Viyana müzakereleri, sonrasında, resmi adı Kapsamlı Ortak Eylem Planı olan anlaşmanın yeniden hayata geçirilerek yürürlüğe gireceği sonuçlanma gününe doğru ilerlerken Rusya’nın yeni talepleri geldi.
Muhtemel bir anlaşmanın taslağı hazırlanmış olup çözülmeyen sadece birkaç şey kalmıştır. Doğrulama yöntemleri ile garantiler başta olmak üzere İran’ın bazı talepleri anlaşma taslağına eklenmiştir.
Anlaşma altı aşamada yerine getirilecektir ve İran’ın yenilenmiş anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda kalmadan ABD yaptırımlarının kaldırıldığını doğrulamak için haftalarla ifade edilen vakti bulunmaktadır.
Garantilere gelince, İran’ın “temel garantinin” anlaşma kapsamına alınması talebi hesaba katılmıştır. Böyle bir garanti İran’ın bazı materyal ile nükleer makineleri ülkede tutabilmesine atıf yapmaktadır. 2015’te imzalanan KOEP’te İran’ın anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren 13 yıl boyunca çok gelişmiş IR6 santrifüjlerini kullanmasına izin verilmiyordu.
Ancak Mayıs 2018’de ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesiyle İran santrifüjlerini tedricen geliştirdi ve IR9 ve IR8 gibi daha ileri düzeyde olanları bile kullandı.
Yenilenmiş KOEP ile İran gelişmiş santrifüjleri ve nükleer makineleri, ABD’nin yeniden yükümlülüklerinden vazgeçmesi durumunda nükleer programına olduğu gibi devam edebilmesinin teminatı olarak, bir temel garanti şeklinde ülkede tutmayı sürdürecek. Ayrıca İran’ın nükleer araştırma ve geliştirme faaliyetlerini sürdürme izni de olacak. İranlı bir analist olan Mustafa Hoşçeşm’e göre kısaca İran, ABD’nin KOEP’i bir kez daha terk etmesini önlemenin bir yolu olarak uranyumu yüzde 60 zenginleştirme işlemine derhal dönebilme gücünü koruyacak.
Bu tür bir garanti Amerikan müzakere heyetinin ABD’nin KOEP’i bir kaz daha terk etmeyeceğine dair sağlam ve yasal garantiler veremeyeceğinde ısrar etmeyi sürdürmeleri sonucu icat edilmişti. Diğer bir ifadeyle söz konusu garantilerin Amerikan yaratıcılığının İran’ın proaktif yaklaşımına uygun olup olmamasıyla bir ilişkisi yoktur.
KOEP’e eklenmiş garantiler şimdi Rusya’nın talep ettiği garantilere ışık tutmaktadır. İran sürekli yasal garanti istiyordu ancak ABD mantıksız bir inatçılık gösterince İran da yaratıcılık gösterdi temel garanti istedi. Rusya’nın garantiler bağlamında İran’ın adımlarını izleyip izleyemeyeceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı’nın Rusya’ya Ukrayna ile ilgili olarak dayattığı yaptırımların İran nükleer anlaşması açısından bir problem yaratacağını söylerken, ABD’den KOEP’in yeniden canlandırılması durumunda bu yaptırımların Rusya-İran işbirliğine sekte vurmayacağına dair garanti istedi.
Rus bakan, “Bir cevap istiyoruz, çok açık bir cevap, bu yaptırımların Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nda şarta bağlanan ticari, ekonomik ve yatırım ile ilgili ilişkileri rejimini hiçbir şekilde etkilemeyeceğine dair bir garantiye ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
Lavrov, sözlerine “Birleşik Devletler’in başlattığı mevcut sürecin İslam Cumhuriyeti ile serbest ve tam ticari, ekonomik ve yatırımla ilgili ilişkileri ile askeri-teknik işbirliğine hiçbir şekilde zarar vermeyeceğine dair yazılı garanti istedik” şeklinde devam etti.
İranlı deneyimli bir milletvekili, Rusya’nın ABD’den istediği garantilerin Moskova ile Washington arasında “iki taraflı” bir konu olduğunu ifade etti.
İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika komisyonu üyesi Ebulfazl Amui, Rusya’nın talebinin ABD’nin yükümlülüklerine uymasıyla ilgili dünya çapındaki kaygılardan kaynaklandığını söyledi.
Tasnim Haber Ajansı’na konuşan Amui, İran’ın garantilerle ilgili Rusya tarzı bir talep iletmediğini söyledi. Amui, “aslında bu mesele Rusya ile Birleşik Devletler arasında çözüme kavuşturulması gerekiyor; zira bu konu iki ülke arasında Ukrayna konusunda şu anda yaşananlarla ilgili” ifadelerini kullandı.
Amui, “İran, Viyana müzakerelerini Avrasya ile Doğu Avrupa’da süren ilişkiler ile Ukrayna’daki gelişmelerden uzak tutmak için elinden geleni yapmıştır. Bu yüzden Amerikalıların tüm tarafları niyetleriyle ilgili ikna edebilmeleri gerekiyor” ifadelerini sözlerine ekledi.
Yani bir anlamda Viyana müzakerelerinde şekillenen yönde ilerlemek için, katılan tarafları ikna etme sorumluluğu şimdi ABD’nin üzerinde.
Amui’ye göre ABD’nin yükümlülüklerine uymamak konusundaki sabıkası İran’ı da aşan endişelerden kaynaklanıyor. Amui konuyla ilgili olarak, “Bugün ABD’nin yükümlülüklerini yerine getirmesiyle ilgili endişe gerçekte İran’ın da ötesinde bir endişedir. Ve KOEP’in yeniden canlanması durumunda Amerikalıların bu anlaşmadaki zorunluluklarla birlikte yaşayıp yaşamayacağı konusunda endişeli olan sayısız ülke bulunmaktadır” sözlerini kullandı.
KHA