ABD, İsrail'e Baskıyı Programlı Hale Getiriyor
ÇEVİRİ ANALİZ, 12 Ocak 2024 20:03Yahya Debbuk tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “ESİRLER GERİ ALININCAYA KADAR AMERİKA, İSRAİL'E UYGULADIĞI BASKIYI PROGRAMLI HALE GETİRİYOR” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlangıcından bu yana İsrail'e yaptığı beşinci ziyaretini, kara harekâtının üçüncü aşamaya geçmesinin ardından savaş için siyasi çıkış yolu sorunu başta olmak üzere Tel Aviv'e getirdiği bir dizi soruya yanıt alamadan tamamladı.
ABD ile İsrail arasındaki fikir ayrılığı artık bir tartışma mevzuu değil, aksine ortada ve açık. Washington, bölgede üzerinde çalıştığı ve savaş sonucunda sekteye uğrayan stratejisiyle tutarlı siyasi ve güvenlik düzenlemeleri oluşturmakla ilgilenirken Tel Aviv’de “devletin” kamusal çıkarları yetkililerinin kişisel çıkarlarıyla iç içe geçmekte ve İsrail, müttefikininkinden çok daha dar bir vizyon benimsemekte. İsrail ve Suudi Arabistan'ın öncülüğünde ortak düşmanlara karşı askeri, güvenlik ve siyasi ittifak oluşturmaya dayanan söz konusu strateji, savaşın kendisinin çıkar elde etme seçeneğinden çok bir ikilem haline geldiği bir aşamada öncelikler listesinin en altına itiliyor.
ABD açısından savaş, kendini tüketmiştir ve artık bundan sonrası, İsrail'in, sadece Siyonist varlığın imajı, statüsü, caydırıcılık kapasitesi ve hayali hedeflerini değil, ama aynı zamanda sonuçsuz hale gelen bir mücadeleye bahis oynamaya devam etmek yerine, Amerikan-İsrail ittifakının daha kapsamlı ve önemli stratejik çıkarlarını da hesaba katmasını gerektirmekte. Yine Washington, Binyamin Netanyahu'nun faşist ortaklarına mahkûm olduğunun ve savaş sona erdiğinde siyasi ve hukuki açıdan sorumlu tutulma korkusunun farkında. Bununla birlikte ABD, İsrail'e zarar verecek kadar baskısını artırmıyor, müttefikinin yanında yer almakla yetiniyor ve savaşın durdurulması karşılığında Filistin tarafının bedel ödemesini talep ediyor.
İki tarafı da sıkıntıya sokmaya devam eden en önemli konulardan biri de İsrailli esirlerin serbest bırakılmasıdır ki bu durum, kara harekâtının üçüncü aşamasına girilmesiyle birlikte işgal ordusunu uzaktan da olsa savaşı mümkün olduğu kadar sürdürmeye itmekte. Washington ise esirleri geri almadan “ertesi gün”e geçişin pek de mümkün olmayacağını bilmekte. Tam da bu noktada Washington'un Tel Aviv üzerindeki baskısını bölgesel çıkarlarıyla orantılı olarak artırmasına olanak tanıyacak şekilde ABD'nin işgalci İsrail ile Hamas hareketi arasında bütün esirleri kapsayacak bir esir değişimi anlaşması imzalanmadan ateşkesi reddetme tutumu anlaşılır bir hal almakta.
Amerika Birleşik Devletleri'nde iyi gözle bakılmayan Netanyahu'ya karşı Amerika'nın duyduğu tüm hayal kırıklığına rağmen Washington, yalnızca müttefikinin çıkarlarıyla ilgilendiğinden değil, aynı zamanda Siyonist varlığın bu savaşta yenilgiye uğraması durumunda telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar görecek bölgedeki kendi çıkarlarıyla bağlantılı olarak İsrail'i desteklemeye devam edecek. Washington’un talihsizliği, sözlerini ve eylemlerini kısmen buna dayanarak şekillendiren İsrail’deki karar vericinin de bu faktörü bilmesi.
Tüm bu ifade edilenlerden hareketle şunu söylemek olası: Aralarındaki ihtilaflara rağmen Washington ve Tel Aviv, ateşkesten önce tüm esirleri kapsayan bir esir değişimi anlaşması yapılması şartı üzerinde ittifak ediyor ve buna mukabil İsrail'in askeri seçeneklerinin başarısızlıkla neticelenmesi sonucunda taleplerine daha da bağlı hale gelen Hamas için, hapishaneleri ve gözaltı merkezlerini boşaltmak yeterli değil, aksine “ertesi gün” için şartları var. Bütün bunlar, her iki tarafın da yukarıda bahsi geçen istekler uğruna savaşmasıyla karakterize edilen harbin son aşamasına girdikleri anlamına geliyor. Her iki taraf da dolaylı yapılan müzakerelerde mümkün olan maksimum faydayı elde etmeye yol açacak şekilde çatışma yoluyla diğerinin pozisyonunu yumuşatmaya çalışıyor. Ne var ki savaşın üçüncü aşamasında İsrail'in yüksek yoğunluklu operasyonlardan düşük yoğunluklu operasyonlara geçmeyi planlamasının aksine bu aşama, Filistin Direnişi için son aşama olması nedeniyle meydanlarda yüksek bir basınçta cereyan edecek gibi gözüküyor.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 12 Ocak 2024 20:03
Yorumlar (0)