ABD ve İsrail Arasında Yanlış Anlama Derinleşiyor

al-akhbar.com adlı internet sitesinde yayımlanan “REFAH SALDIRISINA DAİR AMERİKA’NIN ALTERNATİFİ… WASHINGTON VE TEL AVİV ARASINDAKİ “YANLIŞ ANLAMA” DERİNLEŞİYOR” başlıklı yazıyı Muhammed Yaşar siz kıymetli okuyucularımız için çevirdi. 

27 Mart 2024
ABD ve İsrail Arasında Yanlış Anlama Derinleşiyor

İsrail sanki savaşta mağlup olmuş gibi fena şekilde öfkelendi. Batı’nın ve Doğu’nun şımarık çocuğu, ateşkes talep eden bir karar taslağının, Tel Aviv’in cebinde farz ettiği Amerika’nın “veto”suna kavuşamamasına dayanamadı; tıpkı aylar önce Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’den net tedbirler talep eden, hatta İsrail’i “soykırım yapmakla” bile suçlamayan kararı verildiğinde olduğu gibi… İşgalci İsrail, kendini uluslararası suçlamaların ortasında buldu. Bu tür bir durumdan münezzeh/uzak olduğunu düşünüyordu. Muhakeme edilmesi ve hesaba çekilmesi bir yana; kim onu böyle bir duruma sokabilirdi? Böylesi bir güven ancak Amerika’nın, Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi’ndeki mevcudiyetine ve Siyonist varlığa her zaman koruma ve emniyet sağlayan Washington’un “veto” sopasına dayanılarak elde edilebilirdi.

ABD’nin oylamada çekimser kalması ve diğer 14 üyenin onayını alabilmek adına iki meseleyi birbirine bağlamadan Ramazan ayı boyunca derhal ateşkes yapılması ve “tüm rehinelerin” serbest bırakılması çağrısında bulunan Mozambik’in karar taslağının yayınlanmasının ardından, mevzuyu Amerika’nın desteği noktasında bir geri adım olarak değerlendiren İsrail Başbakan’ı Binyamin Netanyahu, buna bir tepki olarak çıktı ve Refah’ta yapılması planlanan askeri operasyon ve alternatifler konusunda Amerikalılarla görüşmek üzere Washington’a gidecek olan İsrail’in siyasi ve güvenlik heyetini göndermeyeceğini açıkladı. Netanyahu sanki savaşın tüm başarısızlıklarının, politikasının muzdarip olduğu boşlukların, müzakerelerdeki daimî tökezlemenin ve İsrailli esirlerin özgürlüğe kavuşamamasının sorumluluğunu üzerine yıkacağı şeyi bulmuş gibiydi.

Vakıa, Siyonist düşmanın başbakanı, Amerika’nın geri çekilmesinin aynı zamanda savaşla ilgili çabalarını ve tutsakları serbest bırakma gayretini de etkilediğini; çünkü Hamas’a uluslararası baskının, esirleri serbest bırakmadan ateşkes elde etmesine izin vereceği umudunu sunduğunu hissetti. Kanal 13, Netanyah’ya yakın siyasi bir kaynaktan, “Hamas’ın Güvenlik Konseyi kararını memnuniyetle karşılaması her şeyi açıklıyor.” sözlerini aktardı. Öte yandan Amerikan ve İsrail basınında çıkan haberlerde, Beyaz Saray’ın Netanyahu’ya öfkeli olduğu belirtilirken üst düzey Amerikalı yetkililer, “Netanyahu’nun ofisinin iddialarının aksine, Birleşmiş Milletler’deki karar ile rehine müzakerelerindeki kriz arasında hiçbir ilişki yok” dedi. Bu yetkililer ayrıca İsrail’in, Washington’un vetosunu kullanmaması ile müzakerelerdeki durgunluk arasında bağlantı kurmasının Beyaz Saray’ı kızdırdığına dikkat çektiler ve “rehinelere ve ailelerine dönük haksız bir davranış” olarak gördükleri İsrail’in iddialarını da reddettiklerini ifade ettiler. Aynı bağlamda ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Hamas’ın verdiği karşılık, Birleşmiş Milletler’deki oylamadan sonra değil, öncesinde geldi.” açıklamasını yaptı. Hamas Hareketi, önceki gün İsrail’in Doha görüşmelerinde yer alan önerilerini, siyonist düşmanın direnişin temel taleplerini reddetmesi nedeniyle reddettiğini arabuluculara bildirdiğini açıklayarak Netanyahu ve hükümetini kasıtlı olarak bu müzakereleri engellemekten sorumlu tuttu. 

Blinken, bölgeye yaptığı son ziyarette Sisi ile “Philadelphia Ekseni” ile alakalı bir “güvenlik planını” görüştü

Aynı bağlamda Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İsrail heyetinin Doha’dan dönüşüne ilişkin şu yorumu yaptı: “Müzakerelerin bir parçası olarak iki taraf arasında teknik görüşmeler devam ediyor ve bu müzakereler için belirli bir zaman çerçevesi yok. Ortaklarımızla arabuluculuk çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

İsrail heyeti başkanlarının Tel Aviv’e dönmesine rağmen Haaretz gazetesi, takas anlaşmasının çökmediğini ve kısmi bir İsrail heyetinin rehinelerin serbest bırakılması konusunda görüşmelerde bulunmak üzere hâlâ Katar’da olduğunu bildirdi. Konuyla ilgili kaynaklardan alıntı yapan “Kan” kanalı ABD, Katar ve Mısır’ın bir esir değişim anlaşması için yeni teklifler üzerinde çalıştığını ortaya koyarken, Axios ise İsrailli bir yetkilinin şu sözlerini aktardı: “İsrail’in Gazze’deki operasyonları ve arabulucular tarafından uygulanan diplomatik baskı, özellikle sivillerin kuzey Gazze’ye tam olarak geri dönmesine izin verilmesi konusunda Hamas’ın tavrını değiştirmedi.” Yetkili ayrıca Netanyahu ve arabulucuların hareketin konumunu değerlendirirken hata yaptığını belirtti.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da buna paralel olarak Washington ziyaretine devam etti ve burada dün onu “Gazze’ye yardım erişimini destekleme ve sivillerin korunmasına öncelik verme” hususunda teşvik eden ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile görüştü. Medyanın Pentagon’daki bir kaynaktan aktardığına göre Austin’in sunduğu fikirler ve alternatifler İsrail heyeti tarafından dikkatlice dinlendi. Kaynağa göre Austin’in önerdiği alternatifler, Mısır ile Gazze arasındaki sınırın güvenliğinin sağlanması ve hassas bir şekilde Hamas liderlerinin hedef alınmasıyla ilgili. Bu bağlamda el-Akhbar, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in bölgeye yaptığı son ziyaret sırasında Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah es-Sisi ile Mısır ve Gazze Şeridi arasında yer alan Refah’taki sınır bölgesi ilgili bir güvenlik planı ya da başka bir ifadeyle Philadelphia ekseni olarak bilinen şey hakkında görüştüğünü öğrendi.

Verilen bilgiye göre plan, Gazze Şeridi’ndeki Filistinli grupların yararına Mısır’dan silah kaçakçılığının önlenmesini sağlamak amacıyla buldozerle yıkım, bariyer inşa etme, hendek kazma ve benzeri bir dizi tedbir ve mühendislik çalışmasına dayanıyor. Ayrıca Blinken’in Tel Aviv’de İsrailli yetkililerle planı kısaca görüştüğü ve bugün Washington’da olması gereken İsrail heyetiyle konuyu ayrıntılı ele alacağı ortaya çıktı. Ne var ki Netanyahu’nun iptal kararından sonra bir görüşme olmadı. Edinilen bilgiye göre Birleşik Arap Emirlikleri, uygulamanın doğrudan Amerikan gözetimi altında gerçekleştirilmesi şartıyla iddia edilen Amerikan planının finanse edilmesine ilk onayı verdi. Amerika’nın, Refah’taki büyük bir askeri operasyona alternatif olarak dillendirdiği vizyon, sınır planını İsrail ordusunun terörle mücadele ekseninde hızlı, seri, sınırlı ve odaklanmış operasyonlarla uygulanmasını gerektiriyor.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.