Azerbaycan-İsrail-Türkiye ve Büyük Orta Doğu

Rusif Huseynov’un dayan.org adlı internet sitesinde kaleme aldığı “Sınır Yok: Azerbaycan-İsrail-Türkiye Üçlüsü Ve Büyük Orta Doğu” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

19 Ağustos 2022
Azerbaycan-İsrail-Türkiye ve Büyük Orta Doğu

2020’deki İkinci Karabağ Savaşı’nın hemen ertesinde yani 10 Kasım 2020’de Bakü civarında Ermenistan’a karşı zafer kutlamaları yapılırken Azerbaycan şehirlerine Azerbaycan, Türkiye ve İsrail bayrakları çekilmişti. Yürüyüşler, binalar ve arabalar İsrail’in renkleriyle süslenmişti ve bu da Azerbaycan’da İsrail’e yönelik olumlu duyguları açıkça gösteriyordu. Aslında Yahudiler, Azeriler ve Türkler arasındaki güçlü tarihî ilişkiler düşünüldüğünde bu resim kimseyi şaşırtmamalı. Aksine değişen bölgesel konjonktür ve İsrail ile Türkiye arasındaki yeniden uzlaşma süreci ışığında bu kardeşlik ilişkisi daha derinleşip sonunda stratejik bir ortaklığa dönüşecek gibi görünüyor.

Azerbaycan-Yahudi ilişkileri

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den arabayla iki ya da üç saat kuzeye giderseniz sonunda kendinizi Azerbaycan’ın meşhur Yahudi cemaatinin yaşadığı bir Yahudi kasabasında bulursunuz. Dünyada İsrail ve Birleşik Devletler dışında tamamı Yahudilerden oluştuğu iddia edilen yegâne kasaba olan Kırmızı Kasaba en az 4 bin kişiye ev sahipliği yapmakta ve zaman zaman Kafkasların Kudüs’ü olarak anılmaktadır.

Ezici çoğunluğu Şii Müslüman olan bir ülkede Yahudilere ait bir yerleşim bulmak ilk başta şaşırtıcı gelebilir; lâkin Azerbaycan toprakları en az 2 bin yıldır yerli dağ Yahudilerine ev sahipliği yapmaktadır.[i] Azerbaycan tarihinde Yahudiler ile Müslümanlar arasında belgelenmiş bir çatışma olmamıştır.

Azerbaycan’daki Müslümanlar ile Yahudiler arasındaki uyum birbirlerini güvenilir ortak olarak adlandıran ve ortaklıkları tarihi Abraham Mutabakatının öncesine kadar giden Azerbaycan ile İsrail arasındaki mükemmel ilişkilerin sebeplerinden birisi olabilir. Azerbaycan ile İsrail arasında stratejik düşünmenin sonucu olarak istikrarlı bir ilişki sistemi tesis edildi ve bu sistem bir sürü kargaşaya rağmen dayanarak gelişmeyi sürdürdü. Bu ilişkiler sarsılmaz olup sadece seçkinlerin işbirliğine değil aynı zamanda Azerbaycan ile İsrail arasındaki dostane ve karşılıklı birbirini destekleyen toplumsal algıya dayanmaktadır.

Azerbaycan ile İsrail’in İşbirliği

Bu güvenin sonucunda İsrail Azerbaycan’ı başlıca enerji kaynağı yaptı. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı aracılığıyla Azerbaycan petrolünün ana ithalatçılarından birisi olarak İsrail, petrol talebinin yarısından fazlasını bu Hazar ülkesinden almaktadır.[ii]

Azerbaycan-İsrail işbirliğinin bir başka başarılı sektörü askeri ve savunma sanayiidir. Ermenistan ile uzun süredir devam eden silahlı çatışma sebebiyle gelişmiş Batı ülkelerinin çoğu Azerbaycan’a silah tedarik etmeyi reddetmiştir. Buna ek olarak Türkiye savunma sanayii geçmişte teknoloji harikası ürünler geliştirememekte ve tedarik edememekteydi. Bunun sonucunda Bakü eskiden beri Rus yapımı silahlara olan bağımlılığından kurtulmak için yüzünü İsrail askeri teknolojisine çevirdi.

Bu ortaklık büyüdü ve 2019’da Azerbaycan’ı (yüzde 17 ile) İsrail askeri endüstrisinin Hindistan’dan sonraki ikinci büyük müşterisi yapacak noktaya ulaştı.[iii] Elbit, IAI MALAT ve RAFAEL (eski adı ADS) gibi İsrail’in savunma sanayii şirketleriyle çalışan Azerbaycan İnsansız Hava Araçlarına (İHA) daha fazla ağırlık verdi. Bunun sonucunda İsrail yapımı modern İHA’ların edinilmesi ve İsrail’den (dronların ortak yapımı için) teknoloji transferi Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı askeri-teknik üstünlüğünü büyük oranda artırdı ve nihayetinde Bakü’nün 2020’deki İkinci Karabağ savaşındaki zaferine katkı sağladı. İsrail’in dron teknolojisine özellikle Azerbaycan’ın güney komşusu İran başta olmak üzere pek çok ülkenin nasıl imrenerek baktığı düşünüldüğünde böyle kritik öneme sahip bilgi birikiminin Azerbaycan’a transferi ilişkilerin stratejik doğasının açık bir göstergesidir.

İsrail, Azerbaycan’ın havada, denizde ve karadaki savaş yeteneklerini geliştirdi: İsrail tarafı Bakü’nün kenar mahallelerinden Türkan’daki askeri tersaneyi koruyan Azerbaycan sahil güvenliği için 25 km menzile sahip güdümlü füzelerle ve gelişmiş seyrüsefer sistemleriyle donatılmış son sistem gemilerin yapımına yardım etti. Azerbaycan ekonomisinin temelini teşkil eden hidrokarbon kaynakları hâlihazırda İsrail yapımı OPV-62 ve Shaldag Mk. V gemileriyle korunmaktadır. Taraflar ayrıca Azerbaycan’ın denizdeki caydırıcılığını artıracak Saar S72 korvetlerin[iv] üretimi konusunda anlaşmaya vardı. Bu korvetler uçaksavar füze sistemleri, seyir füze sistemleri ve ASEA radarlarıyla donatılacak. İsrail buna ek olarak Azerbaycan’a 200 ila 400 km menzile ve yüksek isabet oranına sahip “Gabriel V” gemi savar füzeleri sattı.[v]

Azerbaycan’ın hava sahası ayrıca güvenilir bir koruma altındadır: hedefleri 150 km mesafeden imha eden “Barak 8” hava savunma sistemi Azerbaycan’ın savaşında denenmiştir. Bu sistem Bakü’nün Rus yapımı yeni İskender balistik füzelerini ve İsrail’e karşı Saddam’ın da kullandığı Sovyet yapımı Scud füzelerini ortadan kaldırmasına yardım etmiştir.[vi] Yeni nesil teknoloji kullanan ve tüm hedefleri 800 km mesafeden tespit eden İsrail yapımı Green Pine radar sistemi Azerbaycan hava savunmasının önemli bir parçasıdır.[vii]

İki ülke arasındaki askeri ortaklık 2020 sonbaharındaki İkinci Karabağ savaşı sınavından canlı çıkmayı başarmıştır. Savaş boyunca Azerbaycan ve müttefikleri yoğun bir baskıya maruz kalmıştır. Örneğin Kanada, Türkiye’nin Bakü’ye “Bayraktar TB2” ihaları satışını durdurmak için baskı yapmıştır.[viii] Bu İHA’lar Azerbaycan’ın askeri üstünlüğü için kritik bir öneme sahipti. Savaşın Ermenistan lehine sonuçlanmasını arzulayan gruplar açıkça İsrail’e de baskı yapmıştır; ancak İsrail çıkarcı lobi gruplarına boyun eğmektense stratejik ortağının yanında yer almayı seçmiştir. İsrail, Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin cephede herhangi bir engelle karşılaşmadığından emin olmak için Bakü’ye devamlı olarak askeri tedarik göndermiştir.[ix]

Savaş Sonrası Azerbaycan ile İsrail’in Süren İşbirliği

2020’deki İkinci Karabağ Savaşının ardından Azerbaycan-İsrail ilişkilerinde yeni bir sayfa açıldı. Azerbaycan 2021 yazında ilk kez İsrail’de diplomatik statüye sahip temsilcilikler açmaya karar verdi. Buna ek olarak iki ülke arasında iki kilit stratejik alanda önemli anlaşmalar yapıldı. Çöldeki Mucize adı verilen bir anlaşmada İsrail’in Azerbaycan’a ziraî sistemini yenilemesi için yardım edeceği ve bunun karşılığında Azerbaycan’ın da besin kaynaklarının güvenliğini temin etmek için İsrail’e zirai ürünler tedarik edeceği ifade ediliyordu.[x] Devasa bir potansiyele, uygun bir iklime ve verimli şartlara sahip Azerbaycan’ın tarımının çağdaş teknolojilerin kullanımıyla birlikte nispeten kısa bir sürede olağanüstü sonuçlar vermesi bekleniyor.

Gelecekteki savaşların su üzerine olması tahmin ediliyor. İsrail ve Azerbaycan sadece benzer stratejik hedeflerden fazlasını paylaşmakla kalmıyor; ikisi de su kaynaklarına yönelik büyük tehditlerle karşı karşıya. Hükümetler arası yeni bir anlaşmaya göre, su ihtiyacının bir kısmını Akdeniz suyunu arıtarak karşılayan İsrail, Azerbaycan’ın su yönetim sistemini modernleştirmek için Bakü ile işbirliği yapacak. Güney Kafkasya’nın en kurak ülkesi olan Azerbaycan’daki eski çiftçilik uygulamaları Azerbaycan suyunun büyük kısmını israf ettiği için ülkedeki kuraklık her yıl daha kötüye gitmektedir. Aynı şekilde 2011 öncesi Suriye’nin durumu da kuraklığın istikrarsızlığa nasıl katkı sağladığını göstermektedir.[xi]

Hem Azerbaycan hem de İsrail ortak İran tehdidi algısı sebebiyle jeopolitik olarak birbirine bağlıdır. Bakü sık sık Azerbaycan-İsrail ortaklığının üçüncü bir ülkeye karşı olmadığını tekrarlasa da İran İslam Cumhuriyeti kendisini hem rahatsız hem de zayıf hissetmektedir. Ayrıca Tahran rejimi için Şii çoğunluktaki bir ülkenin bir Yahudi devletiyle mükemmel ilişkiler geliştirmesi gerçeğini kabul etmek psikolojik olarak zordur. Bunun sonucunda üst düzey İranlı yetkililerin Azerbaycan’a yönelik tehditleri 1990’ların ortalarından beri yaygındır. Son olarak Eylül 2021’de İran binlerce askerini Azerbaycan sınırında bir araya getirerek büyük bir askeri tatbikat gerçekleştirmiştir. Bu tehdit Bakü’nün ani tepkisine neden olmuştur. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kameralar karşısında İsrail yapımı Harop kamikaze dronunu nazikçe okşayarak Tahran’a mesaj göndermiştir.

İran’da yapılan ve 2 bin km’den fazla menzile sahip Hurremşehr ve Siccil balistik füzelerine nükleer başlık takılıp bu iki ülkeden birine gönderilirse Azerbaycan ve İsrail, Tahran’ın genişleme arzuları tehdidine maruz kalabilir. Hem İranlı uzmanlar hem de ABD istihbarat servislerine göre İran nükleer bir bombaya sahip olmaya her zamankinden daha yakın.

Potansiyel Bir Jeopolitik Üçgen

Peki, Azerbaycan ve İsrail Tahran’ın nükleer ve neo-emperyal tutkularını engellemek için birlikte çalışabilir mi? İnsanlar buna doğrudan “evet” demeye çekiniyor. Nükleer karşıtı ikili, büyümeli ve bölgede benzer düşünceye sahip başka oyuncuları içine almalı. Amerikalılar Orta Doğu’da İsrail ile önemli Arap ülkeleri arasındaki düşmanca ilişkileri normalleştirmeye çalışarak NATO’nun İran karşıtı bir kopyasını yaratmak için ellerinden geleni yaptılar. Ancak uluslararası arenada ciddi bir değişim yaratmak için jeopolitik dikkatler Türkiye’ye çevrilmeli.

2008’deki Dökme Kurşun Operasyonu’ndan bu yana İsrail-Türkiye diplomatik ilişkilerinde çalkantılar olsa da iki ülke arasındaki istihbarat, güvenlik ve ekonomi diyaloğu neredeyse her zaman devam etti. İki ülke diplomatik ilişkiler anlamında son yıllarda günden güne politik gelişme kaydetti. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog Mart 2022’de Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ettiğinde tam normalleşmenin yakın olduğunu net bir şekilde ifade etti. 15 yıllık boşluğun ardından Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu İsrail’i ziyaret etti ve İsrailli mevkidaşına ilişkileri tamir edip iyileştirmeye karşı duydukları ilgiden bahsetti.

İsrail-Türkiye yakınlaşması onu üçlü bir formata dönüştürmek isteyen Azerbaycan’ın dışişleri politikasındaki önceliklerden birisi. Azerbaycan’ın 2021’de üç ülkenin katılacağı bir zirveye ev sahipliği yapma önerisinin sebebi bu. Bir Azerbaycan-İsrail-Türkiye üçlüsü Bakü’nün üç taraflı ittifaklar stratejisine kesinlikle uyacaktır.[xii] Böyle bir ayarlama bölgedeki jeopolitik gelişmeler ışığında akıllı bir hamle ve son on yıldır İsrail, Türkiye ve Körfez Ülkeleri gibi çeşitli ülkeler arasındaki gerilimleri ustalıkla şekilde istismar eden ve Orta Doğu’daki askeri varlığını güçlendirmeye çalışan Tahran’a açık bir mesaj olacaktır.

Bu üçlünün potansiyeli güçlü bir düşmana karşı durmanın çok ötesindedir. Rusya’nın Ukrayna işgali ışığında üç ülkenin de politikacıları enerji ve gıda güvenliği stratejilerini gözden geçirmek zorunda kalmıştır. Azerbaycan’ın enerjisi, Türkiye’nin kaynakları ve İsrail’in teknolojisi bu üç ülkenin yakın ve orta vadede karşılaşabileceği krizleri çözmek için esnek çözümler sağlayabilir.

Orta Asya, Azerbaycan’ın İsrail ve Türkiye ile beraber çalışabileceği bölgelerden birisidir. Avrupa Birliği’nin tarihi enerji anlaşması geçen ay Bakü’de birliğin komisyon başkanı Ursula von der Leyen tarafından imzalandı. Başkan burada AB’nin Orta Asya’ya açılan kapısı olarak Azerbaycan’ın hayati rolüne vurgu yaptı. Rusya ve Çin hidrokarbon açısından zengin bu bölgeyi eline geçirmek için senelerdir rekabet içerisinde. İran, Çin ve Rusya’ya sınır olan bu bölgenin gelecekte jeopolitik sürtüşmelere sahne olma olasılığı mevcut.

Yani Orta Asya ile ilişkileri yoğunlaştırmak çok önemlidir ve oyunu değiştirebilir. Ta en başından beri Azerbaycan ve Türkiye, Türklerle benzer etnik-dilsel mirasa sahip bu ülkelerle samimi ilişkileri muhafaza etti. “Rusya’nın arka bahçesi” olarak da bilinen bu bölgedeki yetkililerin çoğu Moskova ve Pekin’in yeni emperyalist hırslarıyla başa çıkabilmek için son yıllarda Ankara ile bağlarını güçlendirmeyi tercih etti. Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan bu bölgede İsrail’in üst düzey bölgesel ticari ortaklarıdır. Ancak İsrail’in bu bölgedeki ticari potansiyelini güçlendirmek için üçlü işbirliği gerekmektedir. Kaynak zengini ve kara ulaşım yolları anlamında uygun bir konumda olan bu bölgede Azerbaycan-İsrail-Türkiye üçlüsü bir dizi işbirliği projesi yürütebilir.

Sonuç

Azerbaycan ile Türkiye, Azerbaycan ile İsrail ve İsrail ile Türkiye arasındaki ikili ilişkiler sırasıyla kardeşçe, stratejik ve normalleşmekte olan şeklinde nitelendirilebilir. Hâlihazırda enerji sektöründe işbirliği mevcuttur ve bu da siyasi, ekonomik, askeri, güvenlikle ilgili, zirai ve bağlayıcılık projelerine genişletilebilir. Azerbaycan, İsrail ve Türkiye’nin yakınlaşmasını zorunlu kılan bir dizi değişken vardır. An itibariyle Orta Doğu ve Kafkasya’daki tektonik değişimler göz önüne alındığında bu üç ülkenin ulusal çıkarlarını destekleyip ortak meydan okumaların üstesinden gelmek üzere faal bir biçimde işbirliği yapma fırsatını yakalamasının zamanıdır.

Rusif Huseynov, Bakü merkezli bir düşünce kuruluşu olan Topchubashov Center’ın kurucu ortaklarından birisi ve direktörüdür. Lisans derecesini Bakü Üniversitesi’nden ve mastır derecesini de Tartu Üniversitesi’nden almıştır. EU4Dialogue projesi çerçevesinde Birleşik Devletler German Marshall fonu ve Local Focal Point ile bir ReThink CEE (2021) (bir düşünce topluluğu) üyesidir. Esas ilgi alanı sosyopolitik gelişmeler, çözülmemiş çatışmalar ve Sovyet sonrası ülkelerdeki etnik azınlıklardır. Odaklandığı bölgeler Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kafkaslar ile Orta Asya’dır.


[i] U.S. Department of State Report on Global Anti-Semitism (1 Temmuz 2003 – 15 Aralık 2004) 5 Ocak 2005. Buradan bkz.

[ii] Arye Gut, "What turned Azerbaijan into linchpin of energy diversity, security?" The Jerusalem Post, 24 Eylül 2019.

[iii] Anna Ahronheim, "Israel's arms exports over past four years at highest ever" The Jerusalem Post, 11 Mart 2020.

[iv] "Азербайджан покупает у Израиля новые боевые корабли?" (Azerbaijan buys new warships from Israel?) Haqqin.az, 15 Kasım 2019.

[viii] "Canada blocks arms exports to Turkey" Hurriyyet Daily News, 12 Nisan 2021.

[ix] Joseph Haboush, "Israel sending weapons to Azerbaijan as fight with Armenia rages on" Al Arabiya, 30 Eylül 2020.

[xi] Jennifer Holleis, "How climate change paved the way to war in Syria" DW, 26 Şubat 2021.

[xii] Rusif Huseynov, "Azerbaijan's strategy of trilateral alliances" Topchubashov Center, 8 Mart 2021.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.