Columbia Üniversitesi: İntifada'nın Yeni Yüzü

Rachel Hamdoun tarafından english.almayadeen.net adlı internet sitesinde kaleme alınan “COLUMBIA ÜNİVERSİTESİ NE BAKIMDAN ENTELEKTÜEL İNTİFADA'NIN YENİ YÜZÜ?” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

25 Nisan 2024
Columbia Üniversitesi: İntifada'nın Yeni Yüzü

Öğrenciler her zaman genç devrimin yüzü oldular, ancak şimdi daha gürültülü, korkusuz ve daha cüretkarlar. 

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki üniversiteler, "İsrail" tarafından yürütülen ve ABD tarafından desteklenen savaşa karşı Filistin'e destek veren öğrencilerin kampüslerde genişleyen bir hareketine tanık oluyorlar. Bu hareket yeni değil - bu hareket, tarih kitaplarının altına süpürülen bir dava ile yeniden doğuyor, ancak onu yaşayanlar tarafından ortaya çıkarılıyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nin tüm etnik kökenlerinden ve geçmişlerinden öğrencileri, 1960'lardaki sivil haklar hareketine dayanan ve Vietnam'daki Amerikan Savaşı sırasında ateşlenen savaş karşıtı hareketi etkileyen insan hakları aktivizmini geri getiriyorlar.

Amerika'nın dört bir yanındaki üniversitelerde Filistin yanlısı protestoların domino etkisini kışkırtan Columbia Üniversitesi'ndeki Gazze Dayanışma Kampı, ABD hükümetinin Gazze'deki "İsrail" soykırımına verdiği askeri ve mali desteğe karşı bir kargaşa dalgasından daha fazlasıdır. Gücün sesini yansıtan eylem çağrısını temsil eder ve bu da adaletsizliğe karşı direnişe ses verir.

Bununla birlikte, domino etkisi ABD hükümetini bir panik sarmalına sürüklüyor. Peki neden?

Karmaşık ama basitçe ifade etmek gerekirse, öğrenci aktivizmi, sivil itaatsizlik ve barışçıl protestolar yoluyla, ideolojilerini dayatmak ve kendi tarihinin ve bugününün başarısızlıklarını gizlemek için akademik kurumu bir sosyal kontrol aracı olarak kullanan emperyalist sisteme meydan okumak için geri dönüyor. 

Ve "uyanış" hükümetin bir nevi öcüsüdür, çünkü terimin kendisi hükümete meydan okur.

'Ne pahasına olursa olsun' ama barışçıl bir şekilde

Öğrenci gösterileri, ne kadar barışçıl olurlarsa olsunlar, 1968'de Columbia'da Vietnam'daki savaşa karşı yapılan protestolardan bu yana hükümetin her zaman korktuğu bir şey olmuştur. Michigan Üniversitesi ve New York Üniversitesi gibi diğer üniversiteler de aynı şeyi yaptı ve böylece savaş karşıtı hareket ivme kazandı ve Amerikan gençliğinin dikkatini çekti. 

Geçen hafta itibariyle, Columbia'nın Morningside kampüsü, Batılı müttefikler tarafından teşvik edilen Gazze'deki kuşatma ve soykırımın sona ermesi çağrısında bulunan posterlerin bulunduğu, öğrenciler tarafından çadırların kurulduğu Gazze Dayanışma Kampı'na sahne oldu. Tesis bünyesindeki kamp, dersler (1960'ların Vietnam protestolarında başlayan), danslar ve şiir okumaları gibi çeşitli protesto biçimlerinin mekanıydı, diğer öğrencilerin ise ödevlerini tamamladığı ve resim yaptıkları görüldü. 

Sonra New York polisinin müdahalesi geliyor. Şunu hayal edin: Amerika'nın bir sorunu var, sorunu çözmenin yollarına başvurmak yerine kimi arıyorlar? Polisi…

Columbia öğrencileri, barışçıl protestoları sırasında, üniversitenin "İsrail" ve işgalin ticari kuruluşları ile olan bağlarının tamamen koparılması çağrısında bulunuyorlar. 

Bununla birlikte, şok edici bir olayda, New York polis şefi John Chell, gösteriyi "açık ve mevcut bir tehlike" olarak nitelendirdikten sonra polisi arayanın Üniversite Rektörü Nimet Şefik (Mısır kökenli) olduğunu açıkladı.

"Bunu bir perspektife oturtmak gerekirse, tutuklanan öğrenciler barışçıldı, hiçbir direniş göstermediler ve söylemek istediklerini barışçıl bir şekilde söylüyorlardı" dedi.

235 yıl geriye, ABD Anayasası'nın oluşumuna, özellikle de "Kongre, ifade veya basın özgürlüğünü ya da halkın barışçıl bir şekilde toplanma ve hükümete şikayetlerin giderilmesi için dilekçe verme hakkını kısıtlayacak hiçbir yasa yapmayacaktır” perspektifine dönüp bakmalıyız.

Üniversite yönetimleri öğrencilerinin taleplerini karşılamak yerine, bağışçılarının ve siyasi bağlantılarının taleplerine uymaktadır. İşin hukuk tarafına inmek için, üniversitelere, öğrencilere ABD hükümetinin politikalarını özgürce ifade etme ve savunma yapma doğal hakkı veren Birinci Değişikliği ihlal ettikleri için dava açılabilir. 

Columbia Üniversitesi Rektörü Şefik, New York polisini arama ve 150'den fazla öğrenciyi ifade özgürlüğü haklarını kullandıkları için tutuklama kararı nedeniyle öğrenciler, öğretim üyeleri ve hatta milletvekilleri tarafından istifa etme veya kınama çağrılarıyla karşı karşıya. 

İşte tüm bu saçmalığın komik kısmı: Yetkililer, ister polis ister akademisyen olsunlar, öğrencilerin "korkutucu" davranışlarını bahane ederek anti-semitizmi silah haline getiriyorlar. Ne de olsa, anti-semitizm kartını sallamak, ABD'nin profesyonelce oynadığı bir oyundur. 

Gazze'de İsrail güçlerinin kadınlara tecavüz etmesine karşı sesini mi yükselttin? Sen anti-semitiksin. Ne yani, "İsrail"in, Gazze'ye giden yardımı engellenmesine karşı mısın? Sen anti-semitiksin. Anti-Siyonist bir insan hakları savunucusu olduğunu mu söyledin? Sanırım bu da aynı zamanda seni anti-semitik yapıyor, tabii ABD standartlarına göre...

Kapitalist mücadele

Columbia'daki Bernard Koleji'nde öğrenci olan ve Filistin'de Adalet grubunun organizatörlerinden Meryem İkbal, El Meyadin English'e verdiği röportajda şunları söyledi: "Bir Amerikan kurumundaki öğrenciler olarak, Filistin halkının soykırımında doğal bir suç ortaklığımız olduğuna inanıyorum, çünkü harçlarımız ve vergilerimiz bu soykırımın bedelini ödüyor. Bu suç ortaklığımıza karşı içimizdeki her şeyle savaşmalıyız."

İkbal, sadece tutuklanmakla kalmayıp, Columbia Üniversitesi tarafından konutundan "tahliye edildiğini" de belirtiyor.

Diğer öğrencilere, "Taktiklerimizden ders almalarını ve binaları işgal etmelerini, alanları işgal etmelerini ve şu anda tüm gözlerin bu meselenin üstünde olduğunu söylemenizi istiyoruz. İnsanların Columbia'ya odaklanmasını istemiyorum; çünkü bu sadece Columbia ile ilgili olmamalı. Bu bizimle ilgili değil. Filistin ile ilgili."

En son haberlerde, daha bugün, Şefik, Gazze'deki İsrail soykırımını barışçıl bir şekilde protesto eden öğrencilere bir ültimatom verdi: Ya kampı sona erdirmek için yönetimle bir anlaşmaya varın ya da okul, Pazartesi gece yarısına kadar kampı dağıtmak için farklı bir yaklaşıma başvuracak. Bu arada, Michigan Üniversitesi geçtiğimiz günlerde, olayların ışığında, Mayıs ayındaki mezuniyet sırasında ifade özgürlüğüne ve barışçıl protestolara izin vereceğini, ancak "önemli aksaklıkları" durduracağını duyurdu.

Temel olarak, şunu diyorlar: Bizim dilimizle konuşun! Onların diliyle konuştuğumuzda "yozlaşma" duracakmış gibi…

Gözdağı ve tehdit, ne kitaptan ne de yazarından, ne kalemden ne sahibinden, ne silahtan ne de yapımcısından korkmayanların zihinlerine ne zaman korku saldı?

Öğrenci olmanın ayrıcalığı, para ve nüfuz için siyasi gündemler tarafından susturulanların sesi olmaktır. Öğrenci olmanın ayrıcalığı, kalemi emperyalist ideolojilere ve sistemik adaletsizliğe karşı bir direniş silahı olarak tutmaktır. 

Üniversite veya kolej kampüsü, öğrenme özgürlüğünü temsil eder, onu savunur ve bu nedenle bu alanı toplumu bu konuda eğitmek için kullanır.  

ABD'nin dört bir yanındaki öğrenciler, tıpkı onlarca yıl önceki arkadaşları gibi tarihi yeniden yazıyorlar. Bu öğrenciler, sömürgeci söylemlerden kurtulmak ve Gazze'deki savaşta kalemleri ve sesleriyle savaşmak için tarihi yeniden yazıyorlar. Savaş alanları yerine, kampüslerinde Gazze'nin kurtuluşu için savaşıyorlar.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.