Lübnanlı Hıristiyan Lider: Nasrallah Nadir Bir Şahsiyetti
BATI ASYA, 07 Kasım 2024 05:27Lübnan’da Hristiyan Marada Hareketi’nin lideri Süleyman Franjiye, “Seyyid Hasan Nasrallah gibi nadir bir şahsın 100 yılda bir geleceğini düşünüyorum. Onu tanımayanlar neyi kaybettiklerini bilmezler, onu tanıyanlar bu kaybın hacmini bilirler” diyerek onunla olan kişisel ilişkilerine değindi.
Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadetinin 40’ıncı günü dolayısıyla El Meyadin’e konuşan Franjiye, “Hasan Nasrallah'ı tanımayan çok şey kaybetti, onu tanıyan ise kıymetini bilir” dedi.
Lübnan eski İçişleri Bakanı ve mevut cumhurbaşkanı adayı Franciye, “Önümüzdeki dönemde, bu ulusal ve tarihi kişiliğin kaybının Lübnan için ne kadar büyük bir kayıp olduğunu daha iyi anlayacağız. Karşıtlar ve muhalifler bile onun kim olduğunu daha iyi bilecek. O, tarih tarafından yüzlerce yıl boyunca hatırlanacak büyük bir şahsiyettir. Onu tanıma şansına eriştim; keşke herkes tanıyabilseydi” dedi.
Lübnanlı siyasetiçi, “Seyyid Hasan Nasrallah'ın vefatının üzerinden kırk gün geçti, hâlâ bu gerçeği kabullenemedik. Günler bir rüya gibi geçti. Kimse bunun doğru olduğuna inanmak istemiyor, bu dönemi onsuz hayal edemiyoruz. Hâlâ inanamadık ve şokun etkisindeyiz. Bugün, ülkenin yaşadığı felaketin ve savaşın büyüklüğü devasa. Savaş bitince Seyyid Nasrallah için anma töreni yapılacak ve defnedilecek; o zaman her şeyin nasıl olduğunu görebileceğiz” ifadelerini kullandı.
Franjiye, Nasrallah ile kişisel ilişkisini anlatarak, “Siyasi ittifakımızın yanı sıra aramızda güçlü bir kişisel bağ vardı. Onun kaybederek bir kardeş, bir dost ve bir baba kaybettik. Kendisiyle birçok kez buluştuk. İlk kez oğlu Şehit Hadi’nin cenazesinde taziyemizi sunmak için tanıştık, ardından ilişkimiz 2004 yılının sonlarında gelişti ve şehit olana kadar sürdü” dedi.
Lübnanlı Hristiyan lider, Nasrallah’ın dürüstlüğüne vurgu yaparak, “Onunla her buluşmamda, büyüklüğüne rağmen, yanındayken hep bir rahatlık hissediyordum. Hiçbir zaman baskı altında hissetmedim. Aramızda her zaman açık ve temiz bir ilişki vardı. Ahlak ve vicdanımız bizi ona bağlıyordu; işte Nasrallah ile ilişkim buydu. Onunla oturup Irak'tan İran'a, Suriye'ye, her bölgeye kadar her şeyi konuşurduk. Konuşmalar her alanı kapsıyordu. Kendisiyle saatlerce oturup her konuyu gözden geçirirdik, o her zaman iyimserdi” diye konuştu.
Nasrallah’ın Filistin davasına olan desteğine de değinen Franjiye, şöyle devam etti:
“Pek çok kişinin Seyyid'in asla durumların kötü olmasını istemediğini, en iyisini istediğini bilmiyor. Huzur ve sükûnet istiyordu. Şehadetinden iki gün önce, bombalar patladığında, kendisine yakın bir kişi, kendisiyle iletişim kuramadığımız için bize, patlamaların tek olumlu yanının bizi büyük bir savaştan kurtarmak olması için dua ettiğini söyledi. Her zaman işlerin daha iyiye gideceğini umuyordu ama işler daha da kötüye gitti.
Filistin davası için kanını ödedi, Arap davası için kanını verdi ve bu yüzden ona saygı duymamız gerekiyor, çünkü bunlar birçok Arap ülkesinin görevleridir, ancak o bunun bedelini de ödedi.
Birçoklarının bunu kabul ettiği ve bazılarının da bugün tüm savaşlarla alay etmek istediği bir zamanda, bunu o kanıyla yaptı. Bize asla yalan söylemedi ve Filistin’i desteklemekten asla geri durmadı. Onunla 2004’te tanıştığımdan bu yana, Filistin davasını desteklediğini ve yanında durduğunu hep dile getirdi.”
Franjieh, sözlerine şöyle devam etti: “Bazen bu duruş bazılarına ters gelebilir, ancak Nasrallah’ı tanıyanlar onun Suriye’de savaş başladığında oraya gideceğini ve Filistin davasını desteklemeye devam edeceğini bilir. Bu, pek çok Arap ülkesinin yapması gereken bir görevdi. Bu fedakârlık, onun bu dava uğruna ödediği bedeldir” dedi.
Lübnan eski cumhurbaşkanlarından Süleyman Franjiye’nin torunu olan Lübnanlı siyasetçi Franciye, “Bu savaş, bir iç savaşın yerini aldı, çünkü İsrail’in planı Lübnan’da bir iç savaş başlatmaktı. Eğer bu savaş iç savaşın yerine geçtiyse, bu olumlu bir durumdur,” diyerek sözlerini tamamladı.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
BATI ASYA, 07 Kasım 2024 05:27
Yorumlar (0)