Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye’nin, Siyonist düşmanca Aksa Tufanı’nı planlamakla suçlanan Hamas’ın Gazze’deki lideri Yahya Sinvar’la aynı doğrultuda hareket ettiği göz önüne alındığında, İsrail’deki siyasiler ve güvenlik kadrosu, İsmail Heniye’ye düzenlenen suikastın, hareketin liderlik saflarının Yahya Sinvar ve onun ardındaki Kassam Tugayları’nın merkezinden uzakta yeniden yapılandırılmasına katkıda bulunacağına inanıyordu. Ne var ki Hamas, Yahya Sinvar’ı siyasi bürosunun başına atayarak meydan okumanın seviyesini yükseltti ve suikasta dair ilk tepkisini de ortaya koydu. İsrail’in bakış açısına göre Halid Meşal, Musa Ebu Merzuk ve diğer bazı liderler tarafından temsil edilen hareket içindeki rakip grubun Sinvar’ı onaylaması ise ayrıca bu noktada çok önemliydi.

Geçen yıllar boyunca İsmail Heniye, İsrail’in nitelemesiyle, “şahinler” ve “güvercinler” olarak tanımlanacak iki eğilimin tam ortasında kalma becerisi gösteren örnek bir liderdi. Aksa Tufanı’nın başlangıcından bu yana şehid lider İsmail Heniye; Gazze’den tamamen çekilme, nihai ateşkes, şerefli bir takas anlaşması ve Gazze’nin yeniden inşası şeklinde tezahür eden müzakere ilkeleri konusunda tutum birliğini devam ettiren en köklü ve ısrarcı isimlerden biri oldu ve bu adil taleplerden herhangi birini aşmaya yönelik hiçbir girişimi kabul etmedi.

Hamas’ın konuya vakıf bir kaynağına göre, “İsrail, Heniye’ye suikast düzenledi; çünkü onda teslim olmayı reddeden ve baskıya, tehditlere ve şantaja boyun eğmeyen başka bir Sinvar gördü.”

Bu bağlamda Hamas Hareketi, Sinvar’ı seçerek Siyonist varlığa bir dizi mesaj vermek istedi:

• Heniye suikastının motivasyonunu oluşturan Hamas Hareketi liderliğinin durumundaki değişikliğe ilişkin İsrail’in yaklaşımı boşa çıktı. El-Ahbar’a konuşan Hamas kaynaklarına göre Sinvar, oybirliğiyle yani başka seçimlere gerek kalmadan tek seferde seçildi. Bu da Siyonist işgalin daha az radikal ve daha esnek olacağına inandığı Halid Meşal ve Musa Ebu Merzuk gibi alternatiflerin, seçilmiş liderin temsil ettiği siyasi, askeri ve müzakere yöneliminde birleştiği ve bu yönelimi kabul ettiği anlamına geliyor.
• Hamas Hareketi’nde siyasi büro başkanlığı pozisyonu Siyonist varlıktaki başbakanlığa denk bir pozisyon olması münasebetiyle Hamas, Yahya Sinvar’ı seçmekle en üst düzeyde meydan okuma ve teslim olmayı ve geri çekilmeyi reddetme arzusunda olduğunu ifade ediyor. Aynı zamanda Hamas liderlerine kucak açan başkentlerin Hamas Hareketi’nin kararı üzerindeki etki marjlarını da azaltıyor. Evet, müzakere atının yularını Gazze’nin sokaklarından veya tünellerinden birinin içinden artık Yahya Sinvar tutuyor.
• Bölgesel düzeyde bakıldığında Sinvar’ın hareketin siyasi büro başkanlığına seçilmesi, savaşın büyük kazanımlarının elde edildiği bir aşamaya denk düşüyor. Öyle ki Hamas, Direniş Ekseni’nin ortasında net bir biçimde konumlanıyor.
• Sahadaki gerçeklerin bir tercümesi olan müzakere süreci açısından ise Sinvar tercihi, Kassam Tugayları’nın uzun süre savaşmaya devam edebilme kabiliyetine dair açık bir mesaj taşıyor. Yani Hamas, yeni siyasi büro başkanının görev süresine tekabül eden dört yıl boyunca savaş devam etse bile savaşabilecek güçte olduğunu söylemek istiyor.

Neticede Hamas Hareketi, suikastın stratejik etkisini kırdı. Sinvar’ın yeni konumunun pratikteki karşılığının yanı sıra seçilmesi, İsrail için başlı başına büyük bir şok oldu. Siyonist işgalin, savaşın başlamasından bu yana geçen 10 ayın ardından ödenen büyük bedellere bağlı olarak, sadece Gazze sokaklarında değil; aynı zamanda hareketin üsleri içinde de imajını yok etmeyi başardığını düşündüğü İsrail’in bir numaralı düşmanı, hareket içindeki en üst mevkiye yükseldi.

Kudüs Haber Ajansı - KHA