Cibaliye Tokatı: Kassam Tugayları Hala Ayakta!

Yusuf Faris tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “CİBALİYE TOKADI DÜŞMANIN HESAPLARINI BOZUYOR: KASSAM TUGAYLARI YAŞIYOR VE DE FAAL DURUMDA!” başlıklı yazıyı Muhammed Yaşar, siz kıymetli okuyucularımız için çevirdi. 

30 Mayıs 2024
Cibaliye Tokatı: Kassam Tugayları Hala Ayakta!

Düşman ordusunun, Direniş operasyonlarının saha ivmesinin, nüfuz ettikleri yerlerin gösteri alanı haline gelmesine izin verecek kadar düştüğünü tahmin ettiği bir vakitte Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yer alan Cibaliye Kampı sürprizini patlattı. Sonrasında olayı alışıldığı üzere Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde duyurdu. Mevzu bahis gösterinin açılışını Cibaliye’nin bir bölgesini ziyaret eden ve etrafı çok sayıda askerle çevrili bir şekilde poz veren Savaş Bakanı Yoav Galant gerçekleştirdi. İşgal ordusunun Arapça konuşan sözcüsü Avichay Adraee durumu kutladı ve ardından ordu sözcüsü Daniel Hagari, ordusunun yedi İsrail askerinin cesedini kamptan çıkarabilmesinden mest olmuş bir vaziyette operasyonların o bölgede genişleyip devam edeceğini vurguladı. Ancak Cumartesi akşamı tam da bu sırada Ebu Ubeyde şaşırtıcı bir açıklama yaptı ve Direniş’in çok karmaşık bir operasyon gerçekleştirdiğini, iki askeri grubun tuzağa düşürüldüğünü ve bu operasyonda Siyonist askerlerin kiminin öldürüldüğünü kiminin yaralandığını kimininse esir alındığını duyurdu. Ebu Ubeyde konuşmasını, direnişçilerden birinin bir askerin cesedini tünele sürüklediği video görüntüsüyle sürdürdü. Görüntüler “Devam edecek” ifadesiyle sonlandı. Olayın şoku karşısında işgal ordusu, çatışmalarda herhangi bir esir alma vakasının bildirilmediğini ilan etti; ne var ki Kassam Tugayları’nın duyurusunu takip eden saatler çok büyük bir gerilime sahne oldu. Düşman, yerleşim bloklarının havaya uçurulması ve yok edilmesinin yanı sıra 24 saat içinde kampa yaklaşık 70 uçak saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Cibaliye’de ne oldu? Kassam Tugayları’na bağlı askeri medyaya göre direnişçiler, özel kuvvetlerden bir askeri birliği tünellerden birine çekmeyi başardılar. Burada bir patlayıcıyı infilak ettirdikten sonra makineli tüfek kullanarak siyonist askerlerle çatışıp kimini öldürdüler kimini de yaraladılar. Akabinde direnişçiler pusuya devam ederek ölüleri tahliye etmeye gelen destek ve kurtarma kuvvetlerini yoğun bir yaylım ateşi tuzağına düşürdüler.

Kassam Tugayları, ellerindeki esirlerin ve öldürülenlerin sayısını açıklamadı. İsimleri açıklayarak düşmana ikinci darbeyi indirmek için uygun zamanı bekliyor olmaları kuvvetle muhtemel.

25 Mayıs Cumartesi gününe denk gelen ve ister istemez 7 Ekim Cumartesi gününü ve düşman ordusunun Lübnan’daki yenilgisinin 25 Mayıs’taki yıldönümünü akla getiren bu büyük olay, askeri nitelikte bazı çağrışımlar yaptırdı:

  • Kassam Tugayları’nın bu çok özel operasyonu, savaşın başlamasından 230 gün sonra düşman ordusunun, kuzey ve güneydeki birkaç grup dışında Gazze Şeridi’ndeki tüm Kassam Tugayları’nı ortadan kaldırdığını iddia ettiği bir dönemde gerçekleşti. Harekât, Kassam Tugayları’nın yapısal bütünlüğünü ve askerlerin kaçırılması, ardından güvenlik altına alınması, görüntülerin kaydedilmesi ve uygulamaya geçmesinden yedi saatten fazla bir süre sonra video kayıtlarının yayınlanması açısından tüm karmaşıklığıyla bir esir alma operasyonunu gerçekleştirebildiğinin altını çizdi. Bu ayrıntılar, düşman medyası tarafından analize tabi tutuldu ve sızdırılan son soruşturmada Kassam Tugayları’nı oluşturan 24 taburun hâlâ tam etkinliğiyle faaliyet gösterebildiği sonucuna varıldı.
  • Bu noktada ayrıca Kassam Tugayları’nın, düşman ordusunun başlattığı ve ölüm ve yaralanma açısından büyük bedeller ödediği kara operasyonlarının fiili etkinliğini boşa çıkarmak için bu esir alma operasyonunu gerçekleştirdiği kaydediliyor ki böylece girişilen maceranın, tutsaklar meselesini bitirmeye yetmeyeceği gibi Direniş’in verimini de artıracağı gösterilmek isteniyor. Bunun yanında operasyon, Siyonist varlık içinde karışıklığın iki katına çıkması ve sokakları, hatta Savaş Konseyi içinde bile Başbakan Binyamin Netanyahu’ya karşı çıkan güvenlik düzeyinde ve siyasi düzeyde yetkilileri anlaşmaya varılması ve savaşın bitirilmesi adına baskıyı artırmaya itmesi için asker ailelerine yönelik bir mesaj da içermekte. 
  • Bu operasyonla Kassam Tugayları yeni bir baskı aşamasına girildiğini ilan ediyor. Savaş ayları boyunca esir almaya mâni herhangi bir saha engeli yoktu; ancak buradaki hesaplamalar, Direniş’in sahip olduğu esir askerlerin bolluğu ve böyle bir gelişmeye İsrail’in şiddetli bir tepki vermesinden kaçınma çabasıyla ilgiliydi. İşgal ordusu tüm kırmızı çizgileri aşıp yıkım ve katliamlara giriştiğinde ise devam eden kara saldırıların komplikasyonlarını ikiye katlamak için bu tür operasyonlara başvurmak gerekli hale geldi.

Direniş gruplarının askeri kolları son üç gün boyunca sahada çeşitli saldırılara devam ederek düzinelerce aracı imha etti ve çok sayıda ölümcül pusu düzenledi. Bu bağlamda, Direniş savaşçılarının çeşitli muharebe eksenlerinde gerçekleştirmiş olduğu 8 operasyonla keskin nişancıların rolü ön plana çıktı ve mücahitler, düşman mevzilerini hassas ve düzenli havan toplarıyla dövmeye devam etti. Düşmanın sıkıntı ve provokasyonunu artıran en büyük olay ise Direniş’in Gazze Kabuğu denilen bölgeden Tel Aviv’e kadar şehirleri ve yerleşimleri onlarca füzeyle dövmesiydi. Bu saldırıların sonuncusu, Kassam Tugaylarının Refah şehrinin doğusundaki kara harekât alanından Tel Aviv’in kalbini bombalamasıydı.

Düşman ordusu, ateş altında esir takası müzakerelerini yönetmeyi umarak Refah’taki operasyonlarını genişletirken Direniş, daha yumuşak bir tutum sergileyecekmiş gibi görünmüyor. Savaş meydanlarında yaşananlar, muharebelerin Direniş’in duayeni olduğu uzun yıpratma fikrine dayandığını akla getiriyor ki bu durum, düşmanı her zaman anlık taktiksel başarı iddiasından ve işgal liderlerinin kendilerini alay konusu haline getirdiği bir slogan olan “mutlak zafer”den de mahrum bırakıyor.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.