Trump Beklenirken İran Hazırlıklarını Sürdürüyor
ÇEVİRİ ANALİZ, 15 Kasım 2024 12:12Muhammed Havacui tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “TRUMP BEKLENİRKEN İRAN, ASKERİ VE POLİTİK OLARAK HAZIRLIKLARINA DEVAM EDİYOR” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
Donald Trump yönetiminin çalışmalarına başlamasına yalnızca iki ay kalmışken şu sorular sorulmakta: Bu dönemde bölgedeki gelişmeler nasıl bir yol tutacak? Savaşın kapsamı genişleyip “meydanın” kuralları mı geçerli olacak; yoksa gerilimi önleyecek bir siyasi hareket mi ortaya çıkacak? İran ile İsrail arasında cereyan eden vuruşmalar devam edecek mi? Tahran, el-Vadu’s-Sadık 3 Operasyonu’nu uygulama sadedinde mi?
Her ne kadar üst düzey İranlı yetkililer son günlerde Tahran’ın yanıtının yakın zamanda uygulamaya konacağı hakkında nadiren konuşmuş olsa da bazı askeri liderler hâlâ bunun kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Devrim Muhafızları’na bağlı Hatemu’l-Enbiya Karargâhı Komutan Yardımcısı Muhammed Cafer Esedi, “el-Vadu’s-Sadık 3, el-Vadu’s-Sadık 2’den kesinlikle farklı olacak” dedi ve ekledi: “Son kurşunu düşmanın atmasına izin vermemeliyiz. Kesinlikle biz onu vurmalıyız.”
Dikkat çeken bir mevzu da Devrim Muhafızları’na yakın olan Tesnim Haber Ajansı’nın dün, İsrail’in geçen ay ülkedeki hedeflere yönelik düzenlediği saldırıların ardından Tahran’ın, şehrin merkezine savunma tüneli inşa ettiği yönündeki haberiydi. Tünel, başkentin merkezine yakın bir konumda yer alacak ve Tahran metrosu İmam Humeyni Hastanesi’ne doğrudan yeraltı erişimi sağlayacak.
Öte yandan konuya vakıf bir kaynak, al-Akhbar’a verdiği röportajda şunları söyledi: “Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım el-Araci’nin Pazartesi günü Tahran’a yaptığı ziyaretin, Irak’ın iki nedenden ötürü parçası haline geldiği Tahran ile İsrail arasındaki çatışmayla doğrudan ilişkisi var: Bu sebeplerden ilki, İsrail’in İran’a saldırılar düzenlemek için Irak topraklarını kullanması; ikincisi ise Irak direnişinin İsrail’e füze ve insansız hava araçlarıyla yaptığı saldırılardır.”
Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı’nın, Irak’ın çatışma açısından bir tampon bölgeye dönüşmesini istemediğini ve İran’ın, Irak topraklarından İsrail’e bir saldırı başlatmaya hazırlandığı yönündeki İsrail’e ait son sızıntıların, Irak yönetiminin durumu idrakini ikiye katladığını ifade eden mevzu bahis kaynak sözlerine şöyle devam etti: “Kasım el-Araci, Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral Kaani ile yaptığı görüşmede, Irak direnişinin İsrail’e karşı operasyon yapmasını engellemek için baskı yapılması çağrısında bulundu. Bununla birlikte İran, Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı’ndan, Irak hava sahasının İsrailli savaş uçakları tarafından İran’a karşı olası bir saldırı amacıyla kullanılmasının önlenmesine ilişkin bir yol bulmasını istedi.
Önceki gün Riyad’da düzenlenen olağanüstü Arap-İslam zirvesi ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın İran’a saldırı yapılmasına karşı çıkması izah edilen gidişata paralel olarak dikkatleri üzerine çekti. Bu bağlamda, İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Arif, zirvenin oturum aralarında yaptığı görüşme sırasında Suudi Veliaht Prensi’ni İran’ı ziyaret etmeye davet etti ve iki ülke arasındaki iletişim ve etkileşimin geliştirilmesi ve genişletilmesi adına son aylarda girilen yolun geri dönüşü olmadığını vurguladı. İran’daki siyaset ve medya çevreleri, zirvenin, özellikle de zirve sırasında açıklanan Suudi Arabistan’ın siyasi tutumlarının, Trump’ın Amerika’da iktidara gelmesinin arifesinde İsrail’in bölgedeki uygulamalarını frenleme ve savaşın yayılmasına karşı çıkma yolunda önemli bir adımı temsil ettiği değerlendirmesinde bulundu.
İran İslam Cumhuriyeti’nin devlet gazetesi “İran” ise zirveyi şöyle değerlendirdi: “Gazze’deki savaş krizinin çözümüne yardımcı olmak için İran ve bölgedeki Arap ülkelerinin bir arada oturması daha önce mümkün değildi. Belki İran’ın bölgesel denklemlerde rol oynamasına tahammül edemeyen birçok rakip bölgesel oyuncu, tanık oldukları kronik olaylar ışığında, bunları aşmanın yolunun ancak Tahran’ın bölge içinde iş birliğine, çalışmalarda daha fazla bağımsızlığa ve bölgesel karar alma düzeyinde eyleme ilişkin önerdiği fikirlerin uygulanmasının temelinde istişare, müzakere ve ortak bir çözüm bulmakla mümkün olacağına ikna olmuşlardır.” “Riyad zirvesinde Tel Aviv’in İran topraklarına yönelik saldırganlığını kınayan ses, bölgedeki yeni ittifaklardan ve Arap ülkelerinin tek sıra halinde İran’ın yanında yer almasından ayrı bir hareket değildir. Öyle görünüyor ki, ABD’nin Orta Doğu’da rol oynama fırsatları azalıyor. Suudi Arabistan ve İran önceki ihtilafları bir kenara bırakırken, diğer ülkelerin liderleri BM Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlara İsrail’e ciddi bir şekilde karşı çıkma çağrısında bulundu.”
Horasan gazetesi ise İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın Riyad zirvesinde yer almadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bazıları İran’ın, Filistin’e ve Arap-İsrail çözümüne yönelik aldığı farklı tavırların arka planında zirveye üst düzeyde katılmamayı tercih ettiğine inanıyor. Bazı analizlerde ise İran’ın, resmi ilişkileri ve diyaloğu geliştirmeye hazırlık amacıyla Suudi Arabistan’dan karşılıklı üst düzey yetkili ziyareti gibi icraatlar beklediği değerlendiriliyor.” Ne var ki “Suudi Arabistan’la yakınlaşmaya yönelik çabalar, İran’daki bazı siyasi hareketlerden muhalefetle karşılanıyor. Yakınlaşmanın stratejik önemine rağmen mevzu bahis hareketlerin bir kısmı, mezhebi ve siyasi ihtilaflar bağlamında önceki deneyimler göz önüne alındığında, ortaya çıkan ilişkiye hâlâ biraz ihtiyatlı yaklaşıyor. Zira bu korkular, bir bakıma İran’ın İsrail’e yönelik dış politikası ve Tahran’ın bölgesel siyasetindeki öncelikleri arasında yer alan Filistinli gruplara verdiği destekle bağlantılı ve Suudi Arabistan’ın bu mevzulara yaklaşımı ile çelişkili bir konumda.”
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 15 Kasım 2024 12:12
Yorumlar (0)