Nasrallah, Suudi Arabistan'ın Kendisine Yönelik Suikast Teşviğinden Bahsetti

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, dün akşam verdiği röportajda birbirinden önemli konulara değindi. Nasrallah kendisine yönelik suikast iddialarıyla ilgili soruyu da yanıtladı. 

11 Ocak 2021
Nasrallah, Suudi Arabistan'ın Kendisine Yönelik Suikast Teşviğinden Bahsetti

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, Suudi Arabistan’ın kendisine yönelik suikast düzenlenmesini teşvik ettiğini söyledi.

Lübnan merkezli El-Meyadin televizyonundan deneyimli gazeteci Gassan Bin Ciddo’ya 4 saatlı röportaj veren Hizbullah Lideri Seyyid Hasan Nasrallah, ABD Başkanı Donald Trump'ın son günlerinde yapabileceği hamlelere dair medyada yer alan haberlerin sadece mantıksal analizlerden ibaret olup, bilgiye dayalı olmadığını söyledi. Nasrallah, her ihtimale karşı direniş cephesinin Trump'ın geriye kalan dönemine karşı teyakkuzda olması gerektiğini belirtti.

Kendisiyle ilgili İsrail medyasında çıkan suikast haberlerine değinen Nasrallah, kendisine yönelik suikast planının ABD, İsrail ve Suudi Arabistan’ın ortak hedefi olduğunu kaydederek, “Muhammed Bin Selman, Trump’ın başkan seçilmesinin ardından gerçekleştirdiği ilk ABD ziyaretinde bana yönelik suikast yapılmasını Trump’a önerdi. Bunun için Trump’ı ikna etmeye çalıştı” dedi. Nasrallah, kendisine yönelik suikast planıyla ilgili bir kaynağından bilgi geldiğini söyledi.

Nasrallah kendisine yönelik suikastın bir savaşa neden olacağıyla ilgili İsrail’in endişeleri olduğunu ancak Suudi’nin parasal bütün sponsorluğu üstlendiğine dikkat çekti.

Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi Mühendis’e yönelik suiakstın ABD, İsrail ve Suudi Arabistan ortaklığıyla işlendiğine inandığını vurgulayan Nasrallah, Şehit Kasım Süleymani’nin hem stratejik hem de taktiksel komutan olduğunu ifade etti.

Şehit Süleymani’nin kendisini suikast konusunda defalarca uyardığını söyleyen Nasrallah, Kasım Süleymani  ile acı ve mutluluğu bir arada yaşadıklarını, iki kardeş ve dost olduklarını bildirerek, onun gidişinin kendisi için büyük bir kayıp olduğunu dile getirdi.

İsrail’le normalleşen Arap ülkelerinin geçmişte Filistin’le ilgili sözlerinin sloganların ötesine geçmediğini savunan Nasrallah, ABD'nin yeni yönetiminin Filistin meselesi ve İran ile nükleer anlaşmasına yaklaşımının farklı olabileceğini ifade etti.

Ebu Mehdi Mühendis’in Irak’taki ABD işgali ve IŞİD’e karşı kazanılan zaferin en önemli aktörlerin biri olduğunu kaydederek, şehadetinden kısa bir süre önce Mühendis’in Beyrut’a geldiğini ve kendisiyle Filistin direnişinin durumunu, Irak’ı ve bölgesel meseleleri konuştuklarını dile getirdi.

Nasrallah, Ebu Mehdi Mühendis’in Irak’ı aşacak bir şekilde direniş cephesinin komutanlarından biri olduğunu söyledi.

Temmuz savaşından önce Hizbullah olarak Suriye Savunma Bakanlığı’ndan Rus yapımı kornetleri aldıklarını ve bu füzelerin İsrail’e karşı zaferde önemli bir payı olduğunu kaydeden Nasrallah, Kasım Süleymani’nin Hizbullah’ın elindeki kornet füzelerini Gazze’deki Hamas ve İslami Cihad hareketlerine göndermek istediğini bildirerek, “ Kornet füzelerini suriye’den aldığımız için Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’a sorsam daha uygun olacağını düşündüm ve Esad’a sorduğumda, Fislitin direnişine bu füzeleri gönderebileceğimi söyledi. Hamas veya İslami Cihad’a göndermemizin kendisi için fark etmediğini söyledi. Hac Kasım Filistinlilere Kornet füzelerini ulaştıran kişiydi. İran’ın filistin direniş gruplarına desteği hiçbir vakit kesilmedi” ifadelerini kullandı.

Normalleşme anlaşmalarına pozitif bir gelişme olarak bakılabileceğini dile getiren Hizbullah lideri, “Allah zaferi ehline verir. Nifak içerisinde olanlarla asil olanlar ayrışmalı, saflar netleşmeli ki zafer yakınlaşsın. Zafere giden yolda imtihanlara maruz kalınır ve bu yolda nifak içerisinde olanlarla samimi inanmışlar ayrışır. Bu zaferin yakın olduğunun alametidir Saflar açık ve nettir. Herkes safını seçmelidir” dedi.

Süleymani’nin Filisitnli gruplara desteğinin basından uzak bir şekilde devam ettiğini bildiren Nasrallah, Hamas lideri İsmail Heniyye ile defalarca bir araya geldiğini ve kendisiyle birçok konuyu konuştuklarını söyleyerek, Hamas’ın Suriye ile ilişkilerini yeniden onarma sürecinde olduğuna inandığını bildirdi.

Nasrallah’ın röportajından diğer satırbaşları şöyle:

Birçok Arap ülkesi Filistin davasını uzun bir süredir sattı, direniş cephesinin fiziksel gücü çok büyük…

1948 topraklarındaki Filistinlilerin akıl ve kalpleri bizimle birlikte çünkü onlar Filistin’in özgürleştirilmesini çok istiyor.

Irak direniş gruplarının 2003 yılından 2011’e kadar ABD işgaline karşı büyük direnişine medya kör davrandı. Direniş, ABD’yi zelil bir şekilde Irak’tan çıkmaya mecbur etti. ABD o süreçte müzakere için Kasım Süleymani’ye yalvarır hale gelmişti. Irak’taki tekfirci gruplar intihar eylemleriyle insanları öldürüyorlardı, direniş grupları ise sadece ABD hedeflerini vuruyorlardı. O zaman ABD, Irak direnişine desteklerinin sürmesi durumunda Süleymani’yi İran’daki merkezlerini vurmakla tehdit etmişti. İran, ABD işgaline karşı direnmeleri için Irak direnişini destekledi.

Direniş cephesi geçmişteki tüm zamanlardan daha güçlü durumda

Suriye’de yönetimi değiştirip, zayıf ve köle bir rejim getirmek istiyorlardı. Kasım Süleymani, Kremlin’e giderek Putin’i Rus güçlerinin Suriye’ye girmesine ikna etti.

Süleymani ve Mühendis’in kanı yerde kalmayacak. Emri veren ve uygulayanlardan er veya geç intikam alınacak.

Mısır’da Hüsnü Mübarek’in devrilmesini seviniyorduk. Mübarek’in istifa açıklamasından 2 gün sonra Hac Kasım gelip Suriye’ye yönelik tehdit konusunda endişelerini dile getirdi.

33 günlük savaşta 48 saatliğine İran’a gidip gelişi dışında Süleymani hep yanımızdaydı.

Suriye krizi başladığında siyasi çözüm istendi, bunun için çok çalışıldı ama silahlı muhalefet, birkaç ayda Suriye hükümetini devireceğine inanmıştı ve müzakereye yanaşmıyorlardı.

Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani, Süleymani’nin yardımcısıydı. Onun yerine geçmeye en uygun isim oydu.

Elimizdeki hassas akıllı füzelerin sayısı önceki yıllara göre çok fazla. İsrail, karada, denizde ve havada direnişten korkmalıdır. İsrail krizin içerisinde olan bir rejimdir.

İran hiçbir ülkeyi temsilen müzakere masasına oturmaz. Her ülkenin kendi evlatlarının sorunları müzakere etmesini ister.

İSRAİL`DE İSTEYİP DE VURAMAYACAĞIMIZ HİÇBİR NOKTA YOK. HASSAS FÜZELERLE HER NOKTAYI VURABİLİRİZ.

LÜBNAN`DA HÜKÜMETİN KURULAMAMASININ NEDENİ GÜVEN PROBLEMİ

Covid-19 aşısını yaptırmayı henüz düşünmedim. Bu işin uzmanları ne derse öyle hareket edeceğiz. Ancak ABD aşısını yaptırmayacağım.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.