Lübnan, Gazze ve Suriye'den atılan roketler de dahil olmak üzere İsrail'e yönelik bir haftalık saldırılar, İran'ın İsrail'i farklı cephelerde birden fazla tehditle karşı karşıya bırakma stratejisinin tezahürünü temsil ediyor. Bu yerlerden gelen saldırıların arkasında farklı gruplar olsa da, bu grupların hepsi muhtemelen İran'la bağlantılı. Söz konusu gruplar arasında Hamas, Hizbullah, İslami Cihad ve farklı veya yeni isimlerle anılan ve Tahran'ın vekilleri olan diğer bazı gruplar yer alıyor.
İran uzun zamandır İsrail'le olan çatışmasını Yahudi devletinin sınırlarına taşımaya çalışıyor. Hizbullah ve Hamas'ı desteklemesi, on yıllar boyunca bu stratejinin anahtarıydı. Örneğin, Tahran Hamas'a mali destek sağlıyor ve aynı zamanda daha uzun menzilli roketler ve daha büyük bir cephanelik geliştirmesine yardımcı oldu. Hamas roketleri bir zamanlar sadece birkaç kilometre yol kat edebilirken, şimdi İsrail'in birçok yerine ulaşabiliyorlar.
İslam Cumhuriyeti ayrıca Hamas'tan daha fazla İran ile yakınlığı olan İslami Cihad'ı da destekledi. Grubun, binlerce roket içerdiği düşünülen bir cephaneliğinin yanında, aynı zamanda Batı Şeria'da silahlı adamları var ve liderliği genellikle Şam'da bulunuyor.
Hizbullah: İran'ın çok cepheli savaştaki kilit müttefiki
Hizbullah, İran'ın bölgedeki kilit müttefiklerinin en büyüğüdür. Kökenleri 1980'lere kadar uzanan örgüt, Şah sonrası Tahran'ın o zamanki yeni İslami devrimci rejimi tarafından desteklendi ve Güney Lübnan'da bir varlık inşa edebildi.
Lübnanlı terörist grubun gücü de o zamandan beri katlanarak arttı. Sadece 100 binden fazla roketten oluşan bir cephaneliğe sahip olmakla kalmadı, aynı zamanda hassas güdümlü mühimmatlar gibi daha sofistike sistemler geliştirdi. Hamas gibi Hizbullah da, İsrail'i hedef almak ve kıyıdaki enerji araştırmalarını tehdit etmek için kullandığı insansız hava araçlarına da sahip.
Hamas, İsrail'in kıyı bölgesinden çekilmesinden ve grubun Filistin seçimlerindeki zaferinden bu yana çoğunlukla Gazze'ye hapsedilmiş olsa da, şimdi Hizbullah'ın onayıyla Lübnan'dan giderek daha fazla faaliyet gösterebiliyor gibi görünüyor.
Hamas lideri İsmail Heniyye'nin 5 Nisan'da, oradan İsrail'e 34 roket atılmadan bir gün önce Lübnan'a uçması, varlığını nasıl artırdığını gösteriyor. Hamas, Hizbullah ile koordinasyon yapmadan güney Lübnan'dan roket fırlatamaz veya operasyon yapamaz.
6 Nisan'da İsrail'e atılan roketler, Sur yakınlarında güpegündüz ateşlendi. Burası Hizbullah'ın varlık gösterdiği bir alan. Geçen yıl Hizbullah, Lübnan'ın Sur'un kuzeyindeki El Akbire'de İrlandalı bir BM barış gücü askerini öldürdü. Mayıs 2021'de, yine Sur bölgesindeki Sıddıkin köyü yakınlarından İsrail'e roket atıldı.
Hizbullah son yıllarda yurt dışındaki operasyonlarını artırdı. Bu genişleme, Batı Afrika ve Güney Amerika'ya uzanan ağları içerir. En önemli gelişme, Suriye rejimini desteklemek için 2012 yılında başlayan Suriye'deki operasyonlarıdır. Hizbullah, İsrail'in kuzeyindeki tehditleri kapsayan Alma Araştırma ve Eğitim Merkezi'nin raporlarına göre, grubun "Golan dosyası" olarak bilinen Golan yakınlarındaki bölgelere güçlerini taşıdı.
2019'da Hizbullah, Yahudi devletini tehdit etmek için bu bölgeye insansız hava araçları bile getirdi.
İran'ın İsrail'e yönelik tehditlerinin diğer unsurları arasında Suriye ve Irak'taki milisler de var. Bunlar arasında Irak merkezli Halk Seferberlik Birimleri ve Ketaib Hizbullah ve Asaib Ehl-i Hak gibi hizipler yer alıyor. İran, Mayıs 2021'de Irak'tan İsrail hava sahasında bir insansız hava aracı uçurdu. Ayrıca geçen hafta Suriye'den İsrail'e bir insansız hava aracı fırlattı.
İran'ın çok cepheli savaş fikri yeni değil. İran son aylarda İsrail'in içeride nasıl çöktüğüyle övünüyor ve tehditlerini artırmak istediğinin sinyalini veriyor. İran İslam Devrim Muhafızları Ordusu Pazar günü yaptığı açıklamada, bu yıl gücünün İsrail'inkine kıyasla artacağını söyledi. Kudüs ayrıca Mayıs 2022'de çok cepheli bir savaş tehdidine hazırlık olarak tatbikatlar gerçekleştirdi. O zamanlar tahminler, İsrail'in düşmanlarının Yahudi devletine günde bin 500 roket atabileceğini söylüyordu.
İran'ın Suriye'deki mevzilenmesi
Çok cepheli savaş, İran'ın Suriye'deki mevzilenmesiyle mümkün oluyor. Geçmişte, İsrail'i, Lübnan'da Hizbullah'ı veya Batı Şeria ve Gazze'de İslami Cihad'ı ve Gazze'de Hamas'ı kullanarak tehdit edebilirdi. İsrail geçmişte İslami Cihad ve Hamas tehditlerini etkisiz hale getirmek için operasyonlar başlattı. Geçen yıldan bu yana, Cenin'deki İslami Cihad’ın silahlı adamlarıyla ve Yahudi devletine karşı cesaretlendirilen diğer Filistinli gruplarla da savaşıyor.
İsrail genel olarak bu tehditleri izole etmeye ya da en azından bu çatışmaları yönetmeye çalıştı. Genel olarak, İran tehdidine daha fazla odaklandı ve İran'ın Suriye'deki mevzisini kontrol altına aldı. Bu operasyon "Savaşlar Arasındaki Savaş" kampanyası olarak adlandırıldı ve Suriye'deki yerleşim yerlerine birçok hava saldırısını da içeren bu harekât birkaç yıldır devam ediyor. Bu aynı zamanda 2018'de Suriye'deki İskambil Kağıdı Evi Operasyonu gibi daha büyük operasyonları da içeriyordu. İslami Cihad da Kasım 2019'da orada hedef alındı.
Bununla birlikte, İran tehdidi ortadan kalkmadı ve vekilleri ve müttefikleri geçtiğimiz hafta boyunca İsrail ile çok cepheli bir çatışma başlatmış gibi görünüyor. Bu savaş, 1 Nisan'daki İran insansız hava aracı operasyonunu, 5-7 Nisan'da Gazze'ye roket atışını ve 6 Nisan'da Fısıh Bayramı'nda Lübnan'dan İsrail'e atılan 34 roketi içeriyordu. Ayrıca 8 ve 9 Nisan'da Suriye'den roket atışı yapıldı. Batı Şeria'da da silahlı saldırılar düzenlendi ve 3 Nisan'da Gazze'den bir insansız hava aracı fırlatıldı.
Büyük resme bakıldığında, İran'ın ortaklardan ve gruplardan oluşan ahtapotu İsrail'i birçok bölgeden tehdit etmeye çalışıyor. Bu, Lübnan ve Suriye'den bu kadar kısa bir süre boyunca roket ateşi açısından da benzeri görülmemiş bir durum. Genel olarak, 2006'dan beri Lübnan sınırı boyunca barış hüküm sürüyor. Şimdi İran, istediği zaman çeşitli grupları kullanarak herhangi bir sınırı ısıtabileceğini gösteriyor.
Kudüs Haber Ajansı - KHA