Dünyayı Uykusundan Uyandıran Adam: Yahya Sinvar!
ÇEVİRİ ANALİZ, 11 Ağustos 2024 19:42Yusuf Faris tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “DÜNYA’YI DALDIĞI UYKUDAN UYANDIRAN, HAMAS’IN PROTOKOL TANIMAYAN LİDERİ YAHYA SİNVAR” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
İsrail’in Yahya Sinvar ile yaşadığı krizin temelinde, Gazze’nin eski ve yeni nesillerinden hiç kimsenin, Hamas’ın güvenlik teşkilatı Mecd’in kurucusu ile aralıksız 22 yıl yaşamaması nedeniyle kendisinin onu herkesten daha iyi tanıdığı düşüncesi var. Zira Yahya Sinvar’ın 1989’dan 2011’deki Gilad Şalit (Özgürlere Sadakat) Anlaşması’yla serbest bırakılıncaya kadarki tutukluluğu süresince Siyonist varlık dışında hiç kimse böyle bir fırsata sahip değildi.
İsrailliler, muhtemelen Ebu İbrahim’in (Yahya Sinvar’ın) nefes alışını kontrol altına almak ve onun nasıl bir tabiata sahip olduğunu incelemekle meşgul olmadılar; çünkü müebbede ek olarak 25 yıl hapis cezasına çarptırılan bir kişinin onları kandırmaya, onlara karşı direnmeye, hatta onların varoluşunu tehdit etmeye ve ardından da esirlerinin kaderi konusunda onlarla pazarlık yapmaya ömrünün yeteceğini düşünmediler. Oysaki gardiyanın gaflet ve kibrinin aksine mahkûm, hapishane hayatını işgal ortamı ve toplumuyla en yüksek seviyede etkileşim kurmak için kendisi için fırsata çevirecekti. Evet, uzun yıllar süren tartışmalar ve derinlemesine çalışmalar Yahya Sinvar’ın; siyasi, güvenlik ve akidevi ihtilaflarıyla düşman toplumunun doğasını anlamasına ve analiz etmesini olanak sağlayacaktı.
Yahya Sinvar, ailesinin Gazze Şeridi’nin kuzeybatısındaki Mecdel (Askalan) kentinden göç ettirilmesinin akabinde 1962 yılında Han Yunus Kampı’nda dünyaya gözlerini açtı. Burada Hamas hareketinin kurumsal ve örgütsel yapısını kurmak ve inşa etmekle meşgulken geçen yılların, şahsiyetine yansıdığı kararlı liderlik kişiliği parıldadı. Genç ve atılgan Arapça hocası, Hamas’ın 1987’de kurulmasından sonra sadece 3 yıl gibi bir süre özgür kaldı. Ajanları bastırmak ve takip etmek noktasında aktif çalışan Mecd’i kurdu. Kendi elleriyle Han Yunus’ta Şafii Camii’ni inşa etti ve “İslam Üniversitesi”ndeki öğrenci konseyini yönetti. Tutuklanmasının ardından uzun yıllar boyunca düşman hapishanelerindeki Hamas mahkumlarının liderliğini üstlendi.
Yahya Sinvar hapishaneden çıktıktan sonra Hamas’ın liderlik sahnesinde hemen ön plana çıkmadı. 2011’de özgürlüğüne kavuşması ile 2016 sonunda Hamas’ın Gazze’deki lideri olarak seçilmesi arasında 5 yıl geçti. Bu dönemi, özellikle 2013’te Mısır’ın merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yapılan darbenin ardından, Arap devrimlerinin İhvan temelli Hamas Hareketi’ni; marjinalleştirilmiş, izole edilmiş ve kuşatılmış bir biçimde terk etmesinden sonra ulusal ve örgütsel sahnedeki krizleri analiz etmeye ve ortadan kaldırmaya çalışarak geçirdi. 2017 yılında Gazze liderliğinin ilk senesinde Hamas’ı İhvan hareketine bağlılığın getirdiği yüklerden kurtardı. İhvan’ın gözüyle yaşananları okuyan Hamas’ın karar alma mekanizmasının “hak ve batıl” bağlamındaki değerlendirmelerini kırıp tabularına başkaldırdı. Mısırla ilişkileri düzeltti. Gruplar arasında durgunlaşmış milli birlik görüşmelerini hareketlendirdi. Memleket idaresinin tüm hareket noktalarında büyük ve ciddi tavizler vermeyi gerektiren ve kendinden önce hiç kimsenin atmaya cüret göstermediği adımları attı. O kadar ki nihayetinde Filistin Yönetimi, bölünmeyi sonlandıracak kazanımlardan kaçabilmek için krizler üretmeye başladı. Ebu İbrahim (Yahya Sinvar), Hamaslı olmaktan ziyade milli yönü ağır basan bir Filistinliydi.
Askeri geçmişi olan Yahya Sinvar, direniş düzleminde Hamas’ı tekrar en baştaki hedefler noktasına geri döndürdü. Konuya vakıf bir kaynağın el-Ahbar’a anlattığına göre Sinvar, Hareketin 2022’de Kahire’de gerçekleşen siyasi büro toplantısında Şam’a dönme, Hizbullah ve İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkilerin seviyesini yükseltmeye dair kararlarla alakalı bir dizi soru yönelterek Hamas’ın bölgesel konumuyla ilgili mevzuya son noktayı koydu. Kaynak şöyle diyor: “Bu soruların bir kısmı şu şekildeydi: Hamas Hareketi neden kuruldu? Amaç Filistin’i nehirden denize kurtarmak değil mi? Başka cevabı olan var mı? Dünya üzerinde bizimle aynı hedefleri paylaşan İsrail’in hasımlarını arayalım… Onları hangi başkentlerde bulacağız? Lübnan’da, Şam’da, Tahran’da ve Sana’da. Başka bir başkenti bize gösterecek olan var mı?” En zor kararları almaya götüren doğru cevaplara yöneltecek en basit soruları sormaya cesareti vardı Yahya Sinvar’ın. Böylece Hamas heyeti 10 yıllık ayrılığın ardından Şam’a gitti.
2017’den başlayan iki seçim döneminde Gazze’deki hareketin liderliğini üstlendiği yıllar boyunca Sinvar, onlarca toplantı düzenleyerek kendisinden önce hiçbir Hamas liderinin ortaya koymadığı bir davranış tarzı geliştirdi. Aşiret reisleri, gazeteciler, kanaat önderleri ve tüccarlarla halka açık toplantılar yaparak toplumun her kesimiyle bir araya geldi ve bu toplantılar, onun uzun yıllar sosyal hayattan uzak kalmasını Filistin toplumunda telafi edecek bir rol üstlendi. Bu satırların yazarı, Sinvar’la yüzlerce gazetecinin buluştuğu toplantılardan birinde, kampların evladının çok farklı bir tabiata ve kişiliğe sahip olduğunu gördü. Geleneksel anlamda bir politikacı değildi. Hazır ve ambalajlı cevaplar vermiyor ve çetrefilli fikirleri tartışmaktan çekinmiyordu. Kendisini zor durumda bıraktıklarını düşünenlere bile gülümsüyor ve ardından onlarla hatıra fotoğrafı çektiriyordu. Gazze’de protokole dikkat etmeyen resmi statüdeki kişiye “hemşeri” denir. Sinvar gerçekten de böyle biriydi. Televizyonda yayınlanan bir röportajında bu fikri tasdik edercesine şunları söyledi: “Çizgiyi aşmayı ve ceketimi çıkarmayı çok seviyorum. Politik çalışmalar için isteğim dışında bu ceketi bana giydirdiler. Size ve milletimize açıkça söylüyorum ki Gazze’nin çılgın fedaileri tüm komploları, tüm komplocuları durduracak devrimci birikime sahiptir ve bizde kimsenin hayal edemeyeceği bir fedakârlık hazırlığı vardır.”
Aksa Tufanı öncesinde İsrail’in güvenlikten sorumlu liderleri, Batı Şeria’da bir rol sahibi olmayı suikast politikasını devreye sokmakla bağlantılandırdı. Pazarlıkları bu paralelde boy gösterdi. Hamas cephesinde Salih el-Aruri ve Yahya Sinvar’ın başlarının salim kalmasının bedeli ise bu denklemde İzzeddin Kassam Tugayları’nın Batı Şeria’daki aktivitelerini durdurmaları ve oradaki direniş hücrelerine teşviği ve mali desteği kesmeleriyle ilintilendirildi. Hamas’ın bu pazarlıktaki tutumuna ilişkin zorlu soruların ortasında bölge; tüm bilgeliği, sadeliği, hedef netliği, inatçılığı, fedakarlığa hazır bulunuşluğu ve daha nice nice yüce sıfatın iç içe girdiği “Çılgın Sinvar” karakterinin vücut bulacağı meydan olan Aksa Tufanı ile randevudaydı ve komplo kuranların, çözüm kırıntılarını kabul; şeref ve vatanı bir yana bırakma noktasında kendisine denge ve akıl prangaları vurulan Filistin halkının bu süreçte Yahya Sinvar, yaptıklarıyla tam bir yansıması olduğunu gösterecekti.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 11 Ağustos 2024 19:42
Yorumlar (0)