Litani'nin Kuzeyine Karşılık Hayfanın Güneyi
ÇEVİRİ ANALİZ, 14 Aralık 2023 15:25Firas eş-Şufi tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “LİTANİ'NİN KUZEYİNE KARŞILIK HAYFA’NIN GÜNEYİ” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
İşgal altındaki Filistin sınırında direnişle düşman arasında iki ay süren aralıksız çatışmaların ardından düşmanın, sınır köylerindeki sivil evlere yönelik saldırılarını kasıtlı olarak yoğunlaştırmasıyla savaş yeni ve daha şiddetli bir aşamaya giriyor. Filistinlilere karşı girişilen imha savaşının ileri bir boyuta varmasıyla ve mevcut durumda Filistinlileri yalnız bırakmak için Lübnan direnişini tarafsız hale getirmeye yönelik umutsuz siyasi girişimlerle eş zamanlı olarak sivilleri hedef alacak biçimde gerilimin artması, savaşın Lübnan cephesine kaymasına dair gerçekçi ihtimallerin dışında mütalaa edilmiyor. El-Ahbar, güneyde faaliyet gösteren uluslararası güçlerdeki (UNIFIL’deki) ilgili birimlerin, geçen hafta başında düşman İsrail’den Hizbullah'a resmi bir mesaj ilettiğini ve mesajın içeriğinin, “İsrail, Lübnan sınırında 3 kilometreye kadar derinlikte hareket eden sivil veya askeri her şeyi kendi güçleri için meşru hedef olarak kabul ediyor.” şeklinde olduğunu öğrendi. Elbette direniş, mesajı alır almaz misliyle cevap verdi ve el-Ahbar'ın verdiği bilgiye göre elçiye, düşmanın bu tehdid uygulamasının; direnişin, işgal altındaki Filistin topraklarının 3 kilometre derinliğinde sivil veya askeri hareket eden her şeyi meşru bir hedef olarak değerlendirerek aynı şekilde karşılık vereceği anlamına geldiğinin altını çizdi.
Bu ateşli mesajlar, Lübnan ile düşman arasındaki savaşı önlemek için neler yapılabileceği ve aynı zamanda Aksa Tufanı’nda yaşananların Lübnan cephesinde tekrarlanmayacağına dair Siyonist varlığa güvenlik garantileri sağlama konularında önde gelen Batı ülkeleri arasındaki açık siyasi tartışmanın bir parçası olarak ortaya çıkıyor.
Batılı elçiler, düşmandan Lübnanlı yetkililere Beyrut'u yok etmeye yönelik tehdit ve 1701 sayılı Uluslararası Kararın tatbikine uygun davranılması ve direnişin, Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini talep eden mesajları taşıyor. Aynı zamanda direnişle buluşan Batılı elçiler, direnişin Lübnan egemenliğini savunma ve her ne pahasına olursa olsun Gazze'yi destekleme kararını dikkate alarak “İsrail'i sakinleştirmek” için neler yapılabileceğine dair ortak bir tasavvur arayışında.
Ortalıkta dolaşan fikirlere rağmen henüz kimse gelecekteki manzaranın güneyde nasıl olacağına dair net bir tasavvur ortaya koymadı. Zira direniş, Gazze'ye yönelik saldırıyı durdurmanın, ortamın olası sakinleşmesinin başlangıcı olduğu yönündeki tutumunu sürdürüyor ve düşmana herhangi bir güvenlik garantisi vermeyi reddediyor; Batılılar ise İsrail çılgınlığı bahanesiyle modası geçmiş fikirleri öne sürüyor.
Basit değişikliklerden Yedinci Bölüm’e 1701'in değiştirilmesine dair her türlü konuşma, BM Güvenlik Konseyi'nin Rusya-Ukrayna savaşından bu yana yaşadığı keskin kamplaşma krizine ve UNIFIL'e katılan başlıca Avrupa ülkelerinin, kuvvetleri üzerindeki güvenlik ve askeri etkilere dair endişelerine çarpıyor. UNIFIL misyonunda yapılacak herhangi bir değişikliğe Rusya ve Çin'in - vetoya varıncaya kadar - karşı çıkmasıyla; ABD, Fransa ve İngiltere'nin uluslararasılık örtüsünü kullanarak herhangi bir değişiklik yapması imkansız hale geliyor. Mevcut verilere göre Rusya, mevzuyu Amerikalıların ve Avrupalıların Libya'ya yönelik saldırının arifesinde gerçekleştirdiği hile gibi NATO'nun çoğunlukla kendi ordularına bağlı güçlerin askeri yetkilerini genişletmeye yönelik bir hilesi olarak değerlendirmesinden ötürü konunun Güvenlik Konseyi'ne sunulması halinde UNIFIL'in misyonunda herhangi bir temel değişikliği reddedecektir. Bu alandaki çabaları ve olası Çin muhalefetinin kontrol altına alınmasını göz ardı ederek İsrail ve Batı, Çin'in tavrı üzerine bahse giriyorsa Çin'in UNIFIL konusunda çektiği “sıkıntılar”, Çinlilerin NATO ülkelerine ek yetkiler vermeyi reddetmesi için yeterli olacaktır. Bir Çin taburunun Güney Lübnan'daki UNIFIL kara kuvvetlerine etkin katılımına rağmen Avrupa ülkeleri, Lübnan kıyılarında faaliyet gösteren UNIFIL gemileri grubuna deniz gözetleme çalışmaları için tahsis edilmiş bir Çin savaş gemisini dahil ederek Çin'in UNIFIL deniz gücüne katkıda bulunma talebini reddetme konusunda dayanışma içindeler. Grupta şu anda Almanya liderliğinde aralarında Brezilya, Türkiye, Yunanistan, Almanya ve Fransa'ya ait gemiler yer alırken, Batılı bir askeri kaynak el-Ahbar'a şunları doğruladı: “Çin'in deniz kuvvetlerine katılma talebinin reddedilmesi, Batı'nın Çin gemisi tarafından taşınan elektronik ekipmandan, algılama ve gözetleme kâbileyetinden çekinmesinden; belki de bu geminin, Batılı güçlerin Akdeniz kıyısındaki askeri hareketleri hakkındaki bilgileri ve Batı’ya ait gemi sistemlerini hack’lemesi endişesinden kaynaklanmaktadır.”
Batı'nın; direnişin, nehrin kuzeyine çekilmesi yönündeki taleplerine paralel olarak Litani Nehri'nin güneyindeki bölgede Lübnan Ordusu güçlerinin takviye edilmesine ilişkin konuşmalara gelince; bu mantık, direnişin tavrıyla çarpışmadan önce iki engelle çarpışır: Birincisi, Batılı ülkelerin kendilerinin, düşman İsrail’in, bırakın Gazze'ye yönelik saldırıyı durdurmayı, Lübnan egemenliğine saldırmamaya devam etmesini nasıl güvence altına alacakları veya Siyonist varlığı caydıracakları konusunda hiçbir fikirleri yok. İkincisi ise Lübnan ordusundan güneye ek kuvvet sevk etmenin birçok nedenden dolayı zorluğu. Ayrıca ordu, 7 Ekim'den bu yana hiçbir kuvvetinin hiçbir şekilde çatışmaya katılmamasına rağmen, sınırda ve sınır köylerinde konuşlu tugay ve alayların mevzilerine yönelik 60'a yakın doğrudan, kasıtlı saldırıya maruz kaldı. Ordunun sözde destekçileri olan Batılılar ise bu saldırılar karşısında mezarların sessizliği gibi bir sessize büründü.
Eğer varsayım, direnişin son İsrail tehdidine yanıt verirken kullandığı temele dayanırsa, direnişin Litani'nin kuzeyine çekilmesini talep etmek, tabii olarak direnişin, düşman İsrail ordusunun Hayfa'nın güneyine çıkmasını talep etmesi anlamına geliyor.
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 14 Aralık 2023 15:25
Yorumlar (0)