Batı, Trump'la Ne Yapacağını Sorguluyor

Rîm Hânî tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “BATI, TRUMP’IN ÇÖZÜMLERİ KARŞISINDA SARHOŞ GİBİ DAVRANMIYOR VE YENİDEN YETERSİZ KALIRSA NE YAPACAĞINI SORGULUYOR” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

18 Mart 2025
Batı, Trump'la Ne Yapacağını Sorguluyor

ABD’li yetkililerin Yemen’e yönelik son askeri operasyonun başlatılmasından bu yana yaptıkları açıklamalar, bu operasyonun planlanmasının uzun zaman önce başladığını, özellikle ABD ve İngiltere’nin daha önce bu ülkeye yönelik gerçekleştirdiği aralıklı saldırıların, Ensarullah’ın operasyonlarını sürdürmesini ve denizde ve havada ABD varlıklarına zarar vermesini engelleyemediğini gösteriyor. Bu açıklamalar ayrıca saldırıların birkaç hafta daha sürebileceğine işaret ederken gözlemciler, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamasını, esas olarak “İran’a mesaj” göndermeyi ve baskı kurmayı amaçlayan “ABD’nin Yemen örgütüne yönelik politikasında önemli bir değişiklik” olarak niteledi.

Bu bağlamda Axios, Trump’ın göreve başladıktan birkaç hafta sonra Husileri terör örgütü olarak yeniden sınıflandırma kararının ardından onları hedef alacak askeri planların hazırlanmasını emrettiğini, ortaya koydu. İnternet sitesinde Ansarullah’ın, iki hafta önce ABD’nin bir insansız askeri hava aracını düşürmesinin ardından saldırı hazırlıklarının hızlandığı belirtilirken son iki gündür yapılan tartışmaların esas olarak saldırıların ne zaman başlayacağı konusuna odaklandığı ve sonunda Trump’ın, Cuma günü bombalama planını onayladığı ve Cumartesi günü “saldırıya ilişkin nihai emri” verdiği ifade edildi.

Plan hakkında önceden bilgilendirilmiş az sayıda müttefik arasında yer alan İsrailli yetkililer, Washington’un saldırıdan önce Tel Aviv’i bilgilendirdiğini belirtti. Amerikan televizyon kanalı CNN ise ABD’nin kapsamlı saldırılar düzenlemek için istihbarat toplaması gerektiğini kaydederek son saldırıların organize edilmesi ve planlanmasının zaman aldığını ifade etti.

Saldırının ardından ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’u arayarak Yemen’e yönelik saldırılar hakkında bilgi vermesi ve “Kızıldeniz’deki ABD askeri ve ticari gemilerine yönelik Husi saldırılarının devam etmesine müsamaha gösterilmeyeceğini” vurgulaması ise dikkat çekti. Rubio daha sonra CBS’e verdiği röportajda, “Husilere karşı kara harekâtı başlatmaya gerek yok” diyerek, saldırıların “füze saldırılarından sorumlu bazı yetkilileri” hedef aldığını iddia etti. Rubio, Kızıldeniz’deki saldırıların “kabul edilemez bir durum” oluşturduğunu ve “gemilerin geçişini kontrol etmelerine izin vermeyeceklerini” ve “birilerinin ABD Donanması’na saldıracak füzelere sahip olmasına müsaade etmeyeceklerini” dile getirdi.

Atlantik Konseyi ise son olaylara ilişkin çok sayıda uzmanın katkılarının yer aldığı bir rapor yayınladı. Uzmanların neredeyse tamamı, saldırıların bu kez de amacına ulaşamayabileceği konusunda hemfikirdi. Uzmanlardan biri, “Yemen’in merkez hükümetinin devrilmesinden, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona karşı savaşlarına kadar Husi direnişinin uzun geçmişi göz önüne alındığında, özellikle de sadece İran’dan değil, aynı zamanda Çin ve Rusya’dan da tedarik ağları aracılığıyla destek almasından ötürü mevcut hava saldırılarının Husileri caydırmasının pek de mümkün olmadığını iddia etti ve Washington’un “hava saldırılarının ötesinde kaynaklar” kullanması gerekeceğine inandığını belirtti.

Raporda, atıfta bulunulan kaynaklar arasında Moskova ve Pekin ile diplomatik temaslara geçilmesi ve “İran’a karşı uygulanan güçlü baskı” ile beraber Ensarullah’a giden ikmalleri kesmek adına daha fazla deniz gücünün konuşlandırılması yer aldı. Söz konusu uzman ayrıca ABD’nin geçmişte yaptıklarından daha fazlasını yapma niyetinde olduğunu göstermek amacıyla ciddi miktarda askeri kaynak göndererek ve yüksek düzeyde uluslararası koordinasyon sağlayarak Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin savunmasını güçlendirmesi gerektiğini vurguladı. 

Siteye konuşan bir başka uzmansa şunları söyledi: “Son saldırılar kısa vadede Husi üslerini, liderlerini ve füze savunma sistemlerini etkileyebilir; ancak geçmişte Husiler, yeni duruma uyumda ne denli esnek olduklarını kanıtladı ve Suudi Arabistan ve koalisyonu tarafından ve son zamanlarda da ABD ve İngiltere tarafından gerçekleştirilen art arda saldırıların akabinde bölgesel bir tehdit oluşturmaya devam etti.” Bu görüşün sahibi uzman ayrıca Ensarullah cemaatinin gelecekte Kızıldeniz’deki USS Truman saldırı grubunu veya bölgedeki ABD üslerini hedef alan bir misilleme başlatmasının muhtemel olduğunu ileri sürdü. Aynı kaynağın diğer uzmanlardan aktardığına göre, son hava saldırılarının siviller üzerinde önemli bir etki meydana getirmesi ve “Husileri desteklemeyen siviller” arasında bile ABD’ye karşı öfke duygularını artırması bekleniyor.

Bununla beraber bazı gözlemciler, ABD’nin bu askeri hamlesinin etkili olması için Ensarullah’ın füze ve insansız hava aracı üretme ve fırlatma yeteneğine zarar verene kadar devam etmesi, İran’ın, Ensarullah cemaatini destekleme gücünü akamete uğratmak adına Yemen arenasını iyi bilen Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne dayanılması ve sonuç olarak da “bölgedeki İran varlığına büyük zarar verecek şekilde” Husi rejimini devirmesi gerektiğini savunuyor. Söz konusu gözlemciler, son dönemde artan gerginliğin ortasında yaşanan saldırıların, Washington ile Tahran’ı karşı karşıya gelmeye daha da yaklaştırabileceği ihtimalini de dışlamıyor.

ABD’nin Yemen’e yönelik operasyonu her halükârda şaşırtıcı durmuyor. Zira son aylarda Batılı gözlemciler, Aksa Tufanı’nı izleyen olayların Husilerin pozisyonunu zayıflatmaktan ziyade güçlendirmeye katkıda bulunduğu konusunda sürekli uyarılarda bulunuyordu. Bu bağlamda Amerikan Foreign Policy dergisi bir raporunda şunları belirtti: “Husiler, 7 Ekim’den daha güçlü ve daha fazla kaynakla çıktı. Yeni askerler, cephaneliklerin dolması, güçlü ilişkiler ve Rusya’dan alındığı bildirilen yardımlar… Yukarıdakilere ek olarak, Washington tarafından başlatılan çokuluslu saldırı kampanyası, müttefik ve ortakların çoğunun desteğini alamadı veya seyrüsefer özgürlüğünü koruma yönündeki beyan edilmiş hedefine ulaşamadı, dolayısıyla da en iyi ihtimalle “etkisiz” göründü.”

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.