Kerbela Tekrarlanmayacak Ama Şehidimiz Hüseyindir

İbrahim el-Emin tarafından ala-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “KERBELA TEKRARLANMAYACAK OLSA DA ŞEHİDİMİZ HÜSEYİN” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

01 Ekim 2024
Kerbela Tekrarlanmayacak Ama Şehidimiz Hüseyindir

Evet, yeni bir Kerbela değil bu. Şehit komutanın ve yoldaşlarının kırk yıldan uzun bir süre üzerinde plan yapıp çalıştıkları şey bu değildi. Kendisi, bize en ufak bir tereddütü dahi kabul etmeyen yüce bir direniş ekini bıraktı.

Lübnan'da Siyonist işgalci İsrail’in yaptıklarını gizli veya açık devasa bir şey olarak niteleyenler, düşmanın Gazze’de gerçekleştirdiği apaçık cürümlere sessiz kalan ve destekleyenlerin ta kendileridir. Onlar, direnişin düştüğüne, davasının çöktüğüne ve herkesin boyun eğip teslim olarak dağılması gerektiğine insanları ikna etmek istiyorlar.

Şehit düştüğünde Seyyid Hasan Nasrallah, kendisini İmam Hüseyin gibi tahayyül etmiyordu. Dünyanın çoğu kendisini yalnız bıraktığında İmam Hüseyin'in Kerbela'daki durumunu yaşamıyordu. Bilakis o, elde edilmesinin bedelinin çok büyük olduğunu bildiği bir hakkı savunmak adına ayağa kalkan ve savaşan İmam Hüseyin konumundaydı. İmam Hüseyin'in anlatısı yaklaşık on dört asırdır tüm direnişçilerin hikayesinde devam ettiğine göre Hüseyin'imizin katline ortak olan, bu işi gerçekleştiren ve bu işe sevinen herkes şunu iyi bellemelidir ki Seyyid Hasan Nasrallah, karanlığın karşısındaki bütün direnişçiler için ölümsüz bir sembol olmuştur ve Kudüs'ü ve Filistin'i müdafaa ederken şehadete ermiştir. Bu insanlar yine şunu çok iyi anlamalıdır ki bütün kine, kafa karıştırıcı unsurlara, gareze, yalnız bırakmaya ve cehalete rağmen Seyyid Hasan Nasrallah, son anına kadar Amerika ve İsrail ile savaşmanın özgür yaşamak isteyen herkes için temel bir gereklilik olduğunu düşünüyordu.

Bugün hüzün ve öfke, direnişi destekleyenleri sarmalamış durumda. Onlarca yıldır baskı altında kalmış birçoklarının öfkesini açığa çıkardı Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadeti. Yankılanan sloganların ve korkutma kampanyalarının kendisine fayda vermeyeceği bir öfke bu. Suçlunun ismini tespitte bir delile ihtiyaç duymayan herkes için bu noktada fayda sağlayacak tek şey, devrimci manada bir uyanıklık halidir.

Bugün büyük ve esaslı bir vazifemiz var. Bizler direnişin ehli, oğulları, kızları ve ilkleri takip eden nesilleriyiz. Direnişi korumalı, her türlü kötülükten muhafaza etmeli ve fikri ve tarihi değerini savunmak adına büyük bedelleri omuzlamaya hazır olmalıyız. Bizler asla mücrim batının yolunda tesviye, anlaşma ve vakıa diye adlandırdıkları şeyleri ele almanın mümkün olduğunu düşünen insanlar değiliz.

Zor günler yaşıyoruz ve sonra değil; önümüzdeki günlerde düşmanı neyin beklediğine şahit olacağız. Pek yakında Binyamin Netanyahu’yu uyguladığı vahşetle çılgına çeviren efsanenin arzu edilen sonuçlarının aksine bir tabloyla karşılaşacağız. Evet, zor günler yaşıyoruz. Sözün değil meydanların aktif olduğu bir zamandayız. Sessizlikleri ile İsrail'in işlediği cürümlere ortak olan akademisyen, sanatçı ve toplumu yönlendiren diğer insanlardan müteşekkil bir ordunun eşliğinde Siyonist işgalci düşmanın zannettiği ve pazarladığı gibi direnişin beli kırılmış değil. Tarafsız kalmak artık yanı başımızdaki büyük ateşten korumuyor. Uzlaşma artık nefes alma fırsatı sunmuyor. Bayağılık ve zayıflık elbisesine bürünenlerin boyun eğme hilesi de faydasız. Bize düşen, savaşın değil; sadece raundun sonunu beklemek.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.