Refah Saldırısı, İsrail'in Dengelerini Bozuyor

Hasan Lâfî tarafından almayadeen.net adlı internet sitesinde kaleme alınan “REFAH SALDIRISI, İSRAİL ULUSAL GÜVENLİĞİNİN DENGESİNİ ETKİLİYOR” başlıklı yazıyı Muhammed Yaşar siz kıymetli okuyucularımız için çevirdi. 

30 Nisan 2024
Refah Saldırısı, İsrail'in Dengelerini Bozuyor

Sayıları 1 milyon 400 bin olan göçmenlerin şu anda Refah şehrinden Gazze’de gidebilecekleri başka bir yer olmamasına rağmen Mayıs ortasında Yahudi bayramlarının sona ermesinin ardından yapılmasına karar kılınan Refah saldırısının yaklaştığına dair İsrail menşeli açıklamalar arttı. 

Buna ek olarak Refah’ta askeri operasyonların başlamasıyla birlikte bir buçuk milyonu aşkın vatandaşın yaşam zorluğu on kat artacak ve İsrail’in hedef almasına karşın hâlâ ayakta olan ve asgari düzeyde hizmet vermeye devam eden bazı hükümet kurumlarında çok bariz bir felç yaşanacak. Ayrıca temel amacı Refah kentindeki askeri operasyona yönelik uluslararası sesleri susturmak olan tahliye süreci ve göçmenlerin barınabileceği yerlerin hazırlandığına dair İsrail propagandasıyla ambalajlı bu saldırının başlamasıyla sadece Refah’ta değil, Gazze Şeridi’nin güneyinin tamamında durum son derece zorlaşacak ve insanlar, insani yardım yapan yüzlerce hayır kurumunun hizmetlerini kaybedecek.

Burada Refah’ı işgal etmek üzere İsrail’deki tüm siyasi partiler arasında bu operasyon için tam bir anlaşmaya varıldığını belirtmek gerekir. Bu durumu bakan ve Savaş Konseyi üyesi Benny Gantz, Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptığı tarihi ziyaret sırasında açıkça ifade etti ve Savaş Bakanı Yoav Gallant da bunu Amerikalı mevkidaşlarına doğruladı.

Dolayısıyla Refah saldırısı, İsrail için kaçınılmaza yakın bir hâl aldı; ancak asıl soru hâlâ ortada: İsrail neden Refah şehrinde büyük bir kara operasyonu gerçekleştirmekte ısrar ediyor?

Refah’a saldırı meselesi savaşın gerçek hedefleriyle ilgili bir konu. Mevzu bahis hedeflerin en önemlileri, İsrail’in çıkarlarına göre Gazze Şeridi’nin tam kontrolünü sağlamak ve coğrafi, demografik ve siyasi olarak bölgenin yeniden yapılandırılması. Ayrıca Refah’a girmek demek, Refah sınır kapısını ve Salahaddin (Philadelphia) eksenini işgal etmek ve Gazze Şeridi üzerindeki Filistin egemenliğine dair her türlü gösterge kaynağını sona erdirmek anlamına geliyor.

Sonuç olarak İsrail, başta Gazze’yi yaşanmaz bir yer haline getirmek, konutlarının yapısını ve özellikle Gazze Şeridi’nin askerî açıdan saldırı bölgesi addedilen Kuzey Gazze kısmı olmak üzere nüfusunun doğasını ve mahiyetini yeniden kontrol altına almak olan gerçek ama duyurulmamış planlarını hayata geçirmeye çalışıyor.

Refah işgalini, kesin zafere giden yol ve direnişe İsrailli esirler meselesinde taviz vermesi için baskı yapma aracı olarak gören Başbakan Binyamin Netanyahu’ya gelince o da siyasi geleceği için daha önemli olan partizan seçim hedeflerini saklıyor. Güçlü bir milliyetçi siyonist kahraman olarak görünmek istiyor. Refah operasyonuna karşı Amerika’nın muhalefetine, Mısır’ın uyarılarına ve bu operasyona yönelik uluslararası kınamalara rağmen -sağcı seçmen blokunun faşizmiyle oynaşması olarak okunabilecek biçimde- dünyaya karşı durabilen sağlam bir lider olarak planlarını uygulamaya devam ediyor.

İsrail “ordusu” ise askeri müessesenin bakış açısına uygun olarak dikkatini her şeyden önce ve ulusal güvenlikle ilgili olmadığı müddetçe siyasi hesaplardan uzak İsrail ulusal güvenliğini korumaya odaklamış durumda.

Burada Refah saldırısı, “ordunun” güvenlik ve askeri öncelikleri ile Netanyahu’nun öncelikleri arasında tebarüz ediyor. Askeri yapı, İsrail’in iç bütünlüğünün ve Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerin korunması konularına ek olarak Hizbullah’ın kuzeyde yürüttüğü yıpratma savaşını ve bu savaşın nicelik, nitelik ve cesaretinin artmasını en önemli tehdit olarak görüyor. Yine askeri yapı, bu üç dosyanın, bölgedeki savaş sonrasına dair Amerika’nın düşünceleriyle ve Suudi Arabistan-İsrail normalleşme planlarının başarısıyla bağlantılı olduğuna inanıyor.

Dolayısıyla Refah’a girme hususunda ordunun hevesi, bu operasyon konusunda siyasi gündemle bağlantılı askeri bir bakış açısına nispetle objektif bir askeri bakış açısı bakımından çok daha az. Zira Refah işgalinin nihayete ermesi, ordunun Gazze Şeridi’ndeki merkezi ve temel muharebe misyonlarını tamamlamasını sağlayacak ve ABD seçimlerinden uygun bir vakit öncesinde Netanyahu ile hükümetini, “ertesi günün” kazanımlarıyla karşı karşıya bırakacak. Böylece Netanyahu siyasi olarak köşeye sıkışacak. Ya üç dosyayı siyasi olarak yönetemeyecek ve bunun sorumluluğunu tek başına üstlenecek ya da Amerika’nın planlarıyla uyumlu hareket edecek ki askeri müessesenin istediği de bu.

Neticede Refah operasyonu ile savaş bitmeyecek. Savaşın ertesi günü sorusuna cevap verilmeden savaşın bitmesi ne İsrail’in ne de liderlerinin çıkarına olacak. Şu ana kadar İsrailli liderler savaş sonrasında Gazze’yi İsrail’in isteği doğrultusunda yönetebilecek bir alternatif bulmayı başaramadı. Bu da Refah operasyonunun, “İsrail”i iki şeyden birine sürüklemesine neden olacak: Bunlardan ilki, İsrail muhayyilesine göre Hamas tehdidinden daha tehlikeli olabilecek güvenlik tehditlerinin ortaya çıkması için verimli bir ortam olarak görülen kaostur ki “İsrail” böylesi bir durumla yani kendisini yıllarca bataklığa saplayacak tehditlerle başa çıkmak adına tek bir bahane başlığı bulamayacak. Diğeri ise Gazze’nin tamamen işgal edilmesi ki bunu nüfusun ve geçim kaynaklarının yönetimi takip edecek. Binaenaleyh her iki konu da İsrail’in ulusal güvenliğinin orta ve uzun vadeli çıkarlarına zarar verecek.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.