Katar'daki Hamed Tıp Müessesesi'nin danışman psikiyatristi Dr. Abdülmun’im Abdulhakim, Filistin direnişinin, İsrail işgal ordusu üzerinde psikolojik etki kurmayı başarabildiğini ve uzun yıllar süren bağımsızlık çabası ve mücadelesi sonucunda edindiği araçlarla farkındalık savaşını kazandığını söyledi.
Dr. Abdülmun’im, el-Cezire Net'e verdiği röportajda, İslami Direniş Hareketi Hamas'ın, uzun zamandır gerçekleştirdiği direnişten meşruiyetini kazandığını ve Hamas’ın yine İsrail'in yenilmez bir ordu olarak kendini vasfedip pazarladığı düşüncesini ve bu düşüncenin toplumsal ve bireysel vicdanda ne kadar derin kök saldığını çok iyi kavradığını sözlerine ekledi.
Direnişin, Ekim ayının 7'sinde Aksa Tufanı'ndaki atılımıyla İsrail'in uzun süredir reklamını yaptığı “yenilmez bir orduya” sahip olduğu şeklindeki klasik imajın kofluğunu göstermesi, bu imajı çürütmek için kullandığı ilk araçtı.
İkinci araç ise -psikiyatri danışmanının dediği göre- İsrail’in gaddarlık, nefret ve onurlu olmayan öldürme ve yok etme yöntemlerini takip etmedeki görünmez yanını belli etmek oldu.
Bütün bunlar geçmişte dünya görmeden oluyordu; ama artık iletişim araçları çeşitlendi ve çoğaldı, tüm dünya olup biteni aynı anda görüyor.
İsrail, kuruluşundan bu yana mağdur rolünü oynamakta ve bu imajı dünyaya ihraç etmek için “Holokost”u istismar etmekte her zaman başarılı olmuştur. Ancak direniş, savaşı çok akıllıca yönetti ve bu Siyonist varlığın, Gazze Şeridi sakinlerine her türlü terörü uygulamasının ardından İsrail’in gerçek imajını tüm dünyaya açık hale getirdi.
Ahlaki İmaj
Dr. Abdülmun’im, Hamas'ın, İsrail işgalini psikolojik olarak etkilemek için kullandığı üçüncü aracın, “direnişin esirlere ev sahipliği yaparken, onların bölgeden çıkışlarında ve esirlerin gördükleri iyi muameleye karşı minnettarlıklarında ortaya koyduğu güzel ahlaki imaj” olduğunu ve bu yaşananlara dünyanın kolektif zihnini etkileyen medyanın odaklanmasının da eşlik ettiğini belirtiyor.
Dördüncü araç, Hamas'ın fikirleri değiştirme ve İsrail medyasının dünyaya pompaladığı “Hamas teröristtir” şeklindeki basmakalıp imajını değiştirme becerisiydi. Nitekim direniş, “birçok dünya başkentinin saldırıları durdurmak adına gösteriler düzenlemek için ayağa kalkmasına neden olan” farkındalık savaşını kazanmayı başardı. Bu dahi sıklıkla siyonist propagandanın etkisi altına giren siyasi karar vericileri etkiledi.
Beşinci araç ise Filistin halkının kararlılığı ve direnişi davasının bir parçası olarak benimsemesiydi. Olaylar boyunca hiçbir Filistinlinin direnişi kınadığını görmedik. Aksine sabır, direniş düşüncesine bağlılık, toprağa bağlılık ve özveri çok açıktı. Bu da Filistin halkının topraklarına ve ilkelerine bağlı olduğu yönünde bir görüntü veriyor.
Moral İşleri
Dr. Abdülmun’im, savaşları yönetmede psikolojik yönün önemine ilişkin şunları söyledi: Dünyadaki tüm ordular, vizyon ve kararlılığın şekillendirilmesinde psikolojik yönün etkisi konusunda keskin bir farkındalığa sahiptir. Bu nedenle, tüm ordularda çalışmaları iki zeminde yol alan Moral İşleri Dairesi'ni her zaman bulursunuz:
Birincisi, içeride bu ordunun mensuplarına yönelik çalışmalardır. Bunun etkileri muharebelerde ve saldırılar sırasında açıkça görülür. Bu, Filistinliler, Araplar ve Müslümanlar arasında toprağa güçlü bir aidiyet düşüncesidir. Bu yüzden insanlar, özveri ve fedakârlık ruhunu canlandırarak karşılaştıkları tüm zorluklara rağmen topraklarına tutundular.
İkincisi ise karşı tarafın psikolojisi üzerine yapılan çalışmadır: Bir orduyu yenmek istediğinizde, ne kadar güçlü olursa olsun, bu ordunun moralini bozmalısınız ki karşınıza çıkamasın; hele ki değerlerini, kimliğini, toprağını savunmuyorsa. Daha sonra içsel ve manevi bir yenilgi yaşar. Bu ordu ne kadar güçlü olursa olsun çöker ve siyasi hedeflerine ulaşamaz.
Kudüs Haber Ajansı - KHA