Nasrallah'tan Sonra Neler Olabilir?

shehabnews.com adlı internet sitesinde yayımlanan “ANALİSTLERİN, NASRALLAH SUİKASTINDAN SONRAKİ AŞAMAYA İLİŞKİN SENARYOLARA DAİR YORUMLARI” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

01 Ekim 2024
Nasrallah'tan Sonra Neler Olabilir?

Lübnan İslami Direnişi Hizbullah’ın Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’a düzenlenen suikastın akabinde ortaya çıkan puslu havada siyasi analistler ve uzmanlar, işgalci İsrail’in bulunduğu coğrafyayı büyük bir savaşa sürükleme çabası ve Amerika’nın, başkanlık seçimine dair giriştiği oyunlar çerçevesinde Siyonist varlığa sunduğu mutlak destekle bölgenin karanlık bir tünele girdiği hususunda ittifak ettiler.

Lübnan İslami Direnişi Hizbullah, cumartesi günü ikindi vakti yaptığı açıklamada Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadet haberini duyurdu: “Yüce ve değerli Seyyid, Direniş’in Seyyidi, salih kul; büyük bir şehit, kahraman bir komutan, cesur bir bahadır, keskin görüşlü bir arif ve mümin olarak şehit peygamberlerin ve imamların izinde ilahi güzergahta Kerbela şehitlerinin nurani ve ölümsüz kervanına iltihak ederek Rabbinin yanına göçmüştür.”

Yaşanan gelişmeler ışığında Filistinli yazar ve düşünür Münir Şefik bölgenin, en belirgin yönünün savaşın ağırlığının Gazze Şeridi’nden güney Lübnan’a aktarılması olan yeni bir aşamaya girdiğini belirtti. Suikastların; savaşları bitirmediğini, kazandırmadığını, güç dengelerini etkilemediğini ve değiştirmediğini ifade eden Şefik, suikastların tehlikesinin bireysel, ahlaki ve psikolojik etkisinden kaynaklandığını söyledi. İşgalci İsrail’in Lübnanlı ve Filistinli liderlere yönelik düzenlediği suikastları alçak ve aşağılık operasyonlar olarak nitelendiren Şefik, suikastların Siyonist varlığa savaş kazandırmayacağını, aksine savaşı kazandıracak şeyin davanın adil olması ile ilişkili olduğunu ve tarihin buna şahitlik ettiğini belirtti. Şefik, işgalci İsrail’in savaşının; Gazze’de İsrail işgal ordusuna karşı durabilen ve onunla her gün savaşabilen Filistin halkı ile beraber direnişi benimseyen tüm halklara karşı olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: İsrail düzenlediği saldırılara ve suikastlara rağmen kaybediyor ve zayıf bir durumda. Konuşması esnasında birçok katılımcının salonu terk ettiği Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Netanyahu’nun nasıl göründüğünü tüm dünya fark etti… Şu anda işgalin yaptığı her şey sonrasında kınanacak ve onun için bir kayıp olacak; çünkü kimse teslim olmayacak veya beyaz bayrak kaldırmayacak… Direniş ve Filistin davası güç ve kudret bakımından hiçbir zaman bu aşamadaki kadar iyi bir durumda olmamıştı… Netanyahu kaybedecek; çünkü aptallar ve güç dengesine ve gerçeklere muhalif olanlar kazanamazlar… Siyonist varlık, Gazze ve Lübnan’daki savaşı bitiremiyor; İsrail’in savaşlara son noktayı koyma dönemi bitmiştir.

Araştırmacı ve siyasi analist Ali Matar ise Hizbullah’ın yaralarını saracağını, projesini tamamlamak için yeniden ayağa kalkacağını ve bir direniş gücü olarak kayıplar büyük, darbe ağır da olsa yoluna devam edeceğini belirtti ve şunları söyledi: Eski Genel Sekreter Seyyid Abbas el-Musavi şehit edilince yola devam etmek üzere Seyyid Hasan Nasrallah seçildi. Hizbullah, 2000 yılında Siyonist İsrail işgalini Lübnan’dan çıkarmayı başardı. 2006 yılında ise İsrail’e karşı başarılı bir savaş yürüttü… Amaç direnişin yolunu devam ettirmektir… Cenaze merasiminin ardından yeni genel sekreterin tayini gerçekleşecektir… Bu gerçekleştiğinde Seyyid Hasan Nasrallah’ın daima ilgisinin merkezinde yer alan Filistin ile alakalı Hizbullah, güçlü pozisyonlar alacaktır… Seyyid Hasan Nasrallah’ın kanına vefa, Hizbullah’ın ülküsünü tamamlama konusundaki kararlılığı anlamına geliyor ve bu da onu durdurmayı zorlaştırıyor. Oyunun kuralları önemli ölçüde değişmiş olsa da “bizi hassas ve tehlikeli aşamalara sokacak” önemli dönüşümler var. Hizbullah’ın pozisyonunun ne olacağını öğrenmek için beklemek önemli; çünkü bu sonraki adımların nasıl olacağını belirleyecek… Gazze ve Filistin’e verilen destek devam etmeli… Hizbullah desteğini çekmeyecektir… Hizbullah’ın tarihindeki düşmanla en tehlikeli yüzleşmesine tanık olabiliriz…  Hizbullah güçlü bir örgütsel yapıya sahip ve yoluna devam etmek için kendini yeniden düzenleyecek… Tarih, liderler şehit olduğunda tüm direniş hareketlerinde yürüyüşün devam ettiğini gösteriyor ki bu da yadsınamaz bir gerçektir.

İsrail konusunda uzman olan analist Ali Haydar ise Siyonist düşmanın; Hizbullah’ı boyun eğdirme, tavrını yumuşatma ve Gazze Şeridi ile irtibatını kesmeye ikna etmekle ilgili umudunu kesmesinin ardından sona doğru yürüme kararı aldığını belirterek şunları söyledi: İşgalci düşman mevcut durumun, Hizbullah’ın yeteneklerini mümkün olduğu kadar zayıflatmak, önce Lübnan’la, sonra da bölgeyle olan denklemi değiştirmeye çalışmak amacıyla saldırgan askeri seçenekler yapma fırsatını temsil ettiğini düşünüyor… Siyonist İsrail’in amacının Hasan Nasrallah’a suikast düzenlemek olduğunu kabul etmesi bile bu noktaya ulaşmaya karar verdiği anlamına geliyor… Bir anlaşmaya varma girişimi mevcut. Bu, İsraillilerin ve Amerikalıların amaçladığı hedeflere ulaşmak için askeri baskıyı kullanma girişiminden başka bir şey değil… Bu girişimin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından savaş uzun sürecek gibi görünüyor. Hizbullah süreci İsrail’in iç cephesini etkileyecek bir yıpratma savaşına dönüştürmeye çalışacaktır ki bu da Tel Aviv’in kaçınmaya çalıştığı senaryolara kapı açacaktır… Saldırıların temposu sert, çok spesifik ve sanki düşman kritik sonuçlara bir an önce ulaşmaya çalışıyormuş gibi aceleci… Düşman, Hizbullah’ın bünyesini zayıflatmaya devam edebilir; zira Hizbullah’ın, kendisini İsrail’in stratejik derinliğine ciddi bir tehdit oluşturabilecek tek güç yapan stratejik askeri yeteneklere sahip olduğunu biliyor… Eğer Hizbullah artan bir hızla düşmanın iç cephesine kan kaybettirmeye devam ederse bu İsrail için çok yorucu bir durum meydana getirecek, kamuoyunu değiştirecek bir halk baskısına neden olacak ve nihayetinde siyasiler üzerinde baskıya yol açacaktır. Bu sebeple Lübnan’a kara saldırısı düzenleme ihtimalini gündeme getirmek dahil elinden geleni yapıyor… Bir dönüm noktasıyla karşı karşıyayız ve bu muhtemelen çatışmanın gidişatına ve Hizbullah’ın yaşananlara vereceği tepkinin düzeyine yansıyacak... Bu saldırganlığın sonuçları ne olursa olsun, düşman amacına ulaşsın ya da ulaşmasın, askeri uçakların gerçekleştirdiği hava saldırıları sonucunda güney banliyösünde siviller arasında korkunç bir katliam yaşanmış ve ayrıca çok sayıda bina yıkılmıştır.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.