Kudüs Haber Ajansı - KHA | kudushaber.com.tr

Netanyahu ABD Yolunda: Masada Suriye'yle Anlaşma Var

Yahya Debbuk tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “NETANYAHU YENİDEN WASHINGTON YOLUNDA: MASADA BÜYÜK BİR SURİYE ANLAŞMASI VAR” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

02 Temmuz 2025
Netanyahu ABD Yolunda: Masada Suriye'yle Anlaşma Var

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Amerika Birleşik Devletleri’ne yapacağı ziyaret, ne sıradan bir diplomatik temas ne de geleneksel ilişkiler çerçevesinde olağan bir adım. Bu ziyaret, aslında İsrail’in güvenliğini sağlayacak bölgesel bir anlaşmanın temellerini atmak amacıyla atılan önemli bir adım. Ziyaretin arkasında, yalnızca Gazze savaşının sona erdirilmesi değil, aynı zamanda Suriye'yi de kapsayan daha geniş ve iddialı bir bölgesel yeniden yapılanma planı yer alıyor.

Ziyaretin 7 Temmuz’da gerçekleşmesi planlanıyor ve hem ABD’de hem de İsrail’de bu adım, bölgesel güç dengelerinde yaşanan stratejik bir dönüşümün işareti olarak görülüyor. Bu kapsamda perde arkasında hazırlıkları süren projeler yalnızca Gazze’deki savaşın bitirilmesi ya da yeni bir Arap ülkesiyle normalleşme anlaşması imzalanmasıyla sınırlı değil. Asıl hedef, Suriye ile düşmanlığın sona erdirilmesi ve İsrail’in Körfez ülkeleriyle yürüttüğü “barış” sürecinin tamamlanması.

Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail, birkaç ay öncesine kıyasla tamamen farklı bir bölgesel ortamın oluştuğunu ve bu ortamın söz konusu projeyi hayata geçirmek için uygun olduğunu varsayıyor. Zira, Tahran’a karşı düzenlenen ortak ABD-İsrail askeri saldırısının ardından İran’da geçici bir zayıflık söz konusu. Ayrıca, Suriye’de yönetim yapısında bir değişiklik yaşandı; Ahmed Şar’a başkanlığındaki yeni rejim, ağır bir bedel karşılığında da olsa müzakereye hazır olduğunu gösteriyor. Tüm bunlara ek olarak, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri harekâtı sona yaklaşmış görünüyor ve İsrail, artık Hamas’a kendi şartlarını dayatabilecek bir konumda olduğuna inanıyor.

Ancak en dikkat çekici unsur, İsrail ve ABD’nin Suriye’ye yönelik ilgisindeki bu dramatik yön değişikliği. Donald Trump yönetimi, Suriye ile tarihi bir anlaşma yapma fırsatının doğduğuna inanıyor. Bu anlaşma sayesinde Golan Tepeleri tamamen İsrail’in egemenliğinde kalacak ve Suriye, ABD’nin bölgesel güvenlik ve siyasi düzenine dâhil edilecek. Üstelik Ahmed Şar’a’nın, tüm şartları koşulsuz kabul edecek şekilde “terbiye edildiği” öne sürülüyor.

Burada söz konusu olan şey sadece “biçimsel bir normalleşme” değil; uzun vadeli stratejik bir ilişki kurulması. Bu da, güvenlik ve siyasi anlaşmalarla kuzey sınırlarının İsrail’in çıkarlarına uygun şekilde yeniden çizilmesi anlamına geliyor. Suriye’nin, başkent Şam’a kadar uzanacak derin bir güvenlik kuşağını kabul etmesi isteniyor. Bu kuşak, İsrail’e yönelik tehditleri önleyecek ve aynı zamanda Suriye'nin yeni yönetiminin karakteri üzerinde de belirleyici olacak. Amaç, Suriye’yi sadece sınır güvenliğini sağlayan bir tampon bölgeye dönüştürmek değil, aynı zamanda İsrail’in güvenliğine içten bağlı bir rejime sahip kılmak.

İkinci ve daha tartışmalı hedef ise Golan Tepeleri meselesini tamamen ve kalıcı biçimde kapatmak. İsrail, şu anki zamanlamanın Suriye’ye Golan Tepeleri’nin İsrail toprağı olduğunu resmen kabul ettirmek için en uygun an olduğuna inanıyor. Bu şekilde, fiili duruma uluslararası meşruiyet kazandırılacak ve gelecekte rejim değişse bile İsrail’in burada kalıcı hale gelmesi sağlanacak.

İsrail bu değerlendirmeyi iki temel unsura dayandırıyor: İlki, Ahmed Şar’a’nın içeride güçlü bir desteğe sahip olmaması ve bu nedenle dış desteğe ihtiyaç duyması; ikincisi ise bu tarihi fırsatın bir daha ele geçmeyebileceği düşüncesi. Yeni rejim henüz şekillenme aşamasında olduğu için, İsrail dolaylı yoldan –Amerikan kanalıyla– bu süreci yönlendirme fırsatına sahip. Bu fırsat kaçırılırsa, ileride durum istikrara kavuştuğunda böyle bir müdahale imkânı olmayabilir.

Bu bağlamda varılacak bir anlaşma, ileride bir baskı aracı olarak da kullanılabilir. Yeni yönetimler bu anlaşmayı yasal olarak bağlayıcı kabul etmek zorunda kalabilir veya Suriye’nin resmi onayıyla ortaya çıkan yeni gerçeklik, geri dönülmesi zor bir duruma dönüşebilir.

Ancak Gazze’deki savaş, bu büyük bölgesel planın önünde hâlâ bir engel oluşturuyor. Suriye ile normalleşme, savaşın devam ettiği bir ortamda özellikle Suudi Arabistan gibi ülkeler açısından oldukça sıkıntılı. Bu nedenle, ABD yönetimi savaşın sona erdirilmesi için yoğun baskı uyguluyor.

Ancak savaşın sonlanması yalnızca ABD’nin isteğiyle gerçekleşmiyor. İsrail hükümeti içinde savaşın sürmesini isteyen ve aşırı ideolojik hedefler güden güçlü sesler hâlâ etkili. Yine de aşırı sağın bu süreçte Netanyahu’yu yavaşlatma gücü artık eskiye göre azalmış durumda. Çünkü bölgede ortaya çıkan yeni çıkarlar, daha uzun vadeli ve stratejik öneme sahip olarak görülüyor.

Netanyahu’nun Washington ziyareti, işte bu denklemde bir çözüm arayışı anlamına geliyor. Bu ziyaret, iki ülkenin bölgede oluşan fırsatları uzun vadeli bir siyasi başarıya dönüştürme kapasitesini test edecek. Çünkü artık söz konusu olan basit bir anlaşma değil; bölgedeki ilişkilerin temelden yeniden şekillendirilmesi ve Gazze savaşının sona erdirilmesinin yaratacağı siyasi ve güvenlik getirilerinden maksimum fayda sağlanması.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.