Siyonist Lobinin ABD Akademisindeki Habis Kökleri

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki üniversitelerde Filistin yanlısı protestolara yönelik acımasız polis baskısı, yıllarca süren sessiz baskının ve Amerikan akademisi üzerindeki habis Siyonist etkinin bir devamıdır.

ABD'deki 20'den fazla üniversite, İsrail'in geçen yıl Ekim ayından bu yana çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 34 bin 500 kişinin öldürüldüğü Gazze'ye yönelik soykırım savaşını protesto ediyor.

Haberlere göre, New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin yanlısı bir kampın polis tarafından zorla kaldırıldığı 18 Nisan'dan bu yana ABD kampüslerinde 900'den fazla kişi tutuklandı.

Üniversite rektörü Nemat Minouche Shafik tarafından kampüste kurulan çadır kampını dağıtmak için polis çağrıldı ve bu da öğrencilerin ve öğretim üyelerinin büyük bir protestosuna neden oldu.

Columbia Üniversitesi'ndeki öğrencilere yönelik haksız polis müdahalesi, protestoların Connecticut'taki Yale Üniversitesi, New York'taki Şehir Üniversitesi, Boston'daki Northeastern Üniversitesi, Phoenix'teki Arizona Eyalet Üniversitesi, Bloomington'daki Indiana Üniversitesi, St Louis'deki Washington Üniversitesi, Teksas'taki Teksas Üniversitesi ve Los Angeles'taki Kaliforniya Üniversitesi gibi diğer üniversite kampüslerine yayılmasına yol açtı.

Columbia gibi, Teksas Üniversitesi rektörü Jay Hartzell de Filistin yanlısı gösteriyi dağıtmak için polisi çağırdıktan sonra Cuma günü öğrencilerden ve öğretim üyelerinden güçlü bir tepkiyle karşı karşıya kaldı.

Yüzlerce Teksas Üniversitesi öğretim üyesi, çevik kuvvet polisinin protestoculara karşı harekete geçmesinin ardından "öğrencileri, personeli ve öğretim üyelerini gereksiz yere tehlikeye attığı" için Hartzell'e güvenmediğini ifade eden bir mektup imzaladı.

Protestocu öğrenciler ve profesörler, üniversiteleri işgal rejiminin Gazze'ye yönelik sınırsız saldırganlığına yardım eden şirketlerden kopmaya çağırıyor.

Kötü şöhretiyle tanınan ABD polisi, bu gösterilere kaba şiddetle karşılık verdi.

ABD'deki İsrail lobisinin etkisi üzerine önemli bir monografi olan 'İsrail Lobisi ve ABD Dış Politikası'nın yazarları John Mearsheimer ve Stephen Walt'a göre, akademi üzerindeki Siyonist etki siyaset, medya ve düşünce kuruluşlarından daha fazla sorunla karşı karşıya kaldı.

ABD akademisi üzerindeki siyonist etkinin kökenleri

İsrail lobisinin etkisinin kökenleri, Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi'nin (AIPAC) kampüs faaliyetlerini izlediği ve İsrail'in genç savunucularını eğittiği 1970'lerin sonlarına kadar izlenebilir.

AIPAC, Anti-Defamation League (ADL) ile birlikte, İsrail karşıtı görüşlere sahip profesörleri ve kampüs örgütlerini belirlemelerine yardımcı olmak için öğrencileri işe aldı ve bunları dosyalarda belgeleyecek ve daha sonra yayınlarında sistematik olarak iftira atacaktı.

20. yüzyılın sonlarına doğru, bu lobi grupları, Oslo barış süreci devam ettiği için üniversitelerdeki tartışmayı şekillendirmeye pek dikkat etmediler.

Bununla birlikte, barış görüşmelerinin başarısız olduğu, Ariel Şaron liderliğindeki aşırılık yanlılarının İsrail rejiminin başına geçtiği ve İkinci İntifada'nın başladığı yeni yüzyılın başında, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yüksek öğretim kurumlarındaki eleştiriler çok daha güçlü ve yoğun hale geldi.

Hatırı sayılır bir nüfuza sahip olan İsrail lobisi, "kampüsleri geri alma" yönünde saldırgan bir girişimle karşılık verdi ve bu kampanyadaki en önemli örgüt, bir kez daha, İsrail yanlısı üniversite programlarına yaptığı harcamaları üç kattan fazla artıran AIPAC oldu.

O zamanki AIPAC liderliğine göre, bu fonlar, kampüslerde İsrail rejimi lehine faaliyetlerde bulunan öğrenci sayısını, yeterliliklerini ve ulusal İsrail yanlısı çabalara katılımlarını önemli ölçüde artırmayı amaçlıyordu.

Yüzlerce öğrenci, yoğun savunuculuk eğitimi aldıkları Washington DC'deki tüm masrafları karşılanan AIPAC kurslarına gönderildi ve her türden kampüs lideriyle ağ kurmaya ve rejimin davasını desteklemek için onları kazanmaya odaklanmaları talimatı verildi.

Bu kampanya, 150 öğrenci birliği başkanı da dahil olmak üzere ABD'deki 400 kolej ve üniversiteden bin 200'den fazla öğrencinin katıldığı yıllık AIPAC Politika Konferanslarıyla sonuçlandı.

Aynı zamanda, öğrenci yetiştirmeye yönelik bu kampanyaya, üniversite öğretim üyelerini ve işe alım uygulamalarını etkileme çabaları eşlik etti.

ABD akademisinde yer alan İsrail lobi grupları

AIPAC'a ek olarak, diğer İsrail yanlısı lobi grupları da Amerikan üniversitelerinde, özellikle de ABD üniversitelerinde 26 farklı siyonist grubun koordinasyonu için bir şemsiye örgüt olan Kampüste İsrail Koalisyonu'nda (ICC) İsrail yanlısı kampanyalara katıldılar.

ICC, gerekli Yabancı Ajan Kayıt Yasası kapsamında kayıtlı olmamasına rağmen, liderliği İsrail'in stratejik işler bakanlığı ile yakın bağları olduğunu ve eylemleri koordine ettiğini itiraf etti.

Yahudi Halkla İlişkiler Konseyi (JCPA) de benzer şekilde, kampüslerinde İsrail rejimini savunmak amacıyla üniversite öğrencileri için bir dizi savunuculuk eğitimi oturumu başlattı.

Benzer bir rol, İsrail için Birleşik Hıristiyanlar (CUFI) ile ortaklık kuran ve öğrencilerin Siyonizm için ajitasyon yapmaları amacıyla eğitim programları düzenleyen David Projesi (TDP) tarafından da oynandı.

David Projesi'nin kurucusu, Amerikan topraklarında cami inşasının yasaklanmasını savunan bir İslam düşmanıydı ve kampüslerde Filistin yanlısı öğrencileri karalamakla uğraşan bir başka Siyonist grup olan CAMERA'nın kurucu ortağıydı.

İsrailli yerleşimcileri Amerikan üniversitelerinde konuşmaya getiren ve İsrail'i "bölgedeki tek demokrasi" olarak tanıtan Demokrasi Kervanı (CFD) gibi yeni gruplar da ortaya çıktı.

Orta Doğu Forumu'nun (MEF) bir iştiraki olan Campus Watch web sitesi de kuruldu ve bu web sitesinin dosyaları AIPAC'ın İsrail siyasetini eleştiren tüm kampüs eleştirmenlerini alenen karalama geleneğini sürdürdü.

Press TV web sitesi, Temmuz 2023'te Orta Doğu Forumu'nun 1990'da Daniel Pipes tarafından kurulan katı bir Siyonist ve Müslüman karşıtı düşünce kuruluşuna nasıl dönüştüğüne dair bir araştırma yayınladı.

Web sitesi, misyonunun "Orta Doğu'daki (Batı Asya) Amerikan çıkarlarını desteklemek ve Batı değerlerini Orta Doğu tehditlerinden korumak" olduğunu ve gizlice Siyonist gündeme hizmet ettiğini belirtti.

Amerikan-İsrail gündemleri iş başında

ICC ve TDP, Amerikan üniversitelerine, Müslüman hükümetlerin İslami çalışmalar programlarına yaptığı milyonlarca dolarlık bağışları reddetmeleri ve onları "Amerikan karşıtı" olarak nitelendirmeleri için baskı yapmakla meşgul.

Öte yandan, kültürel işbirliğini genişletme kisvesi altında ve rejimi aklamak için gerçek bir hedefle, Siyonist mega bağışçılar Amerikan üniversitelerinde bir dizi sözde "İsrail çalışmaları" programı başlattılar.

Sırasıyla New York Üniversitesi ve Georgetown Üniversitesi'ndeki bu tür programlara bağış yapan Fred Lafer ve Sheldon Adelson, motivasyonlarının Filistin yanlısı pozisyona atıfta bulunarak bu kurumlardaki Arap bakış açısına karşı koymak olduğunu itiraf ettiler.

Filistin yanlısı Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) Amerikan kolejlerine ve üniversitelerine yayıldıktan sonra, Adelson 2015 yılında hareketle savaşmak için gizli bir zirvede 50 milyon dolar daha topladı.

Ona göre, toplanan fonlar, BDS hareketiyle mücadele etmek için ABD kampüslerindeki operasyonlara ve İsrail'i eleştiren kampüslerdeki gruplar hakkında bilgi sağlayacak ve faaliyetlerini engellemek için olası yasal yollar önerecek "araştırmacılara" gidecekti.

Amerikan üniversitelerine yapılan bağışların kesin miktarını belirlemek zordur, çünkü onlarca bağışçı ve Siyonist hayır kurumu düzenli olarak milyonlar ödüyor ve bazıları isimsiz olarak veriliyor.

Sadece Pennsylvania Üniversitesi örneğinde, İsrail yanlısı lobiciler Marc Rowan ve Ross Stevens'ın sırasıyla 50 milyon ve 100 milyon dolar bağışta bulunduğu biliniyor.

Amerikan akademisi üzerinde maksimum etkiye sahip olan AIPAC grubu, Gazze'deki savaş başlamadan önce aylık yaklaşık 12 milyon dolar bağış aldı ve o zamandan beri gelirler katlandı.

Geçtiğimiz ay, ABD'deki önde gelen ilerici örgütler, güçlü AIPAC tarafından hedef alınan milletvekillerini savunmak ve onun ABD Kongresi'ndeki etkisine karşı koymak için bir koalisyon kurdular.

Bununla ilgili olarak, ABD'nin İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırım savaşına sarsılmaz desteğinin kilit ancak yeterince bildirilmeyen faktörlerinden biri, siyonist Yahudilerin Biden yönetimindeki ezici varlığıdır.

Biden'ın kabinesinin siyonist Yahudiliği, yakın zamanda Yahudi Amerikalı izleyiciler için ilerici bir medya olan The Forward ve İsrail'in sağcı gazetesi Times of Israel tarafından işaret edildi.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

ÇEVİRİ ANALİZ, 01 Mayıs 2024 20:19