İran, İsrail’in Irak Kürtleri ile güvenlik bağlarına zarar vermeye ve kendisine karşı işbirliğinden caydırmaya çalışıyor. Irak’ın Kürt bölgesi İsrail’in İran, Irak ve Suriye’yi izleme faaliyetleri için stratejik bir bölgedir. Üst düzey bir güvenlik yetkilisine göre İran’ın çabaları işe yaramayacak.
İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü komutanı General İsmail Kaani, ülkedeki Şii güçleri birleştirerek bir birlik hükümeti kurmaları için çabalamak üzere 15 Mart’ta Bağdat’a ulaştı. Ancak seçimde çoğunluğu kazanan ve İran ya da Batılı unsurların nüfuzuna tabi olmayacak bir hükümet kurmak isteyen Şii lider Mukteda Sadr’ın pozisyonunu yumuşatmayı şu ana kadar başaramadı.
Onun Bağdat’a gelişi Erbil’de İran’ın İsrail istihbarat örgütü Mossad’a ait bir üs olduğunu iddia ettiği ABD Konsolosluğu’na bağlı bir binaya 12 adet balistik füze fırlatılması emrini vermesinden iki gün sonrasına rastladı. İsrail’in geçen ay İran’ ait bir dron üssüne gerçekleştirdiği saldırının burada planlandığı da iddia ediliyordu. Batılı istihbarat yetkililerine göre İsrail saldırısı başarılıydı ve hangarda bulunan çeşitli tiplerde yüzlerce dron yok edilmişti.
İran’ın Erbil’i füzelerle vurması aynı zamanda Kürdistan Demokratik Partisi başkanı Mesud Barzani liderliğindeki Irak Kürtleri ile işbirliği yapmaması konusunda Ayetullah Mukteda Sadr’a bir uyarıydı.
Iraklı yetkililere göre İsmail Kaani beraberinde kendileri aracılığıyla Mukteda Sadr’ı Mossad’ın Erbil’de üssü olduğuna ikna etmeye çalışacağı kati deliller getirmişti. Onu Kürtlerle işbirliğinden alıkoymayı amaçlıyordu.
Mukteda Sadr da Tahran’ın iddialarını ciddiyetle araştırmak için kendi adına Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani ile ortak bir soruşturma komisyonu kurdu.
Irak Başbakanı Mustafa Kazımi de İran’ın iddiaları konusunda kesin kanıt gösterilmesi çağrısı yaptı.
İranlılar İsrail’in Kürdistan’ın başta bölgesel başkent Erbil olmak üzere bir bölümünü denetimi altında tutan Mesud Barzani ile ilişkisini önemli bir güvenlik ihlali olarak görüyor. Bu işbirliği Mossad ajanlarının sınırı geçerek İran, Irak ve Suriye’de casusluk faaliyetlerinde bulunmasına imkân sağlıyor.
İranlılar Mossad’ın Kürt bölgesinde Irak’taki ABD güçlerinin gözetiminde ve CIA ile işbirliği içinde faaliyet gösterdiğini öne sürüyor.
General Kaani, 15 Mart’ta Devrim Muhafızları komutanlarına yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“İsrail’in Irak Kürdistanı’nın Erbil bölgesindeki üslerine son saldırı Siyonist rejime iyi bir ders veren kararlı bir eylemdir. Devrim Muhafızları, İsrail rejiminin ne kadar kırılgan olduğunu göstermiştir.”
Kürdistan’da Mossad’ın mevcudiyeti var mı?
Yabancı istihbarat yetkilileri İran’ın iddialarının tamamen temelsiz olmadığını ve aslından İsrail’in Amerikan gözetiminde Kürdistan’da faaliyet gösteren gizli bir misyonu olduğunu ifade ediyor. The New York Times’ın bu hafta yaptığı haberlerden birinde, İran füzelerine hedef olan binada İsrail’e ait bir eğitim tesisi olduğu belirtilmiş, ancak daha sonra Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili bunu inkâr etmişti.
Öte yandan The Jerusalem Post gazetesi de Kürdistan Demokratik Partisi Mesud Barzani’nin ağzından şu ifadeleri aktarmıştı:
“İsrail ile ilişki kurmak bir suç değildir. Eğer Bağdat İsrail ile ilişki kurarsa biz de Erbil’de bir İsrail konsolosluğu açacağız.”
İsrailli yetkililere göre Kürdistan’daki İsrail varlığı yeni değil. İsrail, Irak’taki Kürt savaşçıları on yıllardır destekleyip eğiten tek ülke ve onlarla, özellikle KDP ile iyi ve güçlü ilişkilere sahip.
İsrail ile Kürtler arasındaki ilişki 1950’lerin ortalarında başladı. Kürtler İsrail’i bağımsızlık ve bir Kürt devleti kurma konusundaki ulusal arzularına uygun bir rol model olarak görmüşlerdir.
KDP’nin kurucusu ve şimdiki başkanı Mesud Barzani’nin babası Mustafa Barzani, İsrail’i birkaç kez gizlice ziyaret ederek başbakanlar ve üst düzey güvenlik yetkilileriyle görüşmüştür.
Dönemin Mossad başkanı Meir Amit, 1963’te Kürtler ile gizli ilişkilerin güçlendirilmesi talimatı vermiş ve Kürtlere yıllar boyunca askeri yardımda bulunmuştur.
Yıllar içinde üst düzey İsrailli güvenlik yetkilileri de Irak’ın Kürt bölgesini gizlice ziyaret etmiş ve Mesud Barzani ile görüşmüşlerdir.
Üst düzey bir güvenlik yetkilisine göre, İsrail’in Kürtler ile gizli ittifakı İsrail’in göz ve kulağının İran, Irak ve Suriye’de olmasını sağlamıştır.
Gidişat nereye?
İsrail’in İran’ın batısındaki dron üssüne saldırısı İranlılar için sürpriz oldu. Çeşitli modellerde yüzlerce İran dronunun tahrip edildiği başarılı bir operasyondu. İran’ın sert cevabı İsrail’i caydırmayı ve aynı zamanda Kürtleri İsrail ile işbirliğinde alıkoymayı amaçlıyordu.
Mossad’ın Kürdistan’da faaliyet gösteren bir şubesi gerçekten olsa da İran’ın roketli cevabı onu orada faaliyet göstermeyi sürdürmekten alıkoymayacaktır. Muhtemelen İran’ın askeri cevabından dersler çıkaracak ve gerekli güvenlik önlemlerini alacaktır.
İsrail’in İran’ın batısına saldırısı istihbari ve askeri anlamda bir başarı olup taraflar arasındaki çatışmada bir hızlanma ve tırmanışa işaret etmektedir. Aylardır gayr resmî bir ateşkes olsa da siber savaş ve dron savaşı alanında ciddi bir tırmanış söz konusuydu.
İsrail muhtemelen bu faaliyetini hızlandıracaktır. Nükleer anlaşmanın beklenen şekilde imzalanmasının ardından İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri ve dolayısıyla ABD yönetimi ile ilişkilerin bozulması engellenecektir.
İran’daki çok sayıda hedef hakkında doğru ve kaliteli istihbarat toplamak için doğal olarak Mossad’a ihtiyaç vardır. Yani Kürdistan’da bir şubesi olmazsa önümüzdeki aylarda daha fazla istihbarat çalışması yapması gerekecektir.
Mossad ve Irak Kürtleri hakkında bilgili bir yetkiliye göre İran’ın ikisini arasını açma çabası başarısızlığa uğrarsa İsrail’in Kürtlerle ittifakı İran’ın tehditlerinden daha güçlü olacaktır.
KHA