Biden, Husilere Karşı Savaşı Mı Seçti?
ÇEVİRİ ANALİZ, 18 Ocak 2024 19:38Trita Parsi tarafından time.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “BIDEN, HUSİLERİN FÜZE SALDIRILARINI SAVAŞ RİSKİ OLMADAN NASIL DURDURABİLİR?” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
ABD ve İngiltere'nin Yemen'deki Husilere yönelik askeri saldırılarının, uluslararası deniz taşımacılığı için kritik Kızıldeniz yollarını yeniden açma hedeflerine ulaşmamasının basit bir nedeni var: Husiler, ek ticari gemileri vurmayı başarmak zorunda değiller, hatta ABD askeri gemilerine başarılı bir şekilde misilleme yapmak zorunda da değiller. Tek yapmaları gereken denemek. Bu, küresel ticaretin şaşırtıcı bir şekilde % 12'sinin aktığı Kızıldeniz'in fiili bir nakliye ablukasını sürdürmek için yeterlidir. Pek çok Batılı ticari gemi, Başkan Joe Biden'ın askeri saldırılarına rağmen değil, şimdi onlar yüzünden gemilerini bu sularda hareket ettirme riskini almayacak.
İroni, dünyanın en zengin ulusunun en fakir uluslarından birini bombalamasıdır. Biden, İran destekli Husilerle gerilimi tırmandırarak, istemeden militan grubun uluslararası deniz taşımacılığını bozma yeteneğini destekledi. Husiler, İsrail-Hamas savaşının ardından hayati önem taşıyan su yollarından geçen kargo gemilerine füze saldırıları düzenleyerek konteyner taşımacılığının maliyetini artırmayı başarmıştı. Ancak Biden Yönetimi'nin Yemen'deki Husilere yönelik misilleme saldırıları, savaş sona erene kadar nakliye şirketlerini belki de geri dönülmez bir şekilde kapattı.
Husiler perşembe gününden bu yana neredeyse her gün gemilere füze fırlatmaya devam ediyor. Pazar günü bir Husi füzesi ABD Donanması tarafından vuruldu. Husilerin saldırıları, hedefine hiçbir zaman ulaşamadı, ama gerilimi yüksek tutmak ve İsrail'e doğru giden Batılı gemileri korkutmak amaçlarına hzimet etti. Ancak ABD'nin füzeleri düşürmeye devam etme kabiliyeti de garanti değil: Pazartesi günü, bir Husi füzesi Aden Körfezi'nde Amerika'ya ait bir konteyner gemisini vurdu. Böylelikle Husiler, Biden ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak'ın caydırıcılığı yeniden tesis etme çabalarıyla alay ederken, İsrail ekonomisine bir bedel ödetmeyi çoktan başardılar.
Biden kesinlikle bahsi yükseltmeyi ve Husilerin silah depolarının ve füze rampalarının hedef alınmasını yoğunlaştırmayı seçebilir. Ancak Husilerin askeri yeteneklerinde önemli bir azalma olmadıkça (ki bu senaryo gemisavar füzelerinden oluşan geniş cephanelikleri ve tahmini 200 bin savaşçıları göz önüne alındığında imkansız görünüyor) devam eden saldırılar yalnızca aynı sonucu doğuracak: Fiili Husi ablukasını güçlendiren ve çatışmanın tam teşekküllü bir bölgesel savaşa dönüşme potansiyelini yükselten gerilimleri tırmandıracak. Bu, Biden Yönetimi'nin önlemek istediğini iddia ettiği bir sonuçtur.
Bu noktaya gelmesine gerek yoktu. Husiler taleplerini sürekli olarak kamuoyu önünde dile getirdiler: İsrail'in şimdiye kadar çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 23 bin kişinin ölümüne neden olan Gazze'deki Filistinlilere yönelik saldırıları durdurması karşılığında Kızıldeniz gemilerine yönelik saldırılara son verileceğini belirttiler.
Husilerin ateşkes sonrası taahhütlerini yerine getireceklerinin garantisi yok. Ancak geçen yıl 24-30 Kasım tarihleri arasında Gazze'de geçici bir ateşkes hüküm sürdüğünde, Savaş Araştırmaları Enstitüsü'ne göre Kızıldeniz'de teyit edilen Husi saldırılarının sayısı önemli ölçüde azaldı. (Iraklı milisler de ateşkes sırasında ABD birliklerine yönelik saldırıları tamamen durdurdu.) Husiler, ateşkesin son gününde bir bildiri yayınlayarak, Gazze'de çatışmalar yeniden başladığında "askeri operasyonlarına devam etmeye tam olarak hazır olduklarını" yineledi.
Biden bu uyarıyı görmezden geldi. ABD Başkanı, 23 Aralık 2023'te İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile yaptığı son telefon görüşmesinde ateşkes konusunu gündeme bile getirmedi. Daha önce gazetecilere ateşkes hususunda "hiçbir olasılık" olmadığını söylemişti. Ve tabii ki, yönetimi savaşta duraklama çağrısında bulunan çok sayıda BM Güvenlik Konseyi kararını veto etti.
Yine de ateşkesin Husi ve Iraklı milislerin saldırılarını engellemesi; düzenli olarak karşılıklı ateşin gerçekleştiği İsrail-Lübnan sınırındaki gerginliğin azaltılması; Hamas'ın elindeki İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasının sağlanması; ve hepsinden önemlisi, Gazze'de daha fazla sivil kaybın önlenmesini sağlaması çok daha olası.
Bunun yerine, caydırıcılığı yeniden tesis etme kisvesi altında, Biden tam tersini yaptı.
En kötü senaryoda, Biden'ın Husilere karşı tırmanışı bölgesel bir savaşa yol açarsa, bunun Kongre'nin izni olmayan başka bir tercih savaşı olduğuna dair çok az şüphe olmalıdır. Biden istediği için değil, bunu önlemek için en açık ve barışçıl yolu izlemeyi reddettiği için.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 18 Ocak 2024 19:38
Yorumlar (0)