Kızıldeniz Savaşı, ABD Muhaliflerinin Aklını Çeliyor

Lokman Abdullah tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “KIZILDENİZ SAVAŞI, WASHINGTON’UN MUHALİFLERİNİN AKLINI ÇELİYOR… PEKİN, YAŞANANLARDAN İBRET ÇIKARAN TARAFTA…” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

23 Ocak 2025
Kızıldeniz Savaşı, ABD Muhaliflerinin Aklını Çeliyor

Yemen savaşına katılan Batılı devletler için ticaret yolunu güvence altına almayı ve İsrail’e uygulanan deniz ablukasını kaldırmayı başaramayan ABD’nin ortaya koyduğu performansın aksine; Pekin’in San’a ile yaptığı anlaşma, Çin gemilerinin Babu’l-Mendeb Boğazı’ndan geçmeye devam etmesini sağlayarak, ticaret rotasını ve mal ve enerji kaynaklarının ulaşımını yapan yolu açık tuttu. Büyük bir ticaret gücü olarak Çin, Kızıldeniz bölgesine yaptığı yatırımların göz ardı edilemeyeceği ve küresel ticaret açısından hayati önem taşıyan bu koridor üzerinden ticaret akışının devam etmesinin çıkarına olması hasebiyle tarafsızlık politikasını korudu. Ayrıca Çin, Kuşak Yol Projesi çerçevesinde Kızıldeniz’in ve bölgenin önemini de göz ardı edemezdi.

Öte yandan Washington, The Economist’in haberine göre, yüklerini korumak namına yaklaşık 5 milyar dolar harcarken, Çin’in Kızıldeniz’deki ticaretinin sorunsuz bir şekilde devam etmesinden memnun değildi. Dergiye göre boğazdaki nakliye hacmi; üçte iki oranında azaldı, gemilerin nihai uyrukları değişti, konteyner rotaları yeniden çizildi ve küresel ekonomiye maliyeti 2024’te yaklaşık 200 milyar dolara ulaştı. Boğazdan geçen gemi sayısı yarı yarıya azalmasına rağmen Çin’e ait gemilerin sayısı bu noktada arttı. Uydu verilerinin analizine ve mülkiyet kayıtlarına göre her ay Kızıldeniz’den geçmeye devam eden 800-900 geminin beşte birini Çin transit gemileri oluşturuyor.

Bu nedenle Washington, kriz boyunca Pekin’e baskı yapmaya ve Kızıldeniz’deki seyrüseferi korumaya katılması için onu teşvik etmeye çalıştı. Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin bakış açısını destekleyen kararlar lehine oy kullanırken, Gazze’de yaşananlar ile Kızıldeniz’de yaşananlar arasındaki ilişkiyi açıkça ortaya koymaya devam etti ve krizi Gazze Şeridi’nde gerçekleşecek ateşkesin sonlandıracağını da belirtti. ABD, kendi tabiriyle, Çin’in ihmalkarlığı karşısında, İsrail ile ortaklaşa çalışarak Çin’i, bu ticaret ağlarını küresel finans sisteminden koparmakla tehdit etti. Ancak Pekin, diplomatik baskılara boyun eğmedi ve ABD’nin San’a’ya yaptırım uygulanması yönündeki taleplerini görmezden geldi. Bu sebeple Washington, Pekin ile “aktif ticaret” yapmakla suçlanan Ensarullah hareketinden bazı kişiler ile Yemen’e füze ve insansız hava araçları için teknoloji tedarik etmek, uluslararası finansmana erişim izni vermek ve İsrail’e karşı savaş çabalarını beslemekle suçlanan bazı Çinli şirketlere ve bir Çinli kişiye yaptırımlar uyguladı ve daha fazla yaptırım tehdidinde bulundu. Yemen’den çıkan her şeyi İran’a bağlama geleneğine uygun olarak ABD’nin bu bağlamda, Tahran’ın Kızıldeniz’deki Pekin gemilerini korumak için Çin-Yemen anlaşmasına ön ayak olduğu suçlaması da zaten hazırdı.

 

ABD-İsrail hamlesi, Pekin’i San’a’ya gelişmiş silahlar sağlamakla suçluyor

Ayrıca İsrail medyası, Çin’i, Kızıldeniz’den Çin ticari gemilerinin güvenli geçişi adına garanti alması karşılığında Ensarullah’a gelişmiş silahlar tedarik etmekle suçlarken; ABD istihbaratı, Yemen’in Çin’de füze ve insansız hava araçlarına ait parçaları satın almak için bir tedarik zinciri kurduğundan ve San’a’daki hükümet yetkililerinin, geçtiğimiz yaz ve sonbaharda Çin’e ziyaretler yaptığından ve oradaki yetkililerle toplantılar düzenlediğinden bahsediyordu. İsrail medyası, iddialarını Körfez ülkelerini Yemen’e karşı kışkırtacak şekilde bir forma sokarak Ensarullah liderlerinin, aynı Çin parçalarını kullanarak Körfez ülkelerini vurabilecek yüzlerce seyir füzesi üretmeyi planladığını da belirtti. İsrail medyası, Washington’un geçen eylül ayından bu yana bu bilgileri defalarca Pekin’e ilettiğini, bu silahlanma mekanizmasına katılan Çinli şirketlerin ayrıntılı listelerinin de verilen bilgilere dahil olduğunu ifade etti.

Amerika’nın başarısızlığı, çatışmanın bir tarafıyla sınırlı değildi. Geçtiğimiz hafta ABD Donanması’na ait savaş gemilerinin füze ikmalleri için haftalarca Kızıldeniz’den ayrılmak zorunda kaldıkları ortaya çıkmış ve bu durum, Çin ile bir savaş çıkması halinde bu eksikliğin yansımaları konusunda endişelere yol açmıştı. Nitekim ABD Deniz Kuvvetleri Bakanı Carlos Del Toro, geçen çarşamba günü Yüzey Donanması Cemiyeti’nin yıllık konferansında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kızıldeniz’de Husiler tarafından fırlatılan füze ve insansız hava araçlarının baskısı altında MQ-41 dikey fırlatma hücrelerini yenilemek için ABD Deniz Kuvvetleri muhrip ve kruvazörlerinin savaş alanını terk etmek zorunda kalması bir boşluk ve “gerçek bir zorluk” meydana getiriyor.” “Bu meydan okuma sadece Kızıldeniz harekâtıyla sınırlı değil, aynı zamanda Çin ile gelecekte yaşanacak bir savaşta Batı Pasifik’in uçsuz bucaksız alanlarına da uzanıyor.” Çin ile alakalı durum, Pekin’in Tayvan’ı işgal etmesi veya Güney Çin Denizi’nde gerginliğin tırmanması durumu ile ilgi bir mevzu.

Konferanstaki subay ve komutanlar, böyle bir çatışmada Çin’in, büyük ihtimalle Japonya’nın deniz üslerine erişimini keseceği ve ABD gemilerini Guam’dan veya Güney ve Doğu Çin Denizi’nden daha uzakta yeniden silahlanmaya zorlayacağı konusunda hemfikirdi. Ayrıca kıyıdaki yeniden yükleme istasyonlarının da düşmanın başlıca hedefleri haline gelebileceğini ve bir muhrip veya kruvazörün füze hücrelerinin bulunduğu bir deniz savaş bölgesinden geçerken en azından kısmen korumasız kalabileceğini öne sürdüler. Konferans katılımcıları, Batı Pasifik’te konuşlanmış bir ABD filosunun Çin’e karşı girişeceği bir deniz savaşının, denizde yeniden yükleme yapabilme kabiliyetini gerektireceğini de vurguladı. Del Toro’ya göre denizde mühimmat temini sağlayan “TRAM” test sistemi ise iki ila üç yıl arasında devreye girecek.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.