev” kampüsünde faaliyet gösteren bir araştırma ve geliştirme merkezidir. Şirketin Orta Doğu Satış Direktörü Tom Lounds’a göre, şirketin gelirlerinin yaklaşık %40’ı Suudi Arabistan’dan geliyor. Cyber Ark, “50’den fazla Suudi müşteriye” hizmet veriyor ve iki taraf arasında resmi bir normalleşme olmamasına rağmen önümüzdeki yıllarda işlerini “iki katına çıkarmayı” hedefliyor.
2022 yılında Bloomberg ajansı, Riyad’ın Maliye Bakanlığı aracılığıyla Suudi Arabistan’ın en büyük inşaat grubu olan Bin Ladin Grubu’nun yeniden yapılandırılmasının denetlenmesi için uluslararası finans yatırım şirketi Rothschild & Co’dan yardım aldığını ortaya koymuştu. Paris merkezli bu şirketin, söz konusu projeye ilişkin açıklaması, aynı zamanda Ağustos 2022’de işgal altındaki topraklarda temsilcilik açmasıyla çakıştı. Şirket, bu temsilciliğin “İsrail pazarındaki faaliyetlerini ve sunduğu hizmetleri genişletmeyi amaçladığını” belirtti. Ardından, 18 Şubat 2024 tarihinde Riyad’da da resmi temsilcilik açılışını duyurdu.
Bunun yanı sıra, soykırım savaşı devam ederken bile Suudi ve İsrail yetkilileri arasında görüşmeler gerçekleşti. Örneğin, Suudi Ticaret Bakanı Macid bin Abdullah el-Kasbi’nin, 26 Şubat 2024’te Abu Dabi’de düzenlenen Dünya Ticaret Örgütü konferansı sırasında İsrail Ekonomi ve Sanayi Bakanı Nir Barkat ile bir araya gelmesi gibi. Suudi resmi haber ajansı, bu görüşmenin önceden planlanmadığını söylese de, Barkat’ın ofisi iki ülkenin birlikte tarihe yön verme gücüne sahip olduğunu vurguladı.
Suudi Arabistan’ın söz konusu görüşmeyi reddetmesine rağmen, Suudi gazeteci Abdülaziz el-Hamis, geçen temmuz ayında İsrail Parlamentosu (Knesset) bünyesinde “Bölgesel Güvenlik Düzeni İçin Lobi” tarafından düzenlenen bir oturuma katıldı. Suudi hükümetinden bu ziyarete dair henüz resmi bir açıklama gelmedi. Ancak Hamis, oturumda “iki devletli çözüm”ün normalleşmenin kabulü için bir şart olduğunu vurguladı ve Amerikalılar ile Suudilerin bu konuda aynı görüşü paylaştığını belirtti. Bu sözler, İsrail ve Batılı medya organları tarafından da aktarıldı.
Böylece, Suudi vatandaşlarının %96’sı İsrail ile normalleşmeye karşı çıkmasına rağmen, Suudi Arabistan gelecekte bu yolda ilerlemenin yollarını aramaya devam ediyor. Şu an için bu konuyu gündeminden uzak tutsalar da, İsrail’e düşman olan herkese karşı mücadeleyi sürdürmekten vazgeçmiyor. Ancak, aralarında Fuad İbrahim’in de bulunduğu bazı gözlemciler, Suudi-İsrail ilişkilerinin normalleşme aşamasını çoktan geçtiğini ve artık ittifak aşamasına evrildiğini söylüyor. Ona göre, ekonomik, askeri, güvenlik ve medya alanlarındaki kolaylıklar bu ittifakın değişmez unsurları arasında yer alıyor.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 07 Eylul 2025 23:13
Yorumlar (0)
İsrail, İran'a Karşı Sonraki Tura Hazırlanıyor
Barış Mukabilinde Teslim Olmak
Sınvar'ın Hamlesi Bir İntihar Mıydı?
Aksa Tufanı, İsrail'in Gücü Kader Değildir Diyor
Lübnan Cumhurbaşkanı İsrail'le Müzakere İstiyor
Düşman Liderliğinin Farkındalığı Değişiyor
Trump'ın Kutlaması, İsrail'in Söyleminin Teyidi
Seyyidsiz Kalan Savaş Meydanı!
Filistin Açısından Sonraki Gün
İran İle Savaşa Geri Mi Dönülüyor?
Bölgesel Çatışmada Siyonist Varlığın Öncelikleri
Hizbullah Kandırıldı Mı?
İran-İsrail Gerilimi: Alan Daralıyor
İran Zamanı Lehine Kullanıyor
İsrail ve Batı, Hizbullah'ın Toparlandığını Düşünüyor
Trump ve Filistin'in Kanı
Boyunduruk Altına Alma Planı Yeni Savaş Getirir
Trump, İran Kartıyla Bir Kumara Mı Hazırlanıyor?
ABD-İsrail'i, Direnişin Siyasi İlerleme Endişesi Sardı
Hizbullah Milletvekili'nden Nasrallah'a: Yolunuz Sürdürülüyor
Netanyahu: Hedeflerimiz İçin En Büyük Engel Hizbullah'tır
Direnişçiler, 'Büyük Haber'i Nasıl Karşıladı?
Seyyid Hasan'ın İzlerini Takip Etmek
İsrail İstihbaratının Sorusu: Hizbullah'ın Elinde Ne Kaldı?
Filistin Halkının Kalbinde Hasan Nasrallah
Direnişin Destek Cephesini Yönetmedeki Zihniyeti
Hacı Muhsin'in Sırlarına Bir Yolculuk
Fuad Şükr ve İbrahim Akil Ortaklığı
Bir İnsan Olarak İbrahim Akil
Abdülkadir: Direnişin Parlak Zekası
Hatice Şükr, Babası Fuat Şükr'ü Anlattı
Fuad Şükr: Direnişin Anlatıcısı
Uli'l-Be's Muharebesi'ndeki Zaferin Tarihi - 3
Uli'l-Be's Muharebesi'ndeki Zaferin Tarihi - 2
Uli'l-Be's Muharebesi'ndeki Zaferin Tarihi - 1
İsrail, Charlie Kirk'in Gizemli Ölümünün Neresinde?
Katar'daki Saldırıyla Netanyahu Asasını Kırdı
İran-Lübnan-Suriye'deki Gelişmeler ve İsrail'in Gelecek Planı
Direniş Fikri ve Onun Tarihi Tezahürleri Üzerine