İkinci Savaş Alanı: Batı Şeria
ÇEVİRİ ANALİZ, 06 Eylul 2024 14:49Ahmed el-Abd tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “'ÇATIŞMAYI ÇÖZME' ARZUSU ŞİDDETLENİYOR… BATI ŞERİA “İKİNCİ BİR SAVAŞ ALANI” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
Siyonist işgalin, öldürmek ve yok etmek niyetiyle şehirlerine günlük baskın ve saldırı düzenlediği Filistinlilerin, İsrail’in Batı Şeria’ya büyük bir operasyon düzenleyip çatışmayı sonlandırma noktasına vardıracağını ve belki de bölgeyi ilhak edeceğini anlamaları için İsrail’deki güvenlik kuruluşlarının son operasyonlarda Batı Şeria’yı savaş meydanı olarak gördükleri bir karara varmalarına ihtiyaçları yoktu. Batı Şeria’nın Gazze’den sonra ikinci bir savaş alanı olarak tasnifi ise orada yeni bir gerçeklik meydana getirmek maksadıyla, her köşesinde kuzeyde olduğu gibi geniş çaplı askeri operasyonlar gerçekleştirmek adına bir hazırlık yapmaktır.
Bu bağlamda, Siyonist düşmanın başbakanı Binyamin Netanyahu’ya en yakın gazete olarak kabul edilen İsrail Hayom gazetesi, Batı Şeria’yı zamanlı değil; patlayan bir bomba olarak değerlendirdikten sonra Tel Aviv’in Batı Şeria’ya yönelik stratejisindeki “tehlikeli değişime” dair bir rapor yayınladı. İşgal ordusunun Batı Şeria’da bir dizi askeri operasyon gerçekleştirmesini bekleyen gazete, “Cenin operasyonu, hikâyenin sonu değil” açıklamasını yaptı ve şöyle yazdı: “Geçen hafta İsrail ordusunun Batı Şeria’nın kuzeyinde Cenin mülteci kampında ve Tulkerim’de iki savaş tümeniyle faaliyet gösteren askeri operasyonu başladı ve bu operasyonun yakın gelecekte de devam etmesi bekleniyor.”
Gazete, illa ki savaş aşamasına varması gerekmeyen bu operasyonların tamamlanması için, Yahudi bayramlarının başlayacağı ekim ayını bir üst sınır olarak belirledi. Beklendiği gibi el-Halil şehrinin son zamanlarda tanık olduğu operasyonları, özellikle “Gush Etzion”, “Kermei Tzur” yerleşimlerindeki iki eylemi ve Tarkumiye saldırısını İsrail, büyük potansiyele sahip tehlikeli bir alan vasfıyla şehre karşı kışkırtmak için bahane olarak kullandı ve burayı İsrail güvenlik servisleri için potansiyel bir ikilem teşkil ediyor diye gösterdi.
Batı Şeria’da yaşanan benzeri görülmemiş askeri gerilim, İsrail’in genel vizyonuyla tamamen tutarlı görünüyor. Bu nedenle genişlemesi şaşırtıcı olmayacak. Aksine bu, Gazze’deki savaşın başlangıcından beri beklen bir şey. Zira İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıda Batı Şeria’daki çatışmayı çözmek için bir daha tekrarlanmayacak bir fırsat buluyor ki Tel Aviv’in, Filistinlileri Siyonist projeye “varoluşsal bir tehdit oluşturdukları” için sürekli olarak yerinden etme tehdidi de bunu gösteriyor. Belki de işgal liderlerinin, Gazze modelinin tüm Filistin şehir ve köylerine uygulanmasının gerekliliğine ilişkin son açıklamaları ve İsrail liderlerinin 1948’de bazı Filistinlilerin evlerinde ve köylerinde kalmasına izin vererek tarihi bir hata yaptığını kabul etmeleri izah edilen şeyin anlaşılması için yeterli olabilir.
İsrail açısından Batı Şeria, Siyonist projenin tacındaki bir inci ve yerleşim projesinin kalbi sayılıyor. İsrailli partiler bu konuda fikir ayrılığı yaşamıyor. Öyle ki hepsi bu projeyi semirtmenin yanı sıra Batı Şeria’yı ilhak etme ve bölgenin tamamen İsrail’in kontrolüne girmesi konusunda hemfikir. İsrail’in bu planları gizli değil; medyada duyuruluyor ve sahada uygulanıyor. Aslında 30 yıldır İsrail’in demografik ve coğrafi dengeyi önemli ölçüde değiştirdiği “Oslo Anlaşmaları”ndan bu yana tüm hızıyla yürüyor. Belki de Netanyahu’nun Pazartesi akşamı düzenlediği basın toplantısında Batı Şeria ile ilgili vermek istediği dolaylı mesaj, tam olarak bu. Şöyle ki işgal hükümetinin Başbakanı, elektronik panoda Philadelphi ekseni hakkında interaktif bir açıklama yaptı; ancak gösterdiği haritada Batı Şeria’ya dair herhangi bir işaret yoktu. Aksine Filistin, sadece iki parçaya bölünmüş gibi görünüyordu: Gök mavisi renkte olan ilki, sınırları veya adı gösterilmeden Batı Şeria da dahil olmak üzere İbranice “İsrail” olarak anılıyor; ikinci sarı renkli olan kısım ise yine İbranice olarak “Gazze Şeridi” diye anılıyordu. Filistin Yönetimi ve FKÖ’den bu konuda herhangi bir yorum gelmezken, Filistin’in İngiltere Büyükelçisi Hüsam Zomlot haritaya ilişkin şu yorumu yaptı: “Batı Şeria bu haritada nerede yer alıyor? İsrail hükümetinin başı, İsrail’in amacının, Filistin halkını yok etmek ve topraklarımızdan geriye kalanlara el koymak olduğunu açıklıyor! Bunu Filistinli bir politikacının yaptığını düşünün.”
Netanyahu’nun 2019’da Batı Şeria’daki Ürdün Vadisi’ni ve Ölü Deniz’in kuzey bölgesindeki toprakları ilhak etme sözü vermesi, Arap dünyası ve uluslararası kamuoyunda öfkeye neden olmuştu. Bugün ise İsrail’in, Batı Şeria’da geniş çaplı bir savaş başlatması, ilhak ve tehcir planını uygulamaya koyması için koşullarını hazırladığına Netanyahu’nun inandığı görülüyor. Tüm bunlar da Filistin şehirleri ve kamplarındaki direniş durumu abartılmak ve İran’ın nüfuzunun artmasıyla sürekli ilişki kurulmak suretiyle yapılıyor. Ve işte mezkûr plan, geniş bir biçimde Gazze Şeridi’nde ve ayrıca kuzey Batı Şeria’da uygulanmakta; Cenin’in bazı bölgelerinde halk, yurtlarını terk etmeye zorlanmakta.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 06 Eylul 2024 14:49
Yorumlar (0)