Yemen'de ateşkesin sona ermesinden bu yana neredeyse üç ay geçti ve bu süre zarfında ateşkesin uzatılması için hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Aynı zamanda, küçük vakalar dışında önemli çatışmalar yaşanmadı. Bu durum, Suudiler ile Amerikalıların, Yemen hareketinin ateşkesi uzatma karşılığında insanlık dışı ablukayı kaldırma koşullarına bağlı kalmadan petrollerini küresel pazarlara kolayca ihraç etmek üzere Ensarullah'ın kendi kendini kısıtlamasından yararlanan saldırganlar olmalarına yol açtı.
Bu arada, Ensarullah'ın barışsız-savaşsız durumun uzun sürmeyeceği ve San’a'nın sabrını yitirdiği uyarısıyla birlikte, ateşkes öncesi cehennem günleri Suudiler için geri dönüyor.
Ensarullah, tehditlerinin ciddi olduğunu göstermek için, caydırıcı eylemler konusunda yeni bir aşamaya geçti. Ensarullah, ilk olarak, Yemen petrolünün Hadramut vilayetindeki saldırgan güçler tarafından yurtdışına gönderildiği ed-Dab petrol limanına ve Aden Körfezi ve Umman Denizi'ne bakan Şebve vilayetindeki el-Kana limanına yapılan birkaç insansız hava aracı saldırısıyla Suudi tankerleri tarafından yağmalanan Yemen petrolünün akışını durdurdu. İkinci olarak, tehditleri Suudi petrol transfer filosuna yönlendiren deniz devriyeleri başlattı.
Bu yeni caydırıcılık modeli çok geçmeden sonuçlarını verdi, öyle ki son günlerde Amerikalılar ve Suudiler BM arabuluculuğu ve Umman aracılığıyla gerilimi azaltmak ve Ensarullah'ı ateşkes anlaşmasını uzatmaya ikna etmek için adımlar attılar.
Bu çabaların bir parçası olarak, bir Umman heyeti, Ensarullah yetkililerinin yeni tehdit turunun başlamasından sadece iki gün sonra, 21 Aralık'ta San’a'ya geldi. Ensarullah'ın baş müzakerecisi Muhammed Abdusselam, Umman heyeti ile yapılan görüşmelerin ardından Ummanlıların Suudi tarafı ve diğer uluslararası tarafların fikirlerini ortaya koyduğunu söyledi. Bundan önce ABD Dışişleri Bakanlığı, 28 Kasım'da yaptığı açıklamada, BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg'in müzakereleri ilerletmek için bölgeyi ziyaret ettiğini ve Suudi, Umman ve Yemen taraflarıyla görüşmeler yaptığını duyurmuştu.
Suudi koşullarının ayrıntıları henüz medyaya sızdırılmamış olsa da, Sana'a yetkilileri Yemen'deki devlet çalışanlarının maaşlarının ödenmesinin, havalimanları üzerindeki yasağın kaldırılmasının ve limanların yeniden açılmasının, insani davalardaki ilerlemelerin zeminini diğer davaların çözümü için bir başlangıç olarak şekillendirebileceği üzerinde ısrarla durdular.
Bu şartlar, Ensarullah'ın diğer tarafın taleplerini, ancak Ensarullah'ın taleplerinin yerine getirildiği ölçüde yerine getirmeye hazır olduğu anlamına gelir. Ensarullah yetkilileri, iki aylık ateşkesin üçüncü kez yenilenmemesinin nedeninin Sana'a ile Suudi tarafının başarıları arasındaki denge eksikliği olduğunu söyledi. Ekim ayı başlarında, BM elçisi ateşkes anlaşmasını 6 ay uzatmak için bir öneride bulundu, ancak bu öneri daha önceki ateşkes turları sırasında Suudi ihanetinden şikâyet eden Sana'a tarafından reddedildi.
Suudiler İsteksizce Umman'a Başvuruyor
Suudilerin Ensarullah ile ateşkes müzakerelerinde olası ilerleme için Umman'a gitmesi, Riyad'ın yeni Sana'a tehditleri dalgası karşısındaki zayıf konumunu vurguluyor.
Genel olarak Suudiler, Umman'ın Yemen savaşına yaklaşımından memnun değil. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun Yemen'i işgalinin başlamasından sadece bir hafta sonra ve Suudiler umutsuzca Basra Körfez, İşbirliği Konseyi'nin Ensarullah'a karşı birleştiğini göstermeye çalışırken, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, Umman'ın merhum Sultanı Kabus bin Said'den özel bir mesaj aldı ve Maskat'ın Riyad liderliğindeki Arap koalisyonunda yer almayacağı ve de askeri kampanyanın durdurulmasını tavsiye ettiği söylendi.
Her ne kadar Ummanlılar 8 yıllık savaş boyunca müzakerelere aracılık etmiş olsalar da Suudi koalisyonu Maskat'ı her zaman Ensarullah'ı desteklemekle suçladı ve arabulucu yerine Ummanlılar için "koordinatör" kelimesini kullandı. Şimdi, BM temsilcisinin başarısı konusunda hayal kırıklığına uğradıktan sonra, Ensarullah ve bölgesel destekçisi İran tarafından büyük saygı duyulan Umman Sultanlığı'na başvurulması, Riyad'ın Ensarullah'ın bir savaş başlatma tehditlerinden çok korktuğu ve endişeli olduğu anlamına geliyor.
Yemen Yüksek Devrim Konseyi Başkanı Muhammed Ali el-Husi, son tehdit turunda, Suudi petrol tesislerine yönelik saldırıların yeniden başlayacağını ve ihracatını sıfırlayacağını ima etti.
Twitter’da "Suudi Arabistan sürekli olarak bütçe fazlası ilan ediyor. Vatandaşlara dinlenme fırsatı bırakmak için vergileri düşürmesini tavsiye ediyorum. Çatışmaların yeniden patlak vermesi durumunda, bütçe 2018/2019'daki haline dönebilir” diye yazdı.
Yemen Savaşı’ndaki Umman Arabuluculuğunun Tarihi
Yukarıda belirtildiği gibi, Yemen ile kara sınırlarını paylaşan Umman, müzakereleri kolaylaştırmak ve çatışmaları yatıştırmak için birkaç kez arabuluculuk yaptı. Şubat 2018'de Sultan Kabus, çatışmaya siyasi bir çözüm bulmak için uluslararası topluma "işbirliği içerisinde çaba göstermeleri" çağrısında bulundu.
Ayrıca, BAE'nin İngilizce gazetesi The National'a göre, Mart 2018'de Sultan Kabus, dönemin ABD Savunma Bakanı James Mattis ile Yemen davasını barışçıl bir şekilde çözmek için arabuluculuk rolü hakkında konuştu.
O ay Maskat, Ensarullah ve Amerikan temsilcilerinin Mayıs 2015'ten bu yana ikinci toplantıları olan toplantısına ev sahipliği yaptı.
Ayrıca, Ekim 2020'nin ortalarında Maskat, Yemen'de hapsedilen iki Amerikan vatandaşının serbest bırakılması ve Bilal Fatîn adlı bir Amerikan vatandaşının cesedinin iade edilmesine ilişkin anlaşmaya aracılık etti.
Yemen'e yakınlığı, savaşta tarafsızlığı ve savaşın ve topyekün ambargonun zor zamanlarında Yemen'e insani yardım ulaştırması, Umman'ın Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti tarafından büyük saygı görüyor ve bu da Umman’ın yürütülen müzakerelerde ve sekiz yıllık savaşın sona ermesi konusunda ciddi bir rol oynamasına izin veriyor.
Kudüs Haber Ajansı - KHA