Kudüs Haber Ajansı - KHA | kudushaber.com.tr

Ankara İle Tel Aviv Suriye'de Karşı Karşıya

Hüseyin İbrahim tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “İSRAİL ALENEN BÖLÜNME PLANI DOĞRULTUSUNDA BASKI YAPIYOR - ANKARA İLE TEL AVİV SURİYE’DE KARŞI KARŞIYA” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

05 Mart 2025
Ankara İle Tel Aviv Suriye'de Karşı Karşıya

Suriye’deki güç merkezleri haritasının, İsrail’in doğrudan ve önemli etkisi altında şekillendiği her geçen gün daha da netleşiyor. Evet, İsrail, Şam’daki yeni yönetimle ilişkilerinin yönünü belirlemiş gibi görünüyor. Zira, 8 Aralık’ta rejimin devrilmesinden bu yana yeni Suriye yönetiminin Tel Aviv’e gönderdiği tüm güven verici mesajlara rağmen artık İsrail, bu yeni yönetime güven duymadığını gizlemiyor.

İsrail, Şam’ı kimin yönettiğinden bağımsız olarak, Suriye’nin birliğini ve büyümesini temel bir tehdit olarak görüyor. Tel Aviv’i, Heyet Tahrir Şam mevzusunda en çok endişelendiren şey ise ister yeni kurulan ordu yoluyla ister Suriye’yi bir arada tutma çabasıyla isterse de Suriye ekonomisinin Ankara’ya açılan kapısıyla Türkiye’nin Suriye arenasına nüfuz etmesi.

Özellikle de Türklerin, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail savaşının ilk aylarında iki ülke arasındaki iş birliğinin devam etmesi üzerine, Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, partisini 2. sıraya düşürerek cezalandırması göz önünde tutulunca, Türkiye’de iktidarda kim olursa olsun İsrail, Türk halkını da kendisine düşman olarak kabul ediyor. (Bu arada Ankara, politikasını bu seçim sonuçlarına göre yeniden düzenledi.)

Tam da bu bağlamda İsrail, Şam’ın merkezine yaklaşık yedi kilometre uzaklıktaki Caramana’da yaşanan çatışmaların ardından Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın ortak açıklamasında, “İsrail’deki Dürzi kardeşlerimize olan bağlılığımız temelinde, Suriye’deki akrabalarına herhangi bir zarar gelmesine mâni olacağız” formülüne göre Suriye’deki Dürzileri koruma “sözü” verdi. Açıklamada ayrıca, “İsrail, Suriye’deki aşırı İslamcı rejimin Dürzilere zarar vermesine izin vermeyecek” denildi.

İsrail, Suriye’yi bölme arzusunu hiçbir zaman gizlememiş olsa da son dönemdeki tutumu, Kuneytra ve Dera vilayetlerinde yüzlerce kilometrekarelik alanı kontrolü altına almasına bahane güvenlik kaygılarının ötesine geçecek biçimde, yeni Suriye’nin oluşumuna doğrudan siyasi müdahale iradesini yansıtmakta ve kuzeyden güneye ve hatta kıyı şeridine kadar tüm Suriye’yi kapsayan bir proje kapsamında yer almakta. Ayrıca bu müdahale, Suriye’nin farklı bölgelerinde yaşananlardan, özellikle de SDG’nin Süveyda’da oynadığı rolden ve ülkenin kuzeydoğusunda var olan “özyönetim” deneyimini genelleştirme arayışında sahile de nüfuz etme girişiminden çok da uzak değil.

Tel Aviv, Suriye’deki Rus askeri varlığının devam etmesine “olumlu” yaklaşıyor

Suriye’nin geçiş dönemindeki Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’nın, Netanyahu-Katz açıklamasına, Dürzilerin Suriye’nin bir parçası olduğunu ve onları koruma sorumluluğunun devletin olduğunu ve devletin egemenliğine tabi olduklarını vurguladığı alışılmadık derecede hızlı tepkisi, Suriye topraklarında erken bir Türk-İsrail çatışmasının habercisi. Ayrıca mevzubahis çıkış, Türkiye’nin -özellikle de Şam’daki yeni hükümetin manevi babası olması hasebiyle- SDG’yi tamamen ezmeyi umduğu bir sırada Ankara’nın temel güvenlik çıkarlarını artık tehlikede gördüğünü de teyit ediyor. Ne var ki bu sorunun çözümü, Donald Trump yönetiminin henüz bir işaret vermediği ABD’nin kuzeydoğu Suriye’deki güçlerinin geleceği hakkındaki devam eden tartışmayla bağlantılı olmaya devam ediyor. Şu da açık bir gerçek ki şayet İsrail’in bu tartışmada söz hakkı olsaydı, Amerikan güçlerinin varlığının devam etmesini güçlü bir şekilde desteklerdi.

Türkiye ile hesaplaşmak kolay olmadığı için İsrail, özellikle de yeni ABD yönetiminin Ukrayna’daki savaşa ilişkin tutumu sayesinde Ukrayna’ya destek yükünden kurtularak Rusya’yı kendi tarafına çekmeye çalışıyor. “Suriye’de Türk nüfuzunun büyümesini sınırlama” çabaları bağlamında, İsrail basını Netanyahu’nun, askeri sekreteri General Roman Kaufman’ı Moskova’ya gönderdiğini ve “İsrail’in Suriye’de Türk yayılmacılığına kıyasla Rus çıkarlarını tercih ettiği yönünde açık bir tutum sergilediğini” ve Rusya’nın oradaki askeri varlığını sürdürmesine izin verilmesi ve yeni Suriye yetkililerinin Amerikan ve Avrupa yaptırımlarını kaldırma talebine Washington’un yanıt vermeyerek Suriye’nin “zayıf” kalmasını sağlaması için ABD’ye baskı yaptığını bildirdi.

İsrail’in “Ynet” isimli internet sitesinin haberine göre, bazı Amerikalı yetkililer, İsraillilerin Suriye’deki Rus varlığını olumlu bir şekilde sunmaları ve aynı zamanda “NATO üyesi olarak Türkiye’nin İsrail’in güvenliğinin daha iyi bir garantörü olacağı” yönündeki açıklamayı reddetmeleri karşısında şaşırdılar. Gerçi Rus güçlerinin 2015 yılında Suriye’ye girmesinden beri Rusya ile İsrail arasındaki belirsiz ilişkilere daha yakından bakıldığında bu şaşkınlık büyük ölçüde ortadan kalkabilir. Zira önceki rejimden bu yana iş birliği her zaman etkili olmuş ve mevzubahis iş birliği, İran ve Lübnan’daki müttefikler için de Rusya’nın şüpheli sessizliği gölgesinde sürekli İsrail bombardımanına maruz kalmaları sebebiyle rahatsız edici ve anlaşılmaz kalmıştır.

Her halükârda şu anda söyleyebileceğimiz, Suriye’de Moskova ile Tel Aviv arasında bir rol değişimi olduğudur; önceki rejim döneminde Rusya, İsrail çıkarlarını güvence altına almak için sahadaydı ve karşılığında da belirsiz bir ödül alıyordu. Şu anda ise İsrail, Türkiye ve müttefiklerinin o bölgeden çıkarılması ve bölgenin tarafsız bölge ilan edilmesi karşılığında, özellikle kıyı kesiminde olmak üzere Suriye’deki Rus askeri varlığının devamını garantilemeyi teklif ediyor. Zira Tel Aviv’in, maddi ve siyasi bağının olmaması nedeniyle, o bölgeye doğrudan etki etmesi mümkün değil. Yine İsrail -Moskova’nın, özellikle birçok eski ordu subayının liderlik ettiği silahlı gruplarla olan ilişkileri aracılığıyla- güney Suriye’de de ayrıca bir rol üstlenmeyi umuyor.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.