İsrail'in Sıradaki Hedefi

Cemal Vakim tarafından almayadeen.net adlı internet sitesinde kaleme alınan “İSRAİL'İN YENİ SALDIRISI NEREDE OLACAK? YEMEN Mİ, İRAN MI, YOKSA LÜBNAN MI?” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

05 Temmuz 2025
İsrail'in Sıradaki Hedefi

İsrail’in büyük bir askeri saldırıya hazırlandığına dair işaretler giderek artıyor. Ancak bu saldırının hedefi konusunda farklı görüşler var. Son günlerde ABD, İngiltere ve Almanya'dan Siyonist rejime büyük miktarda silah sevkiyatı yapıldığı bildiriliyor. Bu silahların gönderiliş gerekçesi, Tel Aviv’in kısa süre önce İran’a karşı gerçekleştirdiği saldırıda kullandığı mühimmatın telafisi olarak sunulsa da, sevkiyatın büyüklüğü sadece bir telafi değil, yeni bir savaş hazırlığına işaret ediyor.

Yeni Cephe Yemen mi, İran mı?

Bazı göstergeler, bu saldırının Yemen’e yönelik olabileceğini gösteriyor. İsrail Savunma Bakanı, açıkça bu yönde bir açıklamada bulundu: “Ensarullah ve onların oluşturduğu tehditten kurtulmalıyız.” Ancak bazı yorumcular, bu açıklamanın yanıltıcı olabileceğini ve gerçek hedefin İran olduğunu savunuyor.

Bu görüşü savunanlar, İran’ın ilk saldırıda ciddi bir darbe aldığını kabul etmekle birlikte, İsrail’in hedeflediği yüksek çıta – yani İran İslam Cumhuriyeti’ni devirmek – başarıya ulaşamadığı için bu saldırının etkisinin azaldığını belirtiyorlar. Onlara göre, İran’ın nükleer ve füze tesisleri zarar görse de bu yeterli olmadı ve programın tamamen yok edilmesi için daha net ve kapsamlı bir ikinci saldırı gerekiyor. Özellikle de İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’yla işbirliğini durdurma kararı sonrası, Almanya Başbakanı bu kararın büyük sonuçları olacağı uyarısında bulundu.

Ancak İran’a ikinci bir saldırı ihtimali, bazı nedenlerle zayıf görünüyor. İlk saldırıda İsrail’in hedef bankası büyük ölçüde tükenmiş durumda ve Tahran karşısında kesin bir sonuç elde edemedi. Bu nedenle ABD Başkanı da İran'a karşı tırmanışı durdurma yönünde adım attı.

Ayrıca, İran savunma sistemlerine Rus istihbarat desteği ve Çin lojistik desteği sağlandığına dair haberler, olası bir ikinci saldırının maliyetini daha da artırıyor. İran’ın olası bir saldırı karşısında Hürmüz Boğazı’nı kapatması, Batı, Körfez ve dünya ekonomileri için büyük zarar anlamına gelir ve Batılı ülkelerde yüksek enflasyon dalgalarına yol açarak ciddi ekonomik krizlere neden olabilir.

Peki O Zaman Hedef Neresi?

Bu durumda, İsrail-Amerikan cephesinin yeni saldırısının hedefi neresi olacak? ABD, İran’ı Arap dünyasından tecrit eden stratejik bir başarı elde etmeyi amaçlıyor olabilir. Bu, İran’ın müzakere masasına oturmasını ve mevcut koşulları kabul etmesini sadece bir zaman meselesi haline getirebilir.

En Muhtemel Seçenek: Lübnan mı?

Bu noktada saldırının Lübnan’a hazırlanmakta olduğu ihtimali öne çıkıyor. Bu saldırının, yüzlerce İsrail savaş uçağının katıldığı ağır bir hava saldırısı olacağı öngörülüyor. Aynı zamanda Batı’dan istihbarat ve lojistik destek sağlanması, Lübnan içinde siyasi baskılarla da desteklenmesi planlanıyor.

Bu durumun işaretlerinden biri, ABD’li arabulucu Tom Barrack’ın Lübnan’a gelip, Hizbullah’a yönelik ağır şartlar içeren bir belgeyi teslim etmesi. Bu belgede, bu şartların kabulü için tanınan sürenin 7 Temmuz’a kadar olduğu ve bu fırsatın bir daha gelmeyeceği belirtiliyor.

Ayrıca Washington yönetimi, Hizbullah’la yürütülen müzakere dosyasını, çatışmadan uzak durmaya çalışan Cumhurbaşkanı Josef Avn’dan alarak, daha uyumlu ve ABD’ye yakın duran Başbakan Nevaf Selam’a devretmeye çalışıyor.

Kuzey ve Doğu'dan Açılacak Yeni Cephe

İsrail’in kara operasyonuna mecbur kalmaması ve güneyden Hizbullah direnişiyle karşılaşmamak için, ABD doğu ve kuzey Lübnan’dan yeni bir cephe açmayı planlıyor. Bu plan, Hizbullah’ın ana destek alanı olan Bekaa Vadisi’ni hedef alıyor. Bu bölgede, Ahmed Şara liderliğindeki silahlı grupların bünyesinde savaşan Uygur, Çeçen ve Özbek militanların kullanılacağı bildiriliyor. Bu grupların sayısının 11 bini aştığı ve yeni kurulan sözde Suriye Genel Güvenlik güçleri kıyafetiyle gizlendikleri ifade ediliyor.

ABD temsilcisi Tom Barrack’ın, bu yabancı gruplarla 2011'den bu yana ilişkili olduğu da biliniyor.

Bu saldırı senaryosunda, Irak’tan Hizbullah’a destek için gelebilecek Haşdi Şabi ve diğer Şii güçlerin engellenmesi için, Suriye Demokratik Güçleri'nin Irak sınırına doğru yayıldığı ve Suriye-Irak sınırında hakimiyet kurduğu bildiriliyor. Böylece Irak’tan Lübnan’a yardım gelmesi önlenmek isteniyor.

Ayrıca, İsrail istihbarat birimlerinin, İslamcı kılığında hareket eden özel gruplar aracılığıyla Lübnan içinde iç güvenliği hedef alan saldırılar planladığı ve böylece devletin dış tehditlere karşı önlem alma kapasitesini zayıflatmayı amaçladığı iddia ediliyor.

Eğer bu senaryo gerçekleşir ve ABD-İsrail saldırısı Hizbullah’a karşı başarılı olursa, tüm Maşrik (Doğu Arap dünyası) İsrail-Amerikan hakimiyetine girebilir. Bu da İran’ın ve dolaylı olarak Rusya ile Çin’in Doğu Akdeniz’e ulaşmasının önünü keser ve ABD için büyük bir stratejik zafer olur.

Peki Direniş Güçleri Hazır mı?

Asıl soru şu: Direniş güçleri ve Hizbullah bu saldırıya ne kadar hazırlıklı? İran ve bölgesel müttefikleri, Hizbullah’a nasıl ve ne ölçüde destek sağlayabilecek? Bu, Hizbullah’a karşı küresel bir savaş olarak nitelendirilen bu olası saldırının sonucunu belirleyecek.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.