Yemen'in Hipersonik Füzesi İsrail Savunmasını Sarstı
ÇEVİRİ ANALİZ, 17 Eylul 2024 17:40Halil Nasrallah tarafından thecradle.co adlı internet sitesine kaleme alınan “YEMEN'İN HİPERSONİK BALİSTİK FÜZESI İSRAİL'İN SAVUNMASINI SARSIYOR” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
15 Eylül Pazar gününün erken saatlerinde, Yemen'in hipersonik balistik füzesi Tel Aviv'in kalbini vurdu. Mevlid Kandili'nde ya da diğer adıyla Hz. Muhammed'in doğum gününde fırlatılan füze, İsrail, ABD ve Arap müttefiklerinin toplu savunma sistemlerini atlatarak 2 bin kilometreden fazla yol kat etti.
Yemen'in Ensarullah yanlısı silahlı kuvvetlerinin bu son saldırısı, kendilerinin deyimiyle "yeni bir hipersonik balistik füze ile gerçekleştirildi... 11 buçuk dakika içinde hedefine varan füze Siyonistler arasında korku ve panik durumuna neden oldu."
Füze saldırısı, İsrail'in Lübnan'daki Direniş Ekseni üyesi Hizbullah'a karşı askeri harekat tehditlerinin artmasının yanı sıra Başbakan Benyamin Netanyahu'nun Gazze'de ateşkesi kabul etmeyi reddetmesi zemininde gerçekleşti.
Yemen lideri: Düşmanın hesaplarını bozduk
Ensarullah'ın siyasi bürosu ve Şura Konseyi üyesi Dr. Hızam el-Esed, The Cradle ile yaptığı röportajda, "füze operasyonunun düşmanın hesaplarını bozduğunu ve caydırıcılık operasyonları dengesinde yeni kurallar çizdiğini" doğruladı ve bunun "gelecekteki operasyonlar için bir ilk" olduğuna işaret etti.
Esed, operasyonu Hudeyde'yi etkileyen İsrail saldırganlığına verilen tepkiden ayırarak, bu operasyonun "İsrail'in derinliklerine ve düşmanın ya da düşmanın arkasında ve yanında duranların beklemediği bir şekilde" geleceğini vurguluyor.
İsrail işgal ordusunun Tel Aviv'i vuran füzenin hipersonik olduğunu inkar etmesiyle ilgili olarak Esed, "Yemen Cumhuriyeti'nin askeri teknolojiler geliştirdiğini ve insansız hava araçları ve diğer şeylerin yanı sıra hipersonik füze sistemleri de dahil olmak üzere teknolojik sanayileşme yoluna girdiğini" doğruladı.
Netanyahu'nun Lübnan ile savaşı genişletme niyeti konusunda Ensarallah yetkilisi, bu tehditlerin zayıf tehditler olduğunu söylüyor ve İsrail başbakanını, "bir sonraki adımın, işgal güçleri ve yerleşimciler için daha kötü olacağı" konusunda uyarıyor.
Ve Esed, İsrail'in savaşlarını çeşitli cephelerde bölme girişimlerine karşı çıkıyor ve Direniş Ekseni'nin askeri çabalarının birleşik bir cepheyi temsil ettiğini savunuyor:
“Bize gelince, destek cephesi çerçevesinde Hizbullah'taki kardeşlerimizin, Irak cephesindeki kardeşlerimizin, Filistin içindeki ve dışındaki çeşitli cephelerin yanındayız; ortak ve ortak olmayan operasyonlar çerçevesinde koordinasyon ve işbirliği yapıyoruz.”
Esed, sözlerini eksenin tüm bileşenleri için hedefin altını çizerek bitiriyor: "Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlık durdurulana ve Gazze Şeridi halkına yönelik abluka kaldırılana kadar durmayacağız."
'Beşinci Aşama'nın devamı
Yemen'in Pazar günkü cesur füze operasyonu, İsrail'in beklentilerine meydan okuyarak ve bölgesel oyuncuların stratejik hesaplarını değiştirerek çatışmanın geleceğini şekillendirmede de etkili olduğuna dair açık bir mesajdı.
En önemlisi, bu, işgal devletine, "mübarek 7 Ekim operasyonunun birinci yıldönümünün eşiğinde olduğumuz için, Hudeyde kentine yönelik canice saldırısına verilen yanıt da dahil olmak üzere, daha fazla saldırı ve niteliksel operasyonun gelmesini beklemesi" için bir uyarı işlevi gördü.
Aslında bu, Yemen'in Filistin direnişini desteklemek için Tel Aviv'i ilk hedef alışı değil. Temmuz ayında silahlı kuvvetler, operasyonların "beşinci aşamasını" temsil eden, bir ölümle sonuçlanan ve işgal devletinin Yemen liman kentini müteakip bombalamasına yol açan uzun menzilli bir insansız hava aracı saldırısı başlattı.
Ensarullah lideri Abdülmelik el-Husi, Mevlid'i anmak için Pazar günü yaptığı konuşmada, işgal altındaki Yafa'yı hedef alan saldırının "düşmanın sistemlerini atlayan yüksek teknolojili bir füzeyle gerçekleştirildiğini" belirterek beşinci aşamanın başladığını yineledi.
Ayrıca Husi, "Gazze'ye yönelik saldırganlık ve kuşatma devam ettiği sürece Yemen'in operasyonları ve mevzileri devam edecek… Ta ki Filistin, işgalin pençelerinden kurtulana kadar" diye vurguladı.
Tel Aviv'de askeri ve siyasi karışıklık
Bu füze saldırısının önemi göz ardı edilemez. Bu, Yemen'in askeri yeteneklerinde ve İsrail'e doğrudan meydan okuma istekliliğinde dramatik bir artışa işaret ediyor. Operasyon aynı zamanda San’a'nın karada ve denizde yeni silahlar kullanmaya odaklanarak ülkenin askeri ve teknik gücünü ilerletme taahhüdüyle de uyumlu.
Füzenin hedefi vurmasından kısa bir süre sonra, İsrail ordusu saldırıyı durduramadığını itiraf ederken, İsrail polisi füzenin Ben Gurion Havaalanı'na yakın Kfer Daniel yerleşiminin yakınına düştüğünü doğruladı. Patlama, müdahale girişimleriyle birlikte, Modiin kasabası yakınlarındaki büyük bir tren istasyonunda yangınlara ve hasara yol açtı. İsrail'in hava savunma sistemlerinin bu son ihlali, işgal devletinin zaten iç kargaşayla boğuştuğu bir dönemde, ani siyasi yankılara yol açtı.
Yoğun bir baskıyla karşı karşıya kalan Netanyahu, dünkü haftalık kabine toplantısını düzenleyerek Yemen'e karşı güçlü bir yanıt vereceğini söyledi. İsrail'in topraklarına yönelik herhangi bir saldırı için "ağır bir bedel ödeyeceğini" ilan etti ve işgal devletinin İran önderliğindeki "Şer Ekseni" olarak tanımladığı şeyle yüzleşmeye hazır olduğunu bir kez daha teyit etti.
Netanyahu'nun açıklamaları, İsrail'in karşı karşıya olduğu çok yönlü tehditleri kabul ettiği için Tel Aviv'de artan huzursuzluk duygusunu yansıtıyordu. Yine de, söylemi daha derin bir hayal kırıklığına işaret etti. İsrail'in Hudeyde saldırısı da dahil olmak üzere tüm askeri eylemlerine rağmen Netanyahu gerilimi durduramadı ve Yemen'in kararlılığını bastıramadı.
Hipersonik mesaj
Yemen'in hipersonik bir füze fırlatma kararı, hem bölgesel hem de uluslararası alanda birçok önemli mesaj taşıyan hesaplanmış bir hareketti. San’a'nın bu adımı atmaya istekli olması, İsrail, ABD ya da Britanya'nın "misillemeleri" tarafından caydırılmayı reddettiğini gösteriyor.
Aslında bu operasyon, Yemen'in İsrail topraklarının derinliklerine hassas bir şekilde ulaşma yeteneğine sahip olduğunu kanıtlamış olan askeri yeteneklerinin sürekli gelişimini gösteriyor. Dahası, bu füze saldırısı, Yemen'in sofistike savunma sistemlerinin üstesinden gelme yeteneğinin arttığının bir kanıtıdır ve bu Washington veya Tel Aviv'de gözden kaçmayan bir gelişmedir.
San’a, Tel Aviv'i hedef alarak, Batı Asya'daki statükoya, özellikle de İsrail'in algılanan hakimiyetine meydan okumaya hazır olduğunun sinyalini verdi. Bu saldırı aynı zamanda ABD ve İsrail'in caydırıcılığının aşınmasını da yansıtıyor ki bu, Yemen'e uygulanan abluka ve dış müdahaleyle daha da kötüleşen iç bölünmeler de dahil olmak üzere çok çeşitli konularda gelecekteki angajmanları şekillendirecek bir gerçeklik.
Yemen'in askeri eylemleri, bedeli ne olursa olsun pozisyonundan geri adım atmayacağını da açıkça ortaya koyuyor. Yemen, çatışmalardaki herhangi bir duraklamanın Gazze'deki savaşın sona ermesiyle bağlantılı olması gerektiğinde ısrar ediyor.
Füze saldırısı aynı zamanda, Yemen'in, insani yardımı kaldıraç olarak kullanma girişimleri de dahil olmak üzere, Washington'dan gelen yeni bir baskıyla karşı karşıya olduğu bir zamanda gerçekleşiyor. ABD'li yetkililer, hem Yemen liderliğinden hem de Filistin direnişinden taviz vermeye zorlamayı umarak yardımı bir pazarlık kozu olarak kullanmaya çalıştılar.
Vekil değil ortak
Bölgesel cephede, saldırının zamanlaması özellikle dikkat çekicidir. Bu, İsrail'in Lübnan'a karşı geniş çaplı bir askeri operasyon başlatma tehditlerinin zirvesinde meydana geldi ve Yemen'in daha geniş bir çok cepheli çatışmada aktif bir katılımcı olmaya hazır olduğunu gösterdi.
Yemen, Tel Aviv'i vurarak İsrail'e ve müttefiklerine net bir mesaj verdi: Direniş Ekseni'nin diğer üyeleri hedef alınırken boş durmayacak. Bu füze saldırısı aynı zamanda Yemen'in bölge direnişinde kilit bir dayanak olarak rolünü pekiştiriyor ve İran, Hizbullah ve diğer bölgesel aktörleri birbirine bağlayan stratejik denklemin hayati bir parçası olduğunu gösteriyor.
Operasyon aynı zamanda İsrail'e karşı hizalanan güçler arasında artan koordinasyonu da vurguluyor. Netanyahu'nun her cepheyi tecrit etme ve ayrı ayrı ele alma stratejisi, hasımları arasında artan dayanışma ve koordinasyon eliyle baltalanmaktadır.
Yemen'den yapılan füze saldırısı, İsrail'in bir cephede attığı adımların bölge genelinde sonuçları olacağını ve Yemen'in bu dinamikteki rolünün giderek güçlendiğini açık bir şekilde hatırlatıyor.
Tel Aviv'e yönelik hipersonik füze saldırısı, İsrail ile Yemen arasında tırmanan çatışmada bir dönüm noktası olarak görülebilir ve Gazze'ye yönelik savaş birinci yıla yaklaşırken işgal devleti için siyasi ve güvenlik maliyetlerini artırabilir.
Gerginlikler artmaya devam ettikçe, Batı Asya'daki angajman kurallarını dikte etmeye yönelik herhangi bir girişimin şiddetli bir direnişle karşılanacağı açıktır. Yemen bu çatışmada pasif bir oyuncu olmadığını gösterdi ve bu saldırının yansımaları muhtemelen aylarca, hatta yıllarca bölge genelinde yankılanacak.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 17 Eylul 2024 17:40
Yorumlar (0)