İsrail, Biden İle Karşı Karşıya!

Yahya Debbuk tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “YENİLGİYİ KABUL ÜSLUBU – İSRAİL, BIDEN İLE KARŞI KARŞIYA: YAPILMASI GEREKEN NE?” Başlıklı yazıyı Muhammed Yaşar siz kıymetli okurlarımız için çevirdi. 

05 Haziran 2024
İsrail, Biden İle Karşı Karşıya!

Belki de ABD Başkanı Joe Biden’ın Cuma akşamki konuşmasında geçen en önemli şey, İsrail’in, savaşı fiilen sona erdireceği bir esir takası anlaşmasına dair önerinin şartları değil; daha ziyade Hamas liderliğindeki Filistin direnişinin yenilgiye uğratılmasının ve İsrailli esirlerin askerî baskı yoluyla geri getirilmesinin gerçekleşemeyecek iki hedef olduğunun kabul edilmesiydi. Buna göre Amerika’nın çağrısı gayet açıktı: Direniş’i yenmek için askeri seçeneğin dışında başka yöntemler izleyelim. Bu ifade Biden’ın konuşmasında kelimesi kelimesine yer almasa da dolaylı olarak iletilmek istenen en önemli mesaj buydu.

Washington için Tel Aviv’in seçenekleri ikiyle sınırlı: Birincisi, kararlarında kişisel çıkarlarını dikkate alan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun aşırı sağcı ortakları olan ve savaşın ilan edilen hedefler doğrultusunda değil, sonunda Gazze Şeridi’nin İsrail’e ilhak edilmesini sağlamak için sürmesini isteyen Itamar Ben Gvir ve Bezalel Smotrich’in etkisine teslim olması sonucu savaşın devam etmesi. İkincisi, İsrail’in içte, bölgesel ve uluslararası düzeyde konum ve çıkarlarını aşındıran bu kısır savaşı sona erdirmek ve ardından görevi, Hamas’ı ve Filistinli grupları mağlup etmek ve liderliğini İran İslam Cumhuriyeti’nin yaptığı Direniş Ekseni’nin bölgedeki tüm parçalarıyla yüzleşmek olan İsrail, Suudi Arabistan ve yandaşlarının katıldığı bölgesel-uluslararası bir ittifak oluşturmaya yönelmek.

Peki, Netanyahu’nun bu ikisi arasındaki tercihi ne? Bu bir gönüllü tercih meselesi mi? Yoksa farklı yönlere iten faktörlerin, değişkenlerin, çıkarların ve baskıların sonucu mu? Önerinin, Biden’ın konuşmasında genel hatlarıyla belirtildiği şekliyle ve şurada burada konuyla alakalı yapılan açıklamalarla sadece Amerika’daki iç politika bağlamında tüketilmek üzere kamuoyuna sunulmadığı ve aynı zamanda Tel Aviv’deki karar verici üzerinde bir baskı unsuru oluşturmak ve ona, çıkarlarını hayata geçirmek için kullanabileceği son fırsata sahip olduğunu söylemek için dillendirildiği açık. Buna göre Biden’ın konuşması, Washington’un teşhisine göre artık İsrail için herhangi bir çıkar sağlamayan ve ordusunun giriştiği uzun mücadelenin “başarılarını” yiyip bitiren bu savaşı sona erdirmek için Amerika’nın uyguladığı baskının seviyesini yükseltmeye başlamadan önce Netanyahu hükümetine bir uyarı olarak ele alınıyor.

Bununla beraber öneri, isterlerse hem İsrail’in hem de Hamas’ın bu konuda ilerlemesine imkân tanıyacak pek çok şeyi içeriyor. Her ne kadar etrafında her iki tarafı da anlaşmayı tıkanıklığa sokmaya itebilecek pek çok soru işareti olsa da genel olarak savaşın saha gerçekliğini ve askeri sonuçlarını siyasete, müzakerelere ve belki de daha sonraki anlaşmalara aktarma niteliğine sahip. Başka bir değişle İsrail’e vadedilen kazanımlardan daha çok Filistin direnişinin kararlılığı ve direnciyle hak ettiği çıkarlarını elde etmesi ve bir şekilde İsrail’in başarısızlığını itiraf etme eğiliminde.

Öneriye karşı çıkanların bir kısmı öneriyi reddettiklerini açıkça ilan etti. Mevzu bahis muhalifler, ideolojik reddetme motivasyonuna sahip Smotrich-Ben Gvir ikilisi değil; teklif edileni Hamas’a teslim olarak gören destekçi muhalif kutuplar. Nitekim muhalefet liderlerinden “Yeni Umut” partisinin başkanı Gideon Sa’ar, Biden’ın dile getirdiği “teslimiyet anlaşmasını” reddettiğini açıklayarak, bunun “İsrail için bir yenilgi ve Hamas için bir zafer” olduğunu belirtti. Gideon Sa’ar, “X” aracılığıyla şunları söyledi: “Hamas’ın Gazze’de yönetici ve askeri güç olarak kalmasıyla sonuçlanan teklifin genel hatları, umumi olarak İsrail vatandaşlarının ve özel olarak da Gazze Kabuğu sakinlerinin tehdit edilmesine izin verildiği manasına geliyor.” “Anlaşmanın sonuçları da uzun vadeli olur.”

Her halükârda, savaş aylar önce sona ermişti; ancak savaşın, İsrail’in Filistinli sivillere yönelik katliamlarıyla sınırlandırılıp sürdürülmesi İsrailli ve Amerikalı müzakerecileri desteklemeyi, Filistin direnişini teslim olmaya zorlamayı amaçlıyordu. Ne var ki Filistin tarafının kararlılığı, düşmanların stratejilerini değiştirmesine ve geri çekilmelerine neden oldu. Her ne kadar Amerikalıların geri çekilmesi en belirgini olsa da İsrail’in her gün direnişin geri çekilmesini ve teslim olmasını beklemesiyle savaşın başarılarını tüketmesi, Siyonist varlığın geri çekilmesini kaçınılmaz kılıyor.

Netanyahu’nun kıdemli danışmanlarından birinin, Biden’ın esir takası anlaşması için sunduğu genel taslaklara ilişkin yorumu, İsrail’in mevcut çıkmazının ve bir dizi çelişki arasında ortaya çıkan gerilimin anlaşılmasını sağlayabilir. Söz konusu danışman şöyle demişti: “Tüm hedeflerimize ulaşılıncaya kadar kalıcı bir ateşkesin olmayacağı gerçeği de dahil üzerinde çalışılması gereken pek çok ayrıntı var.” Haaretz gazetesinin kendisinden aktardığına göre ayrıca şunları söyledi: “İsrail daha önce kabul ettiğimiz teklifi reddetmiyor. İyi bir anlaşma değil; ama kaçırılanların tamamının serbest bırakılmasını gerçekten istiyoruz... İsrail’in koşulları değişmedi: Kaçırılanlar serbest bırakılacak ve kanlı terör örgütü Hamas yok edilecek.”

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.