Geçen yıl, İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, eski İsrail Başbakanı Menahem Begin'in 1982'de İsrail'in Lübnan'ı işgalinin ardından Washington'a yaptığı gezi hakkında aydınlatıcı bir yazı yayınladı. 

Görünüşe göre, Kongre'deki pek çok kişi, İsrail’in saldırısını ve ardından Beyrut'un ölümcül işgalini o zamanki senatör Biden'dan daha yoğun bir şekilde onayladığını ifade etmedi. 

Begin, Senatör Biden ile Yedioth Ahronoth ile yaptığı bir konuşmayı ayrıntılı olarak hatırlıyor. 

"Birdenbire [Biden] 'Lübnan'da ne yaptınız? Yok ettiyseniz yok ettiniz! Harikaydı! Yapılması gerekiyordu! Kanada'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne saldırılar düzenlenseydi, buradaki herkes 'Kanada'nın tüm şehirlerine saldırın ve tüm sivillerin öldürülmesi umurumuzda değil' derdi.” 

Basında çıkan haberlere göre, raporun 2022'de ortaya çıkmasından bu yana, Biden'ın kadın ve çocukların öldürülmesini haklı çıkarma girişimlerine Begin bile şaşırdı. 

İfşaat, Biden'ın 1982'de soykırıma göz yumduğunu gösteriyor. Belki de Kanada'yı kullanmak en uygun örnek değildi, ancak Amerikan başkanının bırakın özel hayatta, halka açık yerlerde gaflar yapma geçmişi var. 

İsrail işgaline olan sevgisi, Tel Aviv'in bu kez bu kadar kısa bir süre içinde rekor sayıda endişe verici istatistik ve savaş suçunun kaydedildiği Gazze'de başka bir soykırım harekatı yürüttüğü bugüne kadar uzanıyor. 

Ne yazık ki Oval Ofis'te oturan adam için bugünün haberleri, Amerikan halkı için 1982'dekinden çok daha kolay erişilebilir; özellikle de Gazze'den televizyonda ortaya çıkan görüntüler, enkazın büyük bir kısmının moloz haline getirildiği ve 2,3 milyon nüfusun çoğunun BM'nin hastalık ve açlık uyarısıyla yerinden edildiği yerler. 

İsrail ordusunun amansız hava ve kara saldırısının beşinci ayında, sağlık yetkilileri 31 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğünü, yaklaşık 73 bin kişinin yaralandığını ve binlercesinin enkaz altında kaldığını söyledi. 

Kurbanların çoğunluğunu Filistinli kadınlar ve çocuklar oluştururken, artan sayıda bebek açlıktan ölüyor.

Travma geçirmiş çocukların görüntüleri sosyal medyada rekor sayıda izleniyor ve dünyanın dört bir yanındaki ulusal haber kanallarında orman yangını gibi yayınlanıyor. 

İsrail işgalinin bir numaralı hayranı olan Biden, Tel Aviv'e 100'den fazla silah sevkiyatı yaptı ve ateşkes girişimlerini engelledi; ancak bu hamleler başkanlık kampanyasında geri tepecek mi? 

Genel popülaritesi rekor seviyede düştü. 

Belki de Biden için daha fazla endişe verici olan şey, İsrail'in Gazze'ye yönelik amansız hava ve kara saldırısına yönelik vizyonunu paylaşmayan kendi seçmen tabanının desteğini kaybetmesidir. 

Bu, daha fazla Amerikalının Washington'un Tel Aviv'e verdiği desteğe karşı çıktığını gösteren son anketlere de yansıdı, en sonuncusu Ekonomi ve Politika Araştırmaları Merkezi tarafından yayınlanan ve Biden'a oy veren Amerikalıların yaklaşık üçte ikisinin (%62) "İsrail'e silah satışına karşı olduğunu" ortaya koyan bir anket. 

Biden'ın seçmenlerinin yalnızca % 14'ü "İsrail'e silah satışına" izin verilmesini desteklerken, kendini Biden seçmenleri olarak tanımlayanların % 24'ü emin değil. 

Ankete göre, Amerikalıların çoğunluğu, parti bağlılığından bağımsız olarak, Biden'ın "İsrail'e silah sevkiyatını durdurması gerektiğini" söylüyor. 

Bu, görevdeki cumhurbaşkanının kampanya ekibi için bu yılki seçimlerden önce büyük bir endişe kaynağı olmalı ve bu oranda, görevde ikinci bir döneme tutunmak için mücadele ettiğini görmesi muhtemel görünüyor. 

Amerikalılar, soykırımcı bir İsrail savaşının Filistin topraklarını insani bir felakete sürüklediği Gazze hakkında daha güçlü görüşler ifade ediyorlar. 

Yüzlerinde görsel yaralar ve ruhlarında gizli yaralar olan, ölen ebeveynlerini çaresizce ararken yetim kalan yaklaşık 20 bin travma geçirmiş çocuktan bazılarının görüntüleri, 5 Kasım 2024 Salı günü Biden'ın peşini bırakmaz. 

Batı dünyasında her hafta sokaklara çıkan birçok aktivist ve protestocunun kafasındaki bir diğer soru ise Biden'ın gerçekten umursayıp umursamadığı.

Kudüs Haber Ajansı - KHA