1 Haziran'da Ensarullah'a bağlı Yemen Silahlı Kuvvetleri, Kızıldeniz'de ABD uçak gemisi Eisenhower'ı 24 saat içinde iki kez hedef alarak dikkate değer bir cesaret sergiledi. ABD ve Britanya'nın ülkeye yönelik ortak saldırılarına yanıt olarak atılan bu adım, Gazze merkezli daha geniş bölgesel çatışma içinde Yemen cephesinde önemli bir tırmanışa işaret ediyor. 

Geçtiğimiz dönem boyunca San’a, füzeler ve insansız hava araçlarıyla sürekli olarak savaş gemilerini ve muhripleri hedef aldı. Yine de Eisenhower'a yönelik saldırı, ABD'nin darbeyi kabul edip etmemesinden bağımsız olarak, çatışmada niteliksel bir sıçramaya işaret ediyor.

San’a'dan hızlı yanıt 

30 Mayıs Cuma günü, Yemen ordu sözcüsü Tuğgeneral Yahya Seri'nin tırmanışın dördüncü aşamasının bir parçası olarak bir dizi askeri operasyon ilan etmesinden saatler sonra, Ensarullah, "El-Fethu’l-Mubin" operasyonu sırasında 30 milyon dolarlık bir Amerikan MQ-9 insansız hava aracını düşürdü.  

Misilleme olarak ABD, şafak vakti başkent San’a'daki sivil tesislerin yanı sıra Hudeyde ve Taiz vilayetlerini hedef alan bir dizi hava saldırısı başlattı. ABD-İngiltere saldırılarının bu yıl 12 Ocak'ta başlamasından bu yana en ağırları olan bu saldırılar, 16 Yemenliyi öldürdü ve hem asker hem de sivillerden 41 kişiyi yaraladı. 

Hava saldırılarının büyüklüğü ve bunun sonucunda ortaya çıkan kayıplar, San’a'nın hızlı ve sert bir yanıt vermesine neden oldu. Filistin direnişini desteklemek ve hedef bankalarını Akdeniz'e genişletmek için savaşın dördüncü aşamasının bir parçası olarak, Yemenliler hızla ve beklenmedik bir şekilde kuzey Kızıldeniz'de konuşlanmış USS Eisenhower'ı hedef aldı.

Yemen'e yönelik saldırılar için bir fırlatma rampası görevi gören ve İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşına destek sağlayan uçak gemisi, 24 saat içinde yeniden vuruldu. Ek olarak, bir muhrip, birkaç füze ve insansız hava aracı ile hedef alındı ve daha fazla isabet doğrulandı.  

Eisenhower'ın Önemi 

1977'de görevlendirilen USS Eisenhower'ın inşası yaklaşık 5.3 milyar dolara (enflasyona göre ayarlanmış) mal oldu. Bu, 114 bin ton ağırlığında, 332.8 metre uzunluğunda ve nükleer enerjili bir uçak gemisidir. 

Donanma gemisi, mobil bir hava üssü ve Batı Asya'da saldırı operasyonları yürütmekle görevli ABD Hava Kuvvetleri'nin sıkı bir kolu olarak hizmet veriyor.

Gemide yaklaşık 90 sabit kanatlı uçak ve helikopter ile entegre bir hastaneyi işleten ve bakımını yapan pilotlar ve denizciler de dahil olmak üzere beş bin personel bulunmaktadır. Gemiye, güdümlü füze kruvazörü ve güdümlü füze muhripleri Graffley ve Mason da dahil olmak üzere birkaç gemi eşlik ediyor. 

Yemenliler, sadece ticari gemileri ve savaş gemilerini değil, hem denizde hem de karada çeşitli saldırı kaynaklarını hedef alarak stratejik hedeflerini genişlettiler. Bu, uçak gemilerini hedef alma planlarının kasıtlı olduğunu ve ülkelerine yönelik saldırganlığın yoğunluğuna bağlı olarak uygulandığını gösteriyor. 

Eisenhower'ın vurulması önemli sonuçlar doğuruyor. San’a, ilgilendiği hedeflerin artan seviyesinden yılmıyor ve tereddüt etmeden cesur adımlar atmaya istekli olduğunu gösteriyor. Washington'un kırmızı çizgiler olarak gördüğü uçak gemileri ve potansiyel olarak karada konuşlu siteler ve üsler de dahil olmak üzere hedefleri vurma cüretini gösteriyor.

ABD yalanladı 

Yemen ordusunun Eisenhower'ın hedef alındığını doğrulayan açıklamasının ardından, ABD başlangıçta olayı küçümseyerek yorum yapmaktan kaçındı. Ancak Suudi yayın organı el-Arabiya, ABD'li bir savunma yetkilisine atıfta bulunarak, "İran destekli grubun" iddialarının yanlış olduğunu bildirdi. 

Bununla birlikte, doğrudan, resmi bir ABD yorumunun -bir inkar olarak bile- gelmemesi taşıyıcının hedef alındığının bir göstergesidir. 

1 Ocak'ta ABD, Yemen donanmasına ait birkaç tekneye ateş açtı ve bu, on denizcinin ölümüyle sonuçlandı. Bu olayı, 12 Ocak'ta Yemen'e yönelik ilk baskın dalgası izledi. O gün, Yemen Silahlı Kuvvetleri, saldırganlığın "cezasız kalmayacağını" vurgulayarak yanıt verme sözü verdi.

San’a yavaş yavaş bölgedeki ABD ve İngiliz gemilerini vurmaya başladı ve sonunda yeteneklerine göre savaş gemilerini ve muhripleri hedef aldı. Yanıtlar hemen gerçekleşmedi, ancak Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin stratejilerini dikkatli bir şekilde geliştirdiğini gösteren aşamalar halinde ortaya çıktı. 

Yemenliler, Yemen'in farklı bölgelerine yapılan bir dizi baskından ve ardından can kayıplarından kısa bir süre sonra, son tepkisinde, Eisenhower uçak gemisini hedef alan kanatlı ve balistik füzelerle derhal misilleme yaptılar.  

Bu yanıt hedefin büyüklüğü - bir uçak gemisi - ve yanıtın hızı ile tekrarı bakımından önemliydi. Bu, gelecekteki saldırıların, Cuma günü şafak vakti yapılan hızlı eyleme benzer şekilde, daha da şaşırtıcı misillemeleri tetikleyebileceğini gösteriyor.

Yemen'in cesareti ve ABD'nin gelecek hesapları 

Yemen Silahlı Kuvvetleri'nin cüretkar hamlesi kimilerini şaşırtsa da, İsrail'in Gazze'ye savaş ilan etmesinin ardından Yemen'in Filistin direnişini destekleme kararından bu yana gösterdiği cesaretin, San’a'nın karar vericileri tarafından hiçbir şeyin göz ardı edilemeyeceğini gösterdiğini belirtmekte fayda var. 

Sonuç olarak, ABD'nin hesapları, ister İsrail'in Gazze'ye karşı savaşı ister Yemen'e karşı devam eden Suudi-BAE savaşı bağlamında olsun, Yemen'e yönelik gelecekteki herhangi bir düşmanca adımdaki bu öngörülemezliği hesaba katmalıdır. Amaç, tüm Yemen toprakları üzerinde kara ve deniz yoluyla egemenliği yeniden tesis etmektir. 

ABD uçak gemisinin hedef alınması, çatışmanın geleceği hakkında üst düzey mesajlar da göndererek, Yemen'in tepkisinin kapsamı ve yoğunluğu konusunda bir sınır olmadığını gösteriyor. San’a, kendisini Batı Asya'nın Direniş Ekseni'nin önde gelen ülkeleri ve güçleri arasında konumlandırarak göz ardı edilemeyecek bölgesel bir oyuncu olarak kendini kabul ettiriyor.

Bu operasyonun en kritik yönü, ABD'nin caydırıcılığı üzerindeki etkisidir. Saldırı, Washington'un çıkarlarını, bölgedeki güçlerinin varlığını ve müttefikleriyle ilişkilerini etkileyebilecek ABD askeri gücünün algılanan yenilmezliğini baltalıyor.  

ABD, caydırıcı gücünün erozyona uğradığını tamamen kabul ediyor ve onu kaybetmenin geniş kapsamlı sonuçları olabileceğini anlıyor. Buna karşılık Amerikalılar, İsrail ile Arap ülkeleri arasında normalleşme yoluyla bölgesel ittifaklar kurmak ve muhtemelen daha fazla çatışmayı teşvik etmek gibi atlatma politikaları uygulamaya çalışıyorlar. 

Bununla birlikte, Yemen'in geçen yılki eylemleri, bölgedeki Arap müttefikleri Yemen'deki duruma nasıl yaklaşacakları konusunda bölündüğü için Tel Aviv ile normalleşmeyi maliyetli bir çabaya dönüştürdü.

Kudüs Haber Ajansı - KHA