Hizbullah Komutanı Yeni Silahı Tanıttı

Hizbullah'ın anti-zırh birimindeki bir komutan Lübnan medyası el-Meyadin’e verdiği özel röportajda, İslami direniş hareketinin çok sayıda tümenden oluşan büyük bir grup olduğunu ve her tümenin kendi savaş sistemine sahip olduğunu söyledi.

El-Meyadin ilgili haberinde, bu operasyonda, görevin doğası gereği çatışmada aslan payının, Hizbullah'ın anti-zırh gücüne ait olduğunu ve geri kalan tümenlerin savaşa topyekûn katılmadığını vurguladı. 

Bunun üzerine Direnişin Anti-Zırh Birliği Komutanı, “Tam katılım göstermiş olsaydık, İsrail işgali, hiç beklemediği şeyleri görecekti” diye konuştu. 

Komutan ayrıca, anti-zırhın esneklik, etkinlik ve sadelik gibi özelliklerinden dolayı bu savaşın yıldızı haline geldiğini sözlerine ekledi.

Hizbullah komutanı açıklamasının başka bir yerinde, grubun yeteneklerinin İsrail işgaline karşı gerçekleştirdiği operasyonların sayısıyla tam olarak ortaya çıkmasının ardından, Direniş'in İsrail işgalini mağlup ettiğinin altını çizerek, "Düşmanı bugün mağlup etmedik, 1993 yılında Merkava tankını imha ettiğimizde onları mağlup ettik. Sınır bölgesinin tamamını hayalet şehre çevirdiğimizde düşmanı yendik. Özgürlük savaşçılarımızın girişine yol açmak için takviye kuvvetlerini yok ettiğimizde düşmanı yendik” ifadelerini kullandı. 

Komutan açıklamasının devamında artık 2006’da olduğu gibi ellerindeki tek silahın, anti zırh karşıtı mühimmatlar olmadığını vurgulayarak, “Bugünkü savaş, yeni tür mühimmatın devreye girmesini talep eden takviye kuvvetleri ve piyade birlikleriyle yapılıyor. Evleri yok edebilecek ve içindeki herkesi öldürebilecek füzeler var. Termobarik füzeler tüm evleri yok edip içindeki herkesi öldürebilecek kapasitede” dedi.

Bu arada, Hizbullah komutanı ile yapılan röportajın yer aldığı programda açıklamalarda bulunan el Meyadin’in Lübnan İşleri Analisti Abbas Fneyş, Direniş'in üç tip füzeyi hizmete soktuğunu söyledi. Bunlardan ilkinin 8 km ve 10 km menzilli termobarik füzeler, ikincisinin Tharallah sistemi ve üçüncüsünün ise özel hassasiyetli güdümlü sistemler olduğu kaydedildi.

Söz konusu üçüncü sistem, Direniş savaşçılarının 2006 Temmuz Savaşı sırasında kaçan İsrail askerlerinin geride bıraktığı Spike MR'ı ele geçirmeyi başarmasından sonra yapıldı. El-Meyadin ajansı, füze sisteminin alınıp İran İslam Cumhuriyeti'ne gönderildiğini ortaya çıkarmıştı. 

Lübnan medyasına göre Spike dünyadaki en gelişmiş zırh karşıtı silahlardan biridir. Bu silahı kontrol eden kişinin hedefi manuel olarak aramasına olanak tanıyan bir kamera ile donatılmıştır ve hedefin vurulması için görüş düzleminde olması gerekmez.

Hizbullah'ın üst düzey komutanı röportajında, “Kendi görüş alanı dahilindeki bir hedefe ihtiyaç duymayan bir silahımız var. Bu silah ilk kez 'Metula'da bir Merkava'yı yok etmek için kullanıldı. Düşman, askerleri korkmasın ve firar etmesinler diye bu bilgiyi saklıyor ve yayınlanmasını engelliyor” dedi.

Direniş komutanı bu silahın isminin “Almas” olduğunu belirterek, “Direniş, bu silahı açığa çıkarmak için doğru anın geldiğini gördü” diye ekledi. 

2006’daki savaşta, çok sayıda İsrail sisteminin çatışma cephelerinde kaldığını ve İsraillilerin, onları yok edebileceğini düşünerek hava saldırıları düzenlediğini ancak başarısız olduklarını belirten EL-Meyadin analisti Fneyş, “Hizbullah savaşçıları silahı ele geçirdiklerinde Hacı İmad Muğniye ile iletişime geçtiler, o da Seyyid Hasan Nasrallah ile iletişime geçti ve silahı İran'a gönderdiler. Direniş silahta tersine mühendislik yapmaya çalıştı ve bu da Almas'ı ortaya çıkarttı” dedi.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

BATI ASYA, 28 Şubat 2024 00:17