Savaşta Son Durum

İbrahim el-Emin tarafından al-akhbar.com adlı internet sitesinde kaleme alınan “REFAH SAVAŞI’NA İLİŞKİN TERTİBATIN AYRINTILARI… İNGİLTERE’YE GAZZE SAHİLİNE ASKER GÖNDERMEMESİ UYARISI… DİRENİŞ, SAVAŞI DURDURMAYAN VE İŞGALİ SONA ERDİRMEYEN ANLAŞMAYI REDDEDİYOR…” başlıklı yazıyı Muhammed Yaşar, siz kıymetli okuyucularımız için çevirdi. 

02 Mayıs 2024
Savaşta Son Durum

Gazze’deki direnişle müzakere dosyasında yer alan arabulucuların sorunu, Siyonist düşmanın galip geldiğini ve direnişin kendisine sunulanı kabul etmeyi ve teslim olmayı gerektiren zayıf bir konumda olduğunu öngören bir mevziden hareket etmeleri. Bu zihniyet, bir yandan Amerikalıların ve İsraillilerin ve hatta Mısırlıların ve bir dereceye kadar da Katarlıların performansına hükmediyor; her ne kadar müzakerelerin son turu, düşmanı Mısır’la işbirliği içinde Katar’ı uzak tutmaya yöneltse de.

Gazze’deki direniş güçlerinin liderliğinin siyasi aklı için pazarlık konusu olmayan temel sabiteler var. Savaşın ilk aylarında işlenen cürümler, Gazze Şeridi içindeki ve dışındaki direniş liderleri üzerinde güçlü bir baskı meydana getirmiş olsa da bugün Siyonist varlığın hedeflerine ulaşamaması ve bölgede yaşanan gelişmeler İsrail için büyük bir çıkmaza sebebiyet vermekte. Bu durum, direnişi şeklen çok esnek de olsa durumun özünde oldukça sağlam durmayı gerektiren bir kareye doğru hareket ettirmekte. Bu çizgide ve bu zihniyete uygun olarak direniş, 14 Mart’ta cevabını hazırladı ve 8 Nisan’da düşman, Mısır ve Amerikalılarla işbirliği yaparak karşı teklif sunmak üzere geri döndü. Direnişin nihai tavrı reddetmekte karşılık buldu; çünkü sunulan şeyin özü tek bir cümlede özetleniyordu: Tutsakları bize verin ve yeni bir ölüm dalgasına hazırlanın!

Uygulamada Filistinli müzakereciler, birkaç kez, o sırada müzakerelerin her iki taraf için de merkezi hedeflere ulaşmayı amaçladığını söyledi. Eğer düşman esirlerin serbest bırakılması için ateşkes istiyorsa, ABD dünya kamuoyunun baskısını azaltmak istiyorsa, Mısır kendi rolü üzerindeki etkileri azaltmak istiyorsa, Katar herkesin kabul edeceği bir formüle ulaşmak istiyorsa direniş, bugün mutlak ve neredeyse tek önceliği temsil eden ve iki cümleyle özetlenebilecek temel bir şey istiyor: Bir, savaş duracak ve işgal güçlerini geri çekecek; iki, Gazze halkına yardım operasyonu başlatılacak.

Binaenaleyh Mısırlı arabulucuların geçtiğimiz Cuma günü Hamas yönetimine ilettiği son belge, İsrail tarafının bu iki talebi karşılamaya ne kadar yakın olduğu temelinden kendine bir hareket noktası buldu. Ne var ki belgenin şartları, sözlü manevralar ve şeklî tavizleri içeriyor; ancak ne savaşın (iki aşamada bile olsa) durdurulması talebini ne de işgal güçlerinin (iki aşamada bile olsa) tamamen geri çekilmesi talebini karşılıyordu. Yeni ve önceki metinden farklı olan tek şey, serbest bırakılması planlanan Filistinli tutukluların isim ve sayılarının nasıl seçileceği konusunda düşmanın göstereceği esneklikle beraber daha fazla sayıda insanın hareket etmesine olanak sağlanması, yardım miktarındaki artış ve işgal güçlerinin aşırı kalabalık alanları tahliye etmesiyle sınırlıydı (bu arada bugün işgal güçlerinin herhangi bir yerleşim bölgesinde mevcudiyeti mevzu bahis değil). Ayrıca belgede, direnişin esirleri serbest bırakması halinde ateşkesin süresinin uzatılmasına dair tekliflerle birlikte sürdürülebilir bir ateşkes sağlamaya yönelik çabalar hakkında genel ve belirsiz ifadeler kullanılıyordu.

Böylece Siyonist düşmanın beklediği cevap vuzuha kavuştu: Direniş, herhangi bir resmî belge için açıkça belirtilmek ve başka bir biçimde yorumlanamayacak şekilde yazılı olmak üzere ateşkesin amacının; savaşı sona erdirmek, tüm işgal güçlerinin geri çekilmesi, yardım ve yeniden inşa operasyonlarına kapıyı açmak olduğunun net bir garantisini istiyordu.

Filistinli esirlerin sayısının her geçen gün arttığı ve cezaevlerinde daha uzun süre kalacakları tehdidine ise bizzat cezaevlerinden yanıt geldi. Esirler, özgürlüğü beklediklerini, ancak şu anda maslahatın, savaş bittikten sonra insanlara yardım sağlanmasını gerektirdiğini bildikleri yönündeydi. Öte yandan direniş, düşmanın Refah bölgesine büyük bir operasyon yapacağı ile tehdit ediliyor ki bu da direnişin istemediği ama güçlü bir şekilde hazırlandığı bir şey. Direniş, bahsi geçen harekâtın Siyonist düşmana Gazze Şeridi’nin geri kalanında başaramadığı şeyi sağlamayacağını, ama sivil halka karşı yeni suçlara kapı açacağını bilmekte.

Düşman Refah’ı Boşaltmaya Nasıl Hazırlanıyor?

Bu arada işgal güçleri, ABD Ordusu Merkez Komutanlığı ve Mısır istihbaratıyla koordineli olarak Refah bölgesinden “göçmenleri tahliye etme” planı üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. El-Ahbar’ın edindiği bilgiye göre, dün akşama kadar yapılan görüşmelerde şu mevzular ortaya çıktı:

  1. Gazze sınır şeridi boyunca mayın tarlalarının varlığına ve direniş tugaylarının hedef bölgeye giden tüm yollara patlayıcı tuzaklar kurduğuna dair Mısır’ın uyarısı (veriler, saldırının Sufa mevkii ve Kerem Şalom geçiş noktasından düzenleneceğini göstermekte).
  2. Mısır istihbaratı, Hamas liderliğine, göçmenlerin Sina’ya girmeleri için Kassam Tugayları’nın sınırdaki engelleri havaya uçurmak üzere olup olmadığını sordu.
  3. Mısır askeri liderliği arasında kafa karışıklığı ortaya çıktı, insanların Sina’ya geçmesini engelleyecek önlemlerin güçlendirilmesine karar verildi. Mısır, kaosun patlak vermesinden ve Mısır ordusuyla bir çatışma çıkmasından korktu. Arabulucular, Mısırlı askerlerin göçmen Filistinlilere ateş açtığı görüntülerin ortaya çıkması durumunda Kahire’nin, bu işin altından kalkamayacağını söyledi.
  4. Washington, bölgeden yaklaşık 800.000 kişi için “güvenli tahliye” operasyonu başlatılmasını ve bunların Mısır’ın inşasına yardım etmeyi kabul ettiği, güneydeki el-Mavasi’den Deyr el-Belah’a ve Han Yunus’un batısında ve merkezdeki bazı tarım arazilerine kadar uzanan bölgede yer alan kamplara taşınmalarının sağlanmasını talep etti.
  5. İşgal güçleri, her çadırda en az yirmi kişinin konaklayabileceği kırk bin çadırın sağlandığı (İsrail’in Çin’den talep ettiği ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin parasını ödediği) yeni kamplara giden rotaların belirlenmesi için bölgedeki herkesin telefonlarına broşür atılması ve sesli mesaj gönderilmesi yönünde bir plan hazırladı.
  6. Direniş, işgal güçlerinin birden fazla askeri bölgede hareketliliğini izledi; muharip güçlerin Gazze Kabuğu denilen bölgede ve özellikle de Refah eksenine komşu bölgelere doğru çeşitli yönlerden büyük bir seferberliği gerçekleşti. Bölgeye bine yakın mekanize tank ve personel taşıyıcı sevk edilirken, orta ve kuzey bölgelerden de bölgeye kuvvet aktarıldı. 

Deniz Koridoru ve Direnişten Uyarı

Washington’un, yardımların Kıbrıs’tan Gazze’ye taşınması amacıyla kurmaya karar verdiği deniz koridoru konusunda ise Amerikalı ve İngiliz yetkililer, projedeki ortaklara, el-Ahbar’ın geçtiğimiz cumartesi yayınladığı planın detaylarının sızdırılmasından duydukları memnuniyetsizliği dile getirdi. Mevzunun takibinde olan Filistinli kaynaklar, özellikle Gazze’deki ve yurt dışındaki direniş liderlerinin, dosyanın yayınlanmasının ardından Amerikalılar, İngilizler ve Birleşmiş Milletler ile temas halinde olan uluslararası kuruluşlara yardım transferini kolaylaştırma bahanesiyle Gazze topraklarında herhangi bir kuruluşun askeri varlığını reddeden bir mesaj göndermesi üzerine, aracı tarafların planı sızdıran taraf olup olmadıklarının sorulduğunun ayırdına vardılar. El-Ahbar, mesajın açıkça uluslararası kurumları şaşırtacak biçimde direniş tugaylarının, Gazze topraklarına ayak basan her askeri, düşman hedefi olarak değerlendireceğini ve işgalci güç olarak muamele göreceğini söylediğini öğrendi. Akabinde İngiliz yetkililer, Amerikan tarafına, eski askeri personeli içeren bir güvenlik şirketinin, yardımların yüzer rıhtımdan indirildikten sonra koruma görevini üstlenmesi için donatılması yönündeki ilk onaylarını “yeniden gözden geçirme” kararı aldıklarını bildirdi. İngilizler, direniş ateşine maruz kalmayacaklarına dair hiçbir garantilerinin olmadığını söyledi.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.