Batı Şeria'da Yerleşimci Savaşı
ÇEVİRİ ANALİZ, 14 Kasım 2024 19:56Robert Inlakesh tarafından thecradle.co adlı internet sitesinde kaleme alınan “BATI ŞERİA'YI İLHAK ETMEK UĞRUNDA DEVLET DESTEKLİ YERLEŞİMCİ SAVAŞI” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
İsrail'in Gazze'de devam eden soykırımının ve Lübnan'a yönelik askeri saldırganlığının üstüne, Tel Aviv, fanatik Yahudi yerleşimcilerini işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilere karşı koordineli bir savaşa yönlendirmeye hazırlanıyor ve bu savaşta, topraktan geriye kalanları etnik olarak temizlemeyi ve daha fazla ilhakın önünü açmayı amaçlıyor.
Dünyanın en zengin İsraillisi olan milyarder Miriam Adelson, Donald Trump'ın başarılı başkanlık kampanyasındaki "büyük zaferini" tek bir açık koşulla finanse etti: Batı Şeria'nın ilhakına destek vermesi koşuluyla.
Geçen ay The Times of Israel, varlıklı dul kadının "ölen kocası, kumarhane patronu Sheldon Adelson ile birlikte inşa ettiği bir mirası sürdürdüğünü" ve "Adelson ailesinin uzun süredir Cumhuriyetçi adaylar için en büyük kampanya finansmanı kaynaklarından biri olduğunu ve son üç genel seçimde Trump'ı desteklediğini" belirtti.
Batı Şeria'nın tamamen konsolidasyonu
The Cradle'a konuşan Filistinli insan hakları grubu 'Bisan Center'ın yönetici direktörü Ubey el-Abudi, "İsrailli yerleşimciler, Filistin nüfusunu etnik olarak temizlemek için büyük bir saldırı gerçekleştirmeye hazırlanıyor" dedi ve bu saldırının özellikle Filistinlileri Batı Şeria'nın yaklaşık yüzde 60'ını oluşturan C Bölgesi olarak bilinen bölgeden tamamen silmeye odaklanacağını da sözlerine ekledi.
Bu tırmanış çoktan başladı. 4 Kasım'da silahlı yerleşimciler, Filistin'in el-Bireh kentine bir saldırı başlattı ve bu, Batı Şeria'yı saran şiddeti artırdı. Sadece Ekim ayında yerleşimciler, Filistinlilerin kendilerine, mülklerine ve topraklarına karşı en az bin 490 saldırı gerçekleştirdi ve bunu genellikle işgal askerlerinin gözetimi ve koruması altında yaptı.
Geçmişte, Filistinlilere yönelik aşırılık yanlısı yerleşimci saldırılar, kendiliğinden doğaları ve koordinasyonsuz haydutlukları ile karakterize edildi, ancak bu durum değişmeye başladı. Batı Şeria Yerleşim Konseyi lideri İsrail Gantz, İsrail'in Kanal 7 Haber kanalına yakın zamanda verdiği röportajda, kısa süre önce görevden alınan İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile yaptığı görüşmeyi şöyle yorumladı:
"Batı Şeria'yla, Cebaliy ile, Refah'la ve güney Lübnan'daki köylerle ilgilenilmesini istedik; bu da sakinlerin yerinden edilmesi, bu köylerdeki teröristlerin öldürülmesi, terörist altyapının temizlenmesi, silahlara el konulması ve sonra onları köylerine geri döndürmek anlamına geliyor."
Açıklamada Filistinlilerin köylerine geri dönmesi fikri yer alırken, böyle bir operasyonun Gazze ve Güney Lübnan'da tekrarlanması durumunda geri dönülecek bir köy kalmayacaktı. Gantz ayrıca, yasadışı Yahudi yerleşimlerinin sınırındaki Filistin köylerinin, orada yaşayan İsraillilere yönelik potansiyel güvenlik tehdidi nedeniyle 'temizlenmesini' istedi - her iki fikre de Gallant'ın karşı çıktığı bildiriliyor.
Ancak 5 Kasım'da İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Gallant'ı görevden aldı, yerine savunma bakanlığı görevini uzun süredir müttefiki olan Israel Katz'ı atadı. Katz, İsrail dışişleri bakanı olarak önceki görevini ifa ederken, selefinin aksine, Filistinlilerin Batı Şeria'daki evlerinden sürülmesi çağrısında bulundu.
'Örgütlü milisler'
Geçtiğimiz Kasım ayında, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in polise Batı Şeria'daki yerleşimcilere karşı yasayı uygulamayı durdurma emri verdiği ortaya çıkmıştı.
Bu nedenle silahlı yerleşimcilerin el-Bireh'e saldırısı bu kadar önemli görülüyordu. Netanyahu kabinesini, çoğu Batı Şeria'da yerleşimci olan sağcılardan oluşan bir kadroyu içerecek şekilde değiştirirken, bu gruplar daha da küstahlaşıyor.
El-Bireh'e yönelik saldırı özellikle endişe vericiydi. Abudi'ye göre bu, "pogrom tarzı bir saldırıdır", çünkü "cezasızlıktan cesaret alıyorlar". Öfkeli yerleşimciler, İsrail askerlerinin gözetiminde 18 aracı ve iki daireyi yaktı.
Batı Şeria'da bir Filistinli, The Cradle'a, yerleşimcilerin, kendi evinin önüne molotof kokteyli ile geldiklerini, ancak aile üyelerine saldırmadan önce "şans eseri korkup vazgeçtiklerini" anlattı:
"Saldırıdan önce evimden yeni çıkmıştım, ama bir şeylerin ters gittiğini biliyordum. Çünkü ben ayrılırken askerler tüm kontrol noktalarında çok şiddetli davranıyorlardı... Bu tür saldırıların, askerlerin bir şekilde katılımı olmadan gerçekleşmeyeceğini anlamalısınız."
"Yerleşimciler giderek daha fazla örgütlü milisler gibi davranıyor; onlar, etnik temizlik gündemi için çalışan İsrail ordusunun bir uzantısıdır" diyen Abudi, bu yılki saldırıların dramatik bir şekilde arttığını doğruluyor. İstatistiklere göre, yerleşimci şiddeti 2021'den bu yana her yıl tırmanıyor ve 2024'te benzeri görülmemiş sayıya ulaşıyor.
İsrail, devlet destekli yerleşimci 'savunma mangalarını' kullanarak, El-Halil'in güney tepelerindeki 16 Filistinli topluluğu etnik olarak temizlemeyi başardı. 2023'te İsrail ordusunun, kötü şöhretli 'Tepedeki Gençlik' grubundan en aşırılık yanlısı Yahudi yerleşimcilerden oluşan 'Çöl Sınırı' birimini kurduğu ortaya çıktı. İnsan hakları grupları, Batı Şeria'daki yerleşimcilerin Filistinlilere saldırırken İsrail standartlarına uygun tüfekler kullandığını da belgeledi ve bunların hepsi bu saldırılarda devletin suç ortaklığına işaret ediyor.
Abudi'ye göre, "yaklaşık 700 [İsrail] barikatı Filistin köylerini birbirinden ayırdı." İşgal güçleri tarafından kurulan barikatlar, "yoldan geçen Filistinlileri hedef alan şiddet yanlısı yerleşimcilerin saldırılarına karşı koruma sağlıyor... Batı Şeria'da güvenli bir şekilde seyahat etme yeteneğini bile büyük ölçüde etkiliyor." Abudi, saldırganların Tel Aviv'in kayıtsız şartsız cezasız kalacağına güvenebileceğini söylüyor:
"İstedikleri herhangi bir suçu işlemek için yeterli kaynağa, silaha ve siyasi desteğe sahip olduklarını hissediyorlar."
Trump ve Batı Şeria'nın ilhakı
Samiriye Bölge Konseyi'nin yerleşimci lideri Yossi Dagan, geçtiğimiz günlerde Batı Şeria'da bir savaş beklentisiyle "acil durum güvenlik ekiplerini" silahlandırmak ve hazırlamak için yaklaşık 500 tüfek satın aldı. Eylül ayında İsrail, Batı Şeria'yı "savaş bölgesi" ilan etti ve yasadışı Yahudi yerleşimlerini çevreleyen tampon olarak kapalı askeri bölgeler oluşturdu.
Kısa bir süre önce işgal altındaki Filistin toprakları için yerleşim işlerinin kontrolünü devralan İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Ekim ayı sonlarında ilhak için halka açık bir çağrı yaptı. Kendisi de uzun süredir Batı Şeria'da yerleşimci olan Smotrich, Batı Şeria'daki yerleşimci nüfusunu iki katına çıkarmayı amaçlayan 'Kararlı Plan' başlıklı bir belgede özetlenen 2017 yerleşimci hareketi önerisi adına açıkça çalışıyor.
Bu, İsrail'in, İsrailli yerleşimci nüfusunu askeri kontrolden sivil kontrole geçirmeye başlama kararıyla birleştirilirse, ilhak sürecinin zaten devam ettiği açıkça ortaya çıkıyor.
Donald Trump'ın son ABD seçimlerinde kazandığı zaferle birlikte, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Temmuz ayında İsrail'in toprakları işgalini uluslararası hukukun ihlali olarak ilan eden ve Tel Aviv'in işgalini sona erdirmesini talep eden tarihi görüşüne rağmen, Netanyahu'nun Batı Şeria'nın ilhakını birdenbire çok uygun bir seçenek olarak görmesi muhtemeldir.
Ancak Trump'ın ezici seçim zaferine, Cumhuriyetçi liderin İsrail'in Batı Şeria'yı ilhakına izin vermesi yönündeki tek talep karşılığında, aşırı Siyonist Adelson'un, seçim kampanyasına 100 milyon dolarlık katkısı oldukça yardımcı oldu.
Adelson'ların, Trump'ın 2016'daki ilk başkanlık adaylığını, Cumhuriyetçi liderin Tel Aviv'deki ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ve Kutsal Şehir'i İsrail'in bölünmez başkenti olarak tanıması gibi bir teklifle finanse ettiğini de hatırlayalım.
Şimdi, Miriam Adelson, Batı Şeria'nın ilhakı için bastırıyor. Yerleşimci şiddetindeki artış, Yahudi milislerin oluşumu, yerleşimci siviller için askeri eğitim programları ve 120 bin tüfeğin dağıtılmasıyla birleştiğinde, hesaplanmış bir strateji şekilleniyor. Bu sadece ara sıra yapılan saldırılarla ilgili değil; İsrail tarihindeki en aşırılık yanlısı koalisyon hükümetinin yayılmacı, yerleşimci-sömürgeci ideolojisine uygun olarak Batı Şeria'nın demografisini kalıcı olarak değiştirmeye yönelik kasıtlı, devlet destekli bir kampanyadır.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 14 Kasım 2024 19:56
Yorumlar (0)