Kuzey cephesinde gerçek bir dram yaşanıyor: İsrail, Lübnan'daki saldırıların oranını artırıyor ve aslında hedefli karşı önlemler politikasına geçti. İsrail ordusunun siyasi kademenin desteğiyle yürüdüğü çizgi çok ince: Hizbullah'ın Rıdvan güçlerini, ordunun Gazze'yi ana savaş alanı olarak korumaya devam etmesine izin verecek topyekün bir savaşın içine düşmeden sınır hattından uzak tutmak için önemli bir çaba.

Bu, en hafif tabirle, kısmen Hasan Nasrallah'ın kendisini güney cephesinde olup bitenlere bağlamasından dolayı karmaşık bir meydan okumadır: Nasrallah, son konuşmasında Gazze'deki savaş sona erene kadar kuzeydeki mücadelenin durmayacağını belirtti. Tabii ki, İsrail'in bakış açısına göre bu, egemen topraklarında bir güvenlik şeridinin oluşturulduğu ve 100 binden fazla sakinin evlerinden edildiği kabul edilemez bir durum. Savunma Bakanı Yoav Galant, Başbakan Benjamin Netanyahu'dan daha fazla, defalarca İsrail'in topyekün bir savaştansa anlaşmayı tercih ettiğini, ancak bu arada ilerleme olmadığını ve taraflar arasındaki tek diyaloğun aynı kurallar altında gerçekleştiğini söylüyor.

Bu çatışmada, Kuzey Komutanlığı birkaç başarıdan bahsediyor: Rıdvan kuvvetlerinin Litani nehrinin ötesine olmasa bile sınır çitinden çıkarılması; Hizbullah'ın altyapısına ve karargahına ağır hasar verilmesi; savaş araçlarına önemli hasar verilmesi; ve güney Lübnan'da hava operasyonlarının özgürlüğünü yeniden tesis etmek. Dün (Pazartesi) ayrıca örgütün üst düzey bir üyesi olan Rıdvan kuvvetinin komutan vekili Visam Tavil suikastı geldi. Resmi olarak, devlet eylemin sorumluluğunu üstlenmedi, ancak yeni dışişleri bakanı Israel Katz bunu bir televizyon röportajında üstlendi. Söylemeye gerek yok, hareket güvenlik teşkilatı ile koordine edilmedi. Ve bu adam bir dışişleri bakanı ve kabine üyesi, sıradan bir twitter kullanıcısı değil.

Öte yandan Hizbullah'ın tepkisi küçümsenecek bir şey değil. İsrail topraklarına sızmayı, müdahaleden kaçınmayı ve Kuzey Komutanlığı'nı vurmayı başaran İHA, Komutan Tümgeneral Uri Gordin'i de vurabilirdi. Bu kadar kıdemli bir subayı vurmasının neye yol açacağını hayal etmek imkansız. Neyse ki, önemli bir hasara neden olmadı ve İsrail ordusu, Hizbullah'ın hava birimindeki Güney Bölgesi komutanını ortadan kaldırarak hızlı ve kesin bir şekilde yanıt verdi. Bundan önce, patlayıcı bir insansız hava aracı fırlatmak için yola çıkan örgütün fırlatma ekibi de engellendi. Bu tür araçların her iki tarafça da hem saldırı hem de istihbarat amaçlı kullanımının artmasına dikkat etmekte fayda var.

Ayrıca Hizbullah, tanksavar füzeleri kullanarak yerleşim yerlerine büyük zarar vermeyi başarıyor. Hizbullah yalnızca sınır bölgelerine geçici hasarlar vermiyor, İsrail’in altyapılarında da kalıcı hasarlar bırakacak aparatlara sahip.

Kendisinden kat kat daha aşağı bir düşmana karşı 95 gün süren bir savaş yaşamak durumunda kalan İsrail için, Güney Lübnan'daki "bölgeyi temizleme" söyleminin orantılı hale getirilmesi gerekiyor. Harekata birkaç tümen ayırmayı ve yüz binlerce kişiyi sığınaklara koymayı önerenler bu durumu açıklığa kavuştursun.

Bu nedenle, başka bir çözümden kaçış yok: Hizbullah'ı ortadan kaldırmak ve daha güçlü savunma hatları ve gerçek ve önemli uyarı yetenekleri inşa etmek zaman alıyor. Bunun ötesinde, muhtemel senaryo gerçekten de tercihen savaşsız veya en azından uluslararası meşruiyet altında savaşa girebileceğimiz bir tür anlaşmadır. Bayram temizliği yapıyormuş gibi "alanı temizlemek" bir fanteziden başka bir şey değildir.

Gazze'de öğrenebileceğiniz gibi, bedel sadece düşmanın bizden aldığı ücret değil. Gazze Şeridi'nde dün meydana gelen ve altı savaşçının düştüğü felaketin ön soruşturması, operasyonel bir başarısızlıktan doğan bir trajediye işaret ediyor: İsrail ordusu güçleri bir tünel güzergahını yok etmeye hazırlanıyordu ve mühendislik ve güvenlik güçleri olay yerinde kaldı, ancak yakınlarda bir düşman tespit eden bir tank, birlikleri tehlikeye atmamak için pozisyonlarını iyileştirdi, ancak ateşlenen mermi direğe isabet etti.  Yere düştü ve bir patlama zinciri başlattı. Bütün bunlar, tünelin imhası için planlanan saatten yarım saat önce gerçekleşti.

Ve tüm bunlar, Amerikan Dışişleri Bakanı Tony Blinken'in Savaş Kabinesi'ne yaptığı ziyaret sırasında gerçekleşiyor. Esas olarak, Amerika'nın kuzey Gazze Şeridi sakinlerinin evlerine dönmesine izin verme talebine şiddetle karşı çıkan siyasi ve askeri düzeyde bir fikir birliği sağladı. İsrail ordusu bunu hem operasyonel nedenlerle (askeri çerçeveler sökülmüş olsa da ordu hala oradaki terörist altyapıyı etkisiz hale getiriyor) hem de yerleşim bölgesi sakinleri henüz evlerine dönmediği için reddediyor. Bu olmadığı sürece, İsrail ordusunun Gazze'de şimdiye kadarki en büyük başarısını tehlikeye atmak için hiçbir neden yok.

Kudüs Haber Ajansı - KHA