Nebih Berri, ABD'li Yetkiliyle Ne Görüştü?

Nicola Nasif tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “NEBİH BERRİ: SADECE 1701 SAYILI KARAR VAR VE UYGULAYICI MEKANİZMASI DA LÜBNAN ORDUSU” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

25 Ekim 2024
Nebih Berri, ABD'li Yetkiliyle Ne Görüştü?

Her ne kadar askeri gerçekler, Sayın Nebih Berri’nin sözleriyle çelişip İsrail’in, Lübnan şehir ve kasabalarına yönelik savaşının vahşeti ve sebep olduğu yıkımda ileri bir boyuta vardığını gösterse de Meclis Başkanı, bütün gayretleri ve çabaları zorluklar ve hatta imkansızlıklarla kuşatılmışken bile büyük bir iyimserlik sergiledi.

Meclis Başkanı Nebih Berri, ABD’nin özel elçisi Amos Hochstein ile geçen pazartesi (21 Ekim) yaptığı görüşmenin “çok ciddi olduğunu ve olumlu bir sonuca ulaşıldığını” ifade etti; ancak mesajların neye evrileceği beklenirken görüşmenin ayrıntılarından bahsetmenin uygun olmayacağı gerekçesiyle olumlu sonucun içeriğini açıklamadı. Bununla birlikte ziyaretçisine açık bir mesaj ilettiğini belirtti. Özetle önemli olanın netice olduğunu, “Lübnan’ın, 1701 sayılı karara aynen bağlı kaldığını ve 2006 yılından bu yana hiçbir değişiklik yapmadan benimsediğini, ilgili ekiplerinin kararın tüm hükümlerini eksiksiz olarak uyguladığını”, ne bir ziyade ne bir değişiklik ne de bir ek olmadan kararı nasılsa o şekilde tanıdığını ve “artı” dedikleri şeyleri kabul etmediğini kendisine ifade ettiğini söyledi.

Meclis Başkanı Nebih Berri’nin aktardığına göre Amos Hochstein bir yorum yapmadan Lübnan’ın resmi tavrını İsrail’e ileteceğini ve birkaç gün içinde cevapla döneceğini belirtti.

Nebih Berri, kısa bir süre sonra cevap gelmeden şu yorumu yaptı: “İsrailliler, Amerikalı elçi ile yaptığımız görüşmenin ertesi gününden (salı) itibaren bize ulaşmaya başlayan yanıtla cevaplarını erkenden sunmuş olabilirler. Güneyde, özellikle Nabatiye’den Tayune’ye kadar aileleri tamamıyla yok ederek ne istediklerini anlamamızı sağlıyorlar. İnanılır gibi değil. Binaları sakinleriyle birlikte yerle bir ediyorlar.”

Nebih Berri yine de ziyaretçileri ile alakalı iyimserliği sürdürerek Hochstein’in kendisi ile görüşmeyi ve yeniden değerlendirmeyi arzu ettiği şeyin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, onuncu derecede Lübnan ordusuna dayanan, 2006 yılından daha düne kadar Lübnan’ın kabul ettiği ve uyguladığı mekanizma olduğunu ifade etti. Bu açıklama, son dönemde bu mevzuda çok fazla söz söylenmesine karşın Lübnan ordusunun, Güvenlik Konseyi kararıyla kendisine verilen saha yetkisinde hiçbir eksiklik olmadan, 1701 sayılı kararı uluslararası gücün yardımıyla uygulamaya tek başına yetkili olduğunu teyit etmeyi amaçlıyordu.

Lübnan’ın, İsrail’den önce 1701 sayılı kararı uygulamaya hazır olduğunu ifade ettiğini burada hatırlamamız faydalı olacaktır. Nebih Berri ayrıca müzakerenin ilk şartının derhal, kapsamlı ve tam bir ateşkes olduğunu vurguladı ve “Ne etrafım ateşle çevriliyken müzakere yapacağım ne de İsrail’in istediği gibi ateşkes öncesinde bir müzakere olacak.” dedi.

Nebih Berri, Amerikan elçisinin yakında İsrail’in cevabını iletmek için dönüp dönmeyeceğini teyit etmeden kapsamlı bir ateşkesin, başkanlık seçimlerini yapmak adına bir oturum yapılmasına olanak sağlayacağını sözlerine ekledi.

Meclis Başkanı’nın söylediklerinden çıkarılabilecek bazı mülahazalar şöyle:

  1. Nebih Berri’nin 1701 sayılı karara bağlılığı, İsrail savaşının sadece Hizbullah’a karşı değil, Lübnan’a karşı da devam edeceğine dair kesin kanaatinin yalnızca bir yönünü ifade ediyor. Bu noktada güç dengesizliği ve İsrail’in ateş gücündeki üstünlük sebebiyle, 2006 ve 2023 yılları arasında uygulanan 1701 sayılı karara aynı şekilde kolaylıkla geri dönüşün olmayacağı dikkate alınmıyor. Vakıa İsrail, kuzey bölgelerinin emniyeti bahanesiyle herhangi bir zamanda kara harekâtına ve Lübnan-Suriye sınırının gözetimine müsaade edilmesi ve Hizbullah’ın cephanesini yeniden inşa etmesine engel olunması gibi kararın maddelerini aşan isteklerle karar mekanizmasına sınırlamalar getirilmesini istiyor ve bunun dışında 1701 sayılı kara dönmeye yanaşmıyor. Nebih Berri, önce dış sonra da içerideki ayrılıklar sebebiyle ve rolüne duyulan ihtiyaç aracılığıyla, müzakere pozisyonunu savunmaya ve savaşı durdurmak ve Güvenlik Konseyi kararı uyarınca 2006’dan beri uygulanan düzene dönmek için çalışma yapmaya her daim hazır olduğunu göstermeye çalışıyor. Buna mukabil savaşın devamı hususunda kararları kesişen iki rakiple karşı karşıya: İsrail, bunu Lübnan’la yaptığı son savaş olarak görüyor ve her on yılda bir yeniden savaşmak istememesi nedeniyle hedeflerine ateş gücünü kullanarak ulaşma konusunda ısrar ediyor; Hizbullah ise savaş meydanının son sözü söyleyeceğini her gün tekrarlıyor.

Nabatiye ve Tayune bombardımanının ardından Meclis Başkanı şunları söyledi: Görünen o ki İsrail’in cevabı bize erkenden ulaştı.

  1. ABD’deki başkanlık seçimlerine iki haftadan az bir süre kala bile Amerikalılarla diyalog kapısı hâlâ açık ve görüşmeler devam ediyor. Nebih Berri’nin, Hochstein’ın Amerika’nın belirlediği tarihten önce ABD yönetiminin ateşkese varılmasını görmekte ısrarlı olmasından anladığı şey de bu. Ne var ki Amerikan elçisi, Beyrut’a daha önceki ziyaretlerinde ülkenin son dönemde geldiği noktaya gelmemesi konusunda onları uyardığını hatırlatarak sanki Lübnan’ı, Hizbullah’ı ve Lübnanlıları paylıyormuş gibi görünmekte de tereddüt etmedi. Toplantılarında yer yer İsrail’in zorla dayattığı yeni askeri gerçeklerin, 1701 sayılı kararın farklı bir şekilde uygulanmasıyla ilgili herhangi bir müzakerede Lübnan’ın şart koşma kabiliyetini ortadan kaldırdığını da ima etti. Buna mukabil Meclis Başkanı, direnişin kararlılığına, İsrail’in güneye nüfuz edememesine ve Hizbullah’ın Siyonist varlığın en uzak noktalarına acı verici saldırılar yapma yeteneğini veya cephaneliğini kaybetmemiş olmasına işaret etti. Zira ne İsrail savaşı kazandı ne de Hizbullah kaybetti.
  2. Nebih Berri’nin, bazen zamanının geçtiğini söyleyerek bazen de 1701 sayılı kararın dahilinde olduğunu söyleyerek 1559 sayılı kara ilişkin her türlü tartışmayı dışarıda bırakarak ateşkes ve Lübnan-İsrail sınırının istikrara kavuşturulmasına geçiş için tek güvenilir referansın yalnızca 1701 sayılı karar olduğunun altını çizmesi Lübnan’la ilgili daha önceki Güvenlik Konseyi kararlarına atıfta bulunmaktan başka bir şey değildir. Nebih Berri ve Başbakan Necib Mikati, birbirini takip eden hükümetlerin bakanlık açıklamalarına ve birkaç ay önce yayınlanan 1559 sayılı karara cevaben kasıtlı olarak bunlara dahil edilen örtülü yanıtlara yapılan atıflarla ilgili, milislerin direnişten ayrılması konusunda hemfikir.

Meclis Başkanı, 1559 sayılı kararla bir şekilde alakadarken, Başbakan Necib Mikati, bu karar hiç yokmuş gibi davranarak 1701 sayılı karardan bahsetmek gerektiğini ifade ediyor. Başbakan Refik Hariri’nin 2005’te öldürülmesinden bu yana ilki yine Mikati’nin başkanlığında vücut bulan ve 2021’den bu yana devam eden mevcut hükümet de dahil ardı ardına gelen hükümetlerin bakanlık açıklamaları, üslup farklılıklarıyla birlikte “Lübnanlıların, özgürlüğünü kemale ulaştırma hakkını” ve “İsrail işgaline her türlü meşru yoldan direnme hakkını” dile getirdi. Lübnanlı yetkililerin son ana kadar ziyaretçilerine aktardıkları resmi görüş de buydu. O tarihten bu yana 1559 sayılı kararın yürürlükte olmadığını ve milislerin direnişten ayrılması da dahil olmak üzere yukarıdaki ifadeleri kullanmayan hiçbir hükümet kurulmadı. Bu nedenle, taraflar arasında aşamalı olarak varılan anlaşmalar, pazarlıklar ve bakanlık paylaşımlarına göre, bakanlık açıklamaları Hizbullah’ın bir direniş hareketi olduğunu teyit ederek onu 1559 sayılı kararın kastettiği milis statüsünün dışında tuttu.

Bu bakış açısı, ana partilerin Hizbullah’a ilişkin konumlarında süregelen bölünmeler göz önüne alındığında, tam manasıyla ulusal düzeyde kapsamlı bir karşılık bulmadı. Nitekim muhalefetteki Hıristiyan partiler, Aksa Tufanı’nın başlangıcından 23 Eylül’de yıkıcı bir gerçekliğe dönüşmesine kadar Hizbullah’ı, Lübnan’ı kaçınılmaz bir savaşa sokmaktan sorumlu tuttu. İlerici Sosyalist Parti’nin eski başkanı Velid Canbolat zaman zaman bu görüşün destekçisi oldu. Ayrıca Özgür Yurtsever Hareket’in lideri Milletvekili Cibran Basil de iki gün önce bu ekibe katıldı.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.