Netanyahu'dan Önce Direnişin Mesajları ABD'ye Ulaşıyor!
ÇEVİRİ ANALİZ, 01 Ağustos 2024 19:20Ali Haydar tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “NETANYAHU’DAN ÖNCE DİRENİŞ’İN MESAJLARI WASHINGTON’A ULAŞIYOR: HAVA KUVVETLERİ ÜSLERİNİN DE KENDİSİNİ KORUYACAK BİR BİRİME İHTİYACI VAR!” başlıklı yazıyı, Muhammed Yaşar, siz kıymetli okuyucularımız için çevirdi.
Hizbullah’ın Hayfa ve Golan üzerindeki tespit ve dinleme sistemlerine sızmadaki başarısı, operasyonel ve caydırıcı nitelikte mesajlar içerse de işgal altındaki Filistin’in kuzeyindeki Ramat David Hava Kuvvetleri üssüne dair ayrıntılı bir araştırma yürütmesi, Siyonist varlığın takdir ve karar alma mekanizmaları üzerinde gösterge bakımında daha etkili ve tesirli bir mesaj demek.
İslami Direniş’in askeri medyasının dün yayınladığı videoda yer alan araştırma; pistlerden uçaklara, pilotların yaşam alanlarından mühimmat depolarına kadar üssün kalbindeki her nokta ve tesisin hassas bir şekilde hedef alınabildiğini ortaya koydu. Bu ifşa, içerik ve zamanlama olarak profesyonel ve siyasi kurumlara sunulacak mesajların yanı sıra başta düşman Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD’yi ziyareti, İsrail’in Hudeyde limanı saldırısı ve bu saldırının çatışmanın tırmanışına delaleti olmak üzere sahaya ve siyasi gelişmelere ilişkin mesajlar taşıyor.
Ramat David videosu, üssün saldırı ve savunmada düşman ordusunun omurgasını temsil ettiği bir dönemde Hizbullah için askeri bir hedefe dönüştüğünü ortaya koyuyor. Böylece Hizbullah, bilgi ve operasyonel yeteneklerinin yalnızca endüstriyel tesisleri, şehirleri, askeri üsleri ve komuta kontrol merkezlerini hedeflemekle sınırlı olmadığını, daha da önemlisi, diğer tesislerin tamamının korunmasında önemli bir rol oynaması beklenen hava kuvvetleri üslerini de kapsadığını gösterdi.
Geçmişte hava kuvvetleri saldırılarından kaçınmak için gizleme, kamuflaj ve aldatma politikasına odaklanmış ve Siyonist varlık içindeki siyaset ve güvenlikle ilgili karar vericileri, ellerinde bulundurdukları büyük gücü dikkatli kullanacakları ve yıkım düzeyinde etkinleştirme konusunda kısıtlayacak denklemlerin dayatılması seviyesine vardıran İslami Direniş için bu değişken, Siyonist düşman ordusundaki en önemli güç olan hava kuvvetlerinin caydırıcılığı, tepkisi, savunması ve işlevsiz kılınması noktalarında benzeri görülmemiş bir niteliksel gelişmeyi temsil ediyor ve yıllarca süren bir ilerleyişin ve muazzam çabaların taçlandırılması olarak değerlendiriliyor. Konu, düşmanın hakkında konuşacağı füze yeteneklerine sahip olmaya vardı ki mevzunun bir kısmı Hizbullah’ın İsrail’in en gelişmiş insansız hava araçlarını vurmadaki başarısıyla ortaya çıktı. Artık Hizbullah’ın daha önemli bir kartı olduğu açık. Bu kart hava kuvvetleri üslerini hedef almak ve onları devre dışı bırakıp etkisiz hale getirebilmekte karşılık buluyor. Yani Lübnan’a saldırı düzenleyen uçakların ayrıldıkları üslere dönmesi imkânsız hale gelebilecek. Bu aynı zamanda Hizbullah’ın, yerleşik kuralları aşan herhangi bir İsrail saldırısına karşılık verme ve kendisini savunma bağlamında düşman ordusuna büyük kayıplar verebileceğini somut kanıtlarla Siyonist düşmana ve arkasındaki Amerikalılara ispat etmeye istekli olduğu anlamına da geliyor. Mevzu bahis gerçekler, mutlaka siyaset ve güvenlikle ilgili karar alma mekanizmalarının zihinlerinde hazır ve nazır olacak ve değerlendirmelerini ve seçimlerini etkileyecek.
Netanyahu’nun Ziyareti
Lübnan İslami Direnişi Hizbullah, videoyu gayet hassas bir zamanlamayla yayınladı. Videonun yayınlanması, Netanyahu’nun başta ABD Başkanı Joe Biden ve başkan adayı Donald Trump olmak üzere Amerikalı yetkililerle görüşmek üzere Amerika’ya yaptığı ziyaretle aynı vakte denk geldi. Bu ziyaret sırasında Netanyahu, Amerika’nın desteği sürekli ve artan bir şekilde devam etmedikçe, direnemeyeceğinin ve inisiyatif alamayacağının farkında olarak Gazze, Lübnan ve bölgeyle ilgili seçeneklerini pazarlamaya çalıştı. Buna mukabil ABD, bir yandan İsrail’in çıkarlarını ve güvenliğini korurken bir yandan da bölgedeki Amerikan çıkarlarını tehlikeli bir duruma düşürmemenin endişesiyle hareket etmekte. Öte yandan Ramat David Üssü’ne dair yapılan detaylı araştırma, Hizbullah’ın bu hava üssünü de etkisiz hale getirip yok etme gücüne sahip olduğunun altını çiziyor. Bu durum Hava Kuvvetlerinin hem savunmada hem de saldırı bağlamında görevlerini yerine getirmesine engel olacağı manasını içeriyor. Bunun pratikteki başka bir anlamı da Hizbullah’ın, hava kuvvetleri üssünün, korumasına katkıda bulunması gereken tesisleri de hedef alma konusunda daha geniş bir marja sahip olacağı. Bu senaryo, düşmanın, Hizbullah’a karşı savaşı genişletmeye başlaması halinde, kendisini iki seçenekle karşı karşıya bırakacak yıkıcı askeri saldırılara maruz kalacağı anlamına geliyor: Ya bölgesel düzeyde çatışmanın kapsamını genişletecek ya da dönüp geri çekilecek. Her iki olasılığın da Siyonist varlığı kurtarmak amacıyla ABD’yi bölgesel ve uluslararası yansımalarına ilişkin korkularını gizlemediği seçenekleri kendisine dayatacağından ötürü kaçınmaya çalıştığı doğrudan müdahaleye zorlaması mümkün.
Yukarıda zikredilenler ve kendisinden önce Beyaz Saray’a ulaşan mesajların ışığında Netanyahu, Gazze’ye ve onunla birlikte destek cephelerine karşı sürdürülen açık mücadelenin, çatışmaların kızışması ve alanının genişlemesine bağlı olarak Amerika Birleşik Devletleri’nden yeni bir yardım talebine yol açmayacağını ya da Siyonist varlığın kendi stratejik tesislerini, özellikle de hava kuvvetleri üslerini koruyabileceğini garanti edemiyor. Bu durum ABD’yi müdahaleye zorlayabilir ki uluslararası değişimler ve yeni güç denklemleri nedeniyle daha önceki aşamalardan daha maliyetli olacak bir bataklığa Washington sürüklenebilir.
Ramat David videosunun yayınlanması, Hudeyde limanının hedef alınmasından sonra ve cepheler arası entegrasyon ve koordinasyona vurgu yapan ve düşmana bölgesel bir savaşa doğru ilerlemenin Siyonist varlık için çok tehlikeli sonuçlar doğuracağını anlatan bir mesajla çıkması tesadüf değil. Neticede Hizbullah, hassas ve gelişmiş silahları karşısında Siyonist varlığın stratejik derinliğinin kırılganlığını bir kez daha ortaya çıkıyor. Hizbullah bir kez daha İsrail teknolojisine meydan okuyor ve düşmanın, Amerikalı efendileri nezdinde bu teknoloji üzerine bahis oynamasının anlamsızlığını gösteriyor. Bu portrede yeni olansa Netanyahu’nun, liderliğini yaptığı oluşumun, Amerikan kurumları ile Beyaz Saray ve Kongre’deki karar vericilerin gözünde daha zayıf ve istikrarsız hale dönüşmesi gerçeği zihnine yerleşmiş olarak ABD’ye gelmesi. Şurası çok açık ki Siyonist varlığın kurucuları ve mirasçılarının tüm tahminlerini ve hayallerini aşan bir gelişmeyle Direniş cephelerindeki güç ve kararlılık mesajlarının kendisi için netleşmesinin ardından Netanyahu, bu yolun gelecekteki stratejik ve varoluşsal yansımalarının nasıl olabileceğini artık herkesten daha iyi idrak ediyor.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 01 Ağustos 2024 19:20
Yorumlar (0)