Uli’l-Be’s (Yiğitler) Muharebesi’nin Hayber Operasyonları çerçevesinde Lübnan İslami Direnişi Hizbullah’ın işgal altındaki Filistin’deki Kirya bölgesini hedef alması, siyonist varlıkla mücadele tarihi boyunca gerçekleştirilen en önemli ve nadir askeri direniş operasyonlarından birini temsil ediyor. Çünkü bu operasyon, direnişin, İsrail’in askeri ve istihbarat servislerinin ana komuta merkezini vurarak, İsrail’in en çok korktuğu şey olan acıyı yaşatma kararlılığını ve azmini vurguluyor.
Kirya, Savaş Bakanlığı’na ve işgal ordusu liderliğine ait askeri karargâhlarla onlarca yıldır işgal ordusunun askeri gücünün “yenilmezliğini” simgeliyor. Dolayısıyla Hizbullah için böylesine stratejik öneme sahip bir yerin hedef alınması, yalnızca Lübnan İslami Direnişi’nin, operasyonel yeteneklerini değil; aynı zamanda İsrail’in askeri hakimiyetine en uç noktaya kadar meydan okuma yönündeki niyetini; cesur ve benzersiz kararlılığını da gösteriyor. Aynı zamanda bu operasyon, şehit lider Hasan Nasrullah’ın daha önce verdiği, direnişin kendisine dayatılan her türlü saldırıya herhangi bir kısıtlama veya tavan gözetmeksizin karşı koyacağına dair sözünü de doğruluyor.
Bu operasyonun geçici siyonist varlık üzerindeki en belirgin yansımaları nelerdir?
Sembolik ve psikolojik yansımaları:
Kirya, hem İsrailliler hem de siyonist varlığa teslim olmuş eski ve Direnişin Ekseni gibi mevcut düşmanları için sembolik bir öneme sahip. Çünkü işgalci varlığın başkenti Tel Aviv’in kalbinde yer alan bu karargâh, hayati operasyon merkezlerine ev sahipliği yapması ve üst düzey askeri ve istihbarat yetkilileri ve hatta devlet daireleri tarafından işletilmesi nedeniyle İsrail’in askeri altyapısının kalesi durumunda. Böyle bir bölgeye yapılacak herhangi bir doğrudan saldırı, bölgedeki yerleşimcilerin geneli üzerinde derin bir psikolojik etki yapar ve siyonist askeri yapının kalbinin bile füzelerinden ve uçak saldırılarından güvende olmadığı konusunda direniş için güçlü bir farkındalık meydana getirir.
Bu operasyon, Lübnan İslami Direnişi Hizbullah’ın tehditlerinin gerçeğe dönüştüğünü göstermesi bakımından İsrailliler arasındaki zayıflık duygusunu güçlendirecektir. Son tahlilde moralleri zedelenecek ve içlerinde Netanyahu hükümetinin, hem işgalci siyonist İsarail’in hayati öneme sahip altyapılarını hem de kendilerini koruma becerisine dair şüpheler uyanacaktır.
Siyonist varlık yeniden taktik ve stratejik değerlendirilme yapacak:
Kirya’nın hedef alınması aynı zamanda Hizbullah’ın gelişmiş taktik yeteneklerini ve operasyonel çapını da gösteriyor. İsrailli liderler geçtiğimiz haftalarda Hizbullah’ın hücum yeteneklerinin çoğunu, özellikle de füze yeteneklerini vurabildiklerini iddia etmişlerdi. Dolayısıyla bu operasyon İsraillilerin, Hizbullah’ın füze yeteneklerini yeniden değerlendirmesini ve önceki caydırıcılık denklemlerine dönmesini gerektiren bir saha uyarısı olarak gerçekleşti diyebiliriz. Ayrıca operasyon, Hizbullah’ın saldırılarını daha şiddetli ve tehlikeli bir şekilde, yüksek hassasiyetle uygulama yeteneğini kanıtlıyor ki bunun manası, gelecekte İsrail için hayati ve stratejik öneme sahip herhangi bir tesis ya da hedefin menzil dışında kalmayacağıdır.
Bu bağlamda Kirya saldırısı, işgalci İsrail’in füze ve insansız hava araçları karşısında başarısızlık gösteren hava ve savunma sistemlerinde herhangi bir acziyet olmadığına dair yalanının da altını çizmektedir.
İşgalci varlık içindeki etkileri:
Mevzu bahis hücum, Siyonist varlığı, çoğunlukla kuzey ve güney bölgelerinde yoğunlaşan iç cephe çalışmalarının kapsamını Tel Aviv ve diğer merkez bölgelerde genişletmeye zorluyor. Bu da ülke içindeki göç dairesinin genişleyeceği ve İsrail dışına gerçekleşen göç hareketinin de artabileceği anlamına geliyor.
İsrail güçten başka bir dilinden anlamıyor
Böylesi operasyonlar, öncesinde cereyan eden ve sonrasında gerçekleşecek operasyonlarla İsrail’e anladığı tek dili, yani güç dilini dayatacak. Ya Lübnan ve Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurup sahadaki gerçeklerle orantılı bir tavanla müzakerelere giderler ya da saldırılarını sürdürürler ki bunun Direniş Ekseni için getirebileceği fırsatlar daha sonra tekrarlanamayabilir. Tüm bunlar netice itibariyle Hizbullah’ın kırk yılı aşkın bir süredir söylediği “İsrail yalnızca güç dilinden anlar.” sözünün bağlamındadır.
Kudüs Haber Ajansı - KHA