İngiltere Savaş Suçlularına Af Çıkardı
ÇEVİRİ ANALİZ, 19 Eylul 2023 23:17Fra Hughes tarafından english.almayadeen.net adlı internet sitesinde kaleme alınan “İNGİLTERE SAVAŞ SUÇLULARINA AF ÇIKARDI” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik.
Lordlar Kamarası'ndan gelen itirazlar üzerine İngiliz Parlamentosu tarafından onaylanan son yasa, Kraliyet onayına sunulacak ve yasalaşacak.
Tasarı, İrlanda'nın kuzeyinde 30 yıldır devam eden ve 3 bin 600'den fazla kişinin öldüğü ve 46 bin kişinin de yaralandığı çatışmalar sırasında öldüren, sakat bırakan ve başka savaş suçları işleyen işleyen herkes için kovuşturma dokunulmazlığı sağlıyor.
2 milyondan az bir nüfusu olan bu bölgedeki kayıpları İngiltere nüfusuna oranlarsak, rakamlar 108 bin ölü ve 1 milyon 360 bin yaralı olacaktır.
İngiliz hükümetinin propaganda ve retoriğine güvenenler için, savaşan iki dini grubun, Katoliklerin ve Protestanların, dini bir savaş peşinde koştuğuna inanmak zor olsa da gerçek bundan farklı.
Gerçekte, İrlanda, İngiltere'nin neredeyse 800 yıl boyunca esaret ve kölelik altında tutulan ilk kolonisiydi.
İrlanda'nın İngiliz birlikleri tarafından fethinin ilk günlerinden itibaren, dinen Katolik, dil ve kültürce Kelt olan İrlanda halkı, yabancı egemenliğine direndi.
Yerlileri pasifize etmek için İngilizler, İrlanda'nın dört eski eyaletinden biri olan Ulster Plantasyonu sırasında, yerli İrlandalıları atalarının evlerinden etnik olarak temizlemek ve geride kalanları boyun eğdirmek amacıyla İskoçya ve İngiltere'den sömürgeciler getirdiler.
Kıtlık yaşandı, Cromwell ve ceza yasaları uygulandı.
Katolik dini yasaklandı, dil terk edildi ve askeri-sömürgeci bir işgalle İrlanda, İngiliz sömürge emperyalizminin boyunduruğu altında yaşadı.
1916'da Dublin'deki bir isyanın ardından ulusal bir kurtuluş savaşı sonrasında İngiltere barış istedi.
Ödenmesi gereken bedel, İrlanda'nın bölünmesi ve bölüştürülmesiydi.
26 vilayet özerklik kazanırken, Kuzey'de İngiliz yanlısı büyük bir Protestan çoğunluğa sahip 6 vilayet Birleşik Krallık'ın bir parçası olarak kalacaktı.
İrlanda'daki orijinal sömürgecilerin soyundan gelen İngiliz yanlısı Protestan azınlık, yeni oluşturulan Kuzey İrlanda'nın yozlaşmış devletinde çoğunluk haline gelecek ve böylece İngiltere'nin tüm ada üzerindeki etkisini sürdürmesine izin verecekti.
Bunu takiben, İngiliz yanlısı Protestanlara kendi küçük Güney Afrika'larını veren, yerli İrlandalılara ise istihdam fırsatları, konut, oy ve çok daha fazlasında devlet eliyle resmi olarak ayrımcılık uygulayan 50 yıllık tek parti egemenliği kuruldu.
1968/1969'da Kuzey'de, Milliyetçi İrlanda Katolik topluluğuna karşı, sistematik ayrımcılığa son verilmesi ve konutların adil tahsisi çağrısında bulunan, bir adam bir oy sloganıyla bir Sivil Haklar hareketi başlatıldı.
Başarısız mezhepçi devleti demokratikleştirme çağrısı, 30 Ocak 1972'de Kuzey İrlanda'nın ikinci büyük kenti Derry'deki bir sivil haklar yürüyüşünde, daha önce Whiterock Ballymurphy Katliamı Belfast'ta 11 silahsız İrlandalı Katolik'i öldüren İngiliz ordusu paraşütçüleri tarafından 13 masum silahsız sivilin öldürülmesiyle karşılandı.
1969'dan 1998'e kadar Kuzey İrlanda'da patlak veren şiddetin arka planı, temelde İrlanda'daki İngiliz sömürge yönetiminin kısmi sömürgeleştirmeye, bölünmeye, ayrımcılığa ve devlet tarafından onaylanan şiddete yol açan uygulamalarıydı.
Çatışmaları incelersek tüm ana aktörleri görebiliriz.
İrlanda Cumhuriyetçi Hareketi, ulusal bir kurtuluş ve yeniden birleşme savaşı verdi.
İngiltere'nin İrlanda ulusunun iç işlerine devam eden müdahalesini ve işgalini sona erdirmek için savaştılar.
Evrensel kendi kaderini tayin hakkına dayanan sömürgecilik karşıtı bir savaştı bu.
Düşmanları İngiliz ordusu ve yerel olarak Kraliyet Ulster Polis Teşkilatı'nın milisleri ve Ulster Savunma Alayı'ydı, her ikisi de ezici çoğunlukla İngiliz yanlısı ve Protestandı.
İngilizler, kirli savaş olarak tanımlanan şey sırasında, Ulster Savunma Derneği, Kızıl El Komando ve Ulster Gönüllü Gücü'nü de dahil olmak üzere mezhepçi protestan İngiliz yanlısı ölüm mangalarını karşı devrimciler olarak kullandılar.
İki ana savaşçı grup, İrlanda Cumhuriyetçi Hareketi ve İngiltere'nin düzenli ordu, mezhepçi polis, yerel olarak istihdam edilen milisler ve isyan karşıtı mezhepçi paramiliterlerden müteşekkil birleşik güçlerinden oluşuyordu.
İngiltere Parlamentosu'nun bu yasayı gündeme getirmesinin asıl nedeni, iddia ettikleri gibi çatışmanın altına bir çizgi çekmek değil, silahlı kuvvetleri ve terör örgütleri tarafından kutsamalarıyla kendi adlarına işlenen savaş suçlarının üzerine bir örtü çekmektir.
Kurbanların çığlıkları duyulmaz.
Tüm yerel siyasi partilerin timsah gözyaşları ve protestoları herkesi olmasa da birçoğunu kandırıyor.
Kasım 2020'de Lambeth Sarayı'nda, İngiliz hükümeti, İrlanda hükümeti, İrlanda cumhuriyetçi hareketi, sadık paramiliterler, polis ve ordu temsilcileri arasında tüm savaşçıları kapsayacak şekilde gizli görüşmeler yapıldı.
Fiili olarak, tüm katılımcılara dokunulmazlık verileceği bir anlaşmaya varıldı.
Bu olayı ne kadar süsleyip gizlerlerse gizlesinle; gerçekte, yeni mevzuat çatışmaya dahil olan herkes tarafından kapalı kapılar ardında kabul edildi.
İngiltere'nin temel amacı, silahlı kuvvetlerinin itibarını korumak ve personelinin İrlanda Milliyetçisi Katolik nüfusa karşı işlenen savaş suçlarından dolayı başarılı bir şekilde kovuşturulmasını önlemektir.
Daha fazla siyasi yan hasarı önlemek için, Cumhuriyetçiler, polis, yerel milisler ve sadık isyan karşıtı paramiliterlerin hepsine bir "hapisten çıkış kartı" verildi.
Her ne kadar Sinn Fein, Demokratik Birlikçi Parti ve diğerleri, destek tabanlarını yatıştırmak için yasayı açıkça kınayabiliyorlarsa da, gerçekte, Sinn Fein ve DUP üyelerinin çatışmalara dahil olmaları dolayısıyla bu yasa onların da işine yarıyor.
Kelimenin tam anlamıyla, insanlar cinayetten aklanıyorlar; çünkü "İngilizler" savaş suçlularının sokaklarda rahatça ve barış içinde gezmelerine izin vermek istiyorlar.
İrlanda halkına asla vermedikleri bir barış...
Kudüs Haber Ajansı - KHA
ÇEVİRİ ANALİZ, 19 Eylul 2023 23:17
Yorumlar (0)
İsrail, İran'a Karşı Sonraki Tura Hazırlanıyor
Barış Mukabilinde Teslim Olmak
Sınvar'ın Hamlesi Bir İntihar Mıydı?
Aksa Tufanı, İsrail'in Gücü Kader Değildir Diyor
Lübnan Cumhurbaşkanı İsrail'le Müzakere İstiyor
Düşman Liderliğinin Farkındalığı Değişiyor
Trump'ın Kutlaması, İsrail'in Söyleminin Teyidi
Seyyidsiz Kalan Savaş Meydanı!
Filistin Açısından Sonraki Gün
İran İle Savaşa Geri Mi Dönülüyor?
Bölgesel Çatışmada Siyonist Varlığın Öncelikleri
Hizbullah Kandırıldı Mı?
İran-İsrail Gerilimi: Alan Daralıyor
İran Zamanı Lehine Kullanıyor
İsrail ve Batı, Hizbullah'ın Toparlandığını Düşünüyor
Trump ve Filistin'in Kanı
Boyunduruk Altına Alma Planı Yeni Savaş Getirir
Trump, İran Kartıyla Bir Kumara Mı Hazırlanıyor?
ABD-İsrail'i, Direnişin Siyasi İlerleme Endişesi Sardı
Hizbullah Milletvekili'nden Nasrallah'a: Yolunuz Sürdürülüyor
Netanyahu: Hedeflerimiz İçin En Büyük Engel Hizbullah'tır
Direnişçiler, 'Büyük Haber'i Nasıl Karşıladı?
Seyyid Hasan'ın İzlerini Takip Etmek
İsrail İstihbaratının Sorusu: Hizbullah'ın Elinde Ne Kaldı?
Filistin Halkının Kalbinde Hasan Nasrallah
Direnişin Destek Cephesini Yönetmedeki Zihniyeti
Hacı Muhsin'in Sırlarına Bir Yolculuk
Fuad Şükr ve İbrahim Akil Ortaklığı
Bir İnsan Olarak İbrahim Akil
Abdülkadir: Direnişin Parlak Zekası
Hatice Şükr, Babası Fuat Şükr'ü Anlattı
Fuad Şükr: Direnişin Anlatıcısı
Uli'l-Be's Muharebesi'ndeki Zaferin Tarihi - 3
Uli'l-Be's Muharebesi'ndeki Zaferin Tarihi - 2
Uli'l-Be's Muharebesi'ndeki Zaferin Tarihi - 1
İsrail, Charlie Kirk'in Gizemli Ölümünün Neresinde?
Katar'daki Saldırıyla Netanyahu Asasını Kırdı
İran-Lübnan-Suriye'deki Gelişmeler ve İsrail'in Gelecek Planı
Direniş Fikri ve Onun Tarihi Tezahürleri Üzerine