Portre Alt Üst: Onlar Da Acı Çekiyor
ÇEVİRİ ANALİZ, 30 Ocak 2024 11:19Leyla Amaşa tarafından alahednews.com.lb adlı internet sitesinde kaleme alınan “PORTRE ALT ÜST OLDU: ONLAR DA ACI ÇEKİYOR...” başlıklı yazıyı Muhammed Yaşar’ın çevirisiyle siz kıymetli okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz.
Acı olmadan savaş olmaz. Acıya dayanma kabiliyeti ise özellikle düşmanın, çatışmalardaki acziyetini telafi etmek ve misilleme olarak sivillere saldırdığı uzun savaşlarda bir silah olarak kabul edilir. Şüphesiz acı çekiyoruz; ancak dayanma gücümüz yüksek. Bunun da birçok sebebi var. Bunlardan biri, biz haklıyız ve bu toprakların insanıyız. Bir diğeri, kesin bir inanca sahibiz. Bir diğeri, onlar bizden daha çok acı çekiyor ve bizim kesin inancımızın zerresi onlarda yok. Bu savaş, hak ve batıl savaşıdır! Gayet açık, hiç şüphe yok! Gri bir bölgede kalmaya mecal de yok!
Düşmanın kayıplarını gizleme, ölü, yaralı ve esir sayısını azaltma yönündeki tüm çabalarına rağmen sözde “siyonist toplumun” bugünlerde kendisi için alışılmadık ve sürekli bir acı içinde yaşadığı gerçeği ortada. İşgalci varlık, kurulduğu günden bu yana ilk kez, bu acıyı bu şiddette ve süreklilikte tecrübe ediyor. Daha önceki aşamalarda aralıklı olarak sınamış olsa da şimdi yüz on gün gibi bir süre boyunca bu acının devam etmesi, tüm mensupları için bir kriz ve şok durumu teşkil etmekte.
Esirlerin Aileleri Acı Çekiyor
Aksa Tufanı’ndan önce “Siyonist esir ailelerinin,” yetkililerin ofislerini dolaştığını ve esirlerinin serbest bırakılması talebiyle meydanlarda eylem yaptığını hiç duymamıştık. Esirlerden birinin ailesi, uğradıkları sahte haksızlığı sunmak ve yalancı dünyanın üzerlerine ağlaması için bütün dünyayı dolaşırken esirlerimizin aileleri de onlara bir takas umudu serpecek direnişin operasyonlarını ve ardından da siyonistlerin serbest bırakmayı kabul ettiği isim listelerini bekliyorlardı… Hatta işgalci varlığın buzdolaplarındaki ve Rakamlar Mezarlığı denilen yerdeki esirlerimizi bekliyorduk.
Times of Israel’e göre, ateşkes haftası boyunca onlarcası serbest bırakıldıktan sonra bile şu anda 136 İsrail askeri Hamas ve Gazze'deki diğer gruplar tarafından rehin tutuluyor. Psikolojik açıdan tam bir çöküntü içinde olan bu kişilerin aileleri, kimi zaman çocukları için korkularından çığlıklar atıyor, sokaklara düşüyor, kimi zaman da Siyonist yetkililerin ofislerine baskın yapıp kırıp dökerek ne pahasına olursa olsun hemen çocuklarının geri getirilmesini talep ediyor. Yine bu aileler, esirlerin iadesi için en korkunç katliamları gerçekleştirmesine rağmen hâlâ tek bir esiri geri alamayan kendi Siyonist varlıklarının ve ordusunun yetkililerini paylıyor.
Göçmen Yerleşimciler Acı Çekiyor
İster Gazze Zarfı denilen bölgedeki yerleşimlerden ister Kuzey Filistin'den olsun çok sayıda yerleşimci göç etti. İlk kez ve bu kadar büyük ölçekte bu deneyimi yaşıyorlardı. Direnişin hücuma geçmesi korkusuyla ve ordularının kendilerini koruma becerisine olan güvensizliklerinin bir ifadesi olarak yerleşim birimlerine dönme fikri kendilerini dehşete düşüyor. İsrail gazetelerine göre İsrail havalimanlarının kaydettiği işgalci varlıktan Avrupa ve Amerika ülkelerine giden farklı pasaportlara sahip göçmenlerin sayısındaki artıştan gayrı, iki yüz binden fazla yerleşimci güney ve kuzey Filistin'den merkezi yerleşimlere doğru göç etti.
Aksa Tufanı’ndan önce göç sadece bizimle sınırlıydı ve yıllar boyunca defalarca yerinden edilme deneyimini yaşadık. Öyle ki güneyden gelen ve “İsrail bizi yerimizden ettiğinde...” diye başlayan bir hikayesi olmayan bir Filistinli veya Lübnanlı bulmak nadirdir. Siyonistlerin soğukkanlılıkla bize karşı uyguladığı ve bizi takip eden saldırganlık ve barbarlıklarından uzak kalabilmek adına uzun yıllar boyunca göç ettik. Bu zulümler hususunda İsrail’i sadece direniş caydırdı. Ne uluslararası kararlar, yerinden edilmiş bir kişiyi geri döndürdü ne de uluslararası toplum, sınırlardaki güvenliğimizi garanti etti. Bunu ancak direniş yaptı. Dahası düşmanın kumpaslarını kendisine çevirdi de onları yerinden edilmenin acısını yaşamaya zorladı.
Ölen ve Yaralananların Aileleri... Askerlerin Aileleri... Tüm Yerleşimciler Acı Çekiyor
Ara ara ve parça parça görmüş olsalar bile Siyonistler, daha önce böylesi bir dehşet yaşamamıştı ve bugün bunu “toplu olarak” yaşıyorlar. Hiçbiri acıdan uzak değil. Çok sayıda ölü ve yaralı var ve bunlardan çok azı açıklanıyor. Daha sonra ordunun verdiği sayılar, hastanelerin verdiği sayılar ve fertlerinden birinin öldüğünün tebliği sonucu çöken aile sayıları arasındaki tutarsızlık ve çelişki nedeniyle gerçekler medyaya sızıyor. Cepheye katılmayı reddeden askerlerin sayısından ve yaşadıkları dehşet nedeniyle nörolojik ve psikolojik sorunlar yaşayan diğer askerlerden bahsetmiyoruz bile.
Bütün hayatları durdu. Ölülerini kuzeye gizlice ve karanlıkta gömüyorlar. Ekonomik çıkarları çöküyor. Sadece bizim kaderimiz olduğunu ve hayatları boyunca azade olacaklarını zannettikleri acılarla dolu günleri.
Öte yandan biz, acımızı inkâr etmiyoruz. Kayıplar, yüreğimizde yanan bir kor. Ama biz haklı taraf olduğumuz için acıyı savaşma enerjisine dönüştürmeyi, sabırla süslemeyi ve ellerimizi açarak kalplerin hâkimi Allah’a yükseltmeyi biliyoruz. Bununla gurur duyuyoruz; çünkü bu, savaşta hakikatin saflarına bağlılığımızın kanıtıdır. Bizi mutlu eder, gerçekten mutlu eder. Bu acı, Allah indinde ya da Allah’ın erleri nezdinde ucuz bir şey değildir. Evet, intikamımızın, zaferimizin ve kurtuluşumuzun kesinliği bizi mutlu ediyor… Daha önce hiç çekmedikleri kadar acı çekiyorlar ve burada yok oluşları başlıyor.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 30 Ocak 2024 11:19
Yorumlar (0)