San’a’nın hipersonik füzelere sahip olduğu yönündeki raporlar Washington’u endişelendiriyor

Washington, Kızıldeniz’deki zor durumuna ve Yemen’e yönelik hava saldırısı girişimine çözüm aramaktan asla geri durmuyor. Ancak görünen o ki Amerika’nın manevraları, stratejide büyük bir değişiklik yapmadan ya da şu anda yürürlükte olanın dışında bir plan üzerinde çalışmadan belirlenen sınırın altında kalıyor. Askeri liderlerin, gerilimi artırma yönünde bir yetkileri yok; askeri koşulları ve malzemeleri iyileştirmeye ve savaşı mevcut seviyede sürdürmek için yeterli lojistik destek sağlamaya odaklanıyorlar. Washington, Körfez ve Batılı müttefikleri de dahil olmak üzere kendi adına savaşacak vekilleri öne itme konusunda başarısız olduktan sonra en fakir Arap ülkelerinden biriyle doğrudan karşı karşıya gelerek itibarını kaybettiği için hem utanmış hem de zorlanmış hissediyor. Ayrıca, Yemen’in askeri operasyonlarının Hint Okyanusu’na doğru korkusuzca ve tereddütsüz bir şekilde yayılması, Amerika’nın karar mekanizmalarında endişelere yol açmış gibi görünüyor. ABD açısından işleri daha da karmaşık hale getiren ise, Yemen’in tehdit ve baskılara aldırış etmeden İsrail, Amerikan ve İngiliz gemilerini hedef alma planlarını uygulamaya devam etmesi.

Tüm bunlar son günlerde Yemen’in füze yeteneklerine ilişkin raporların yayınlanmasına denk düştü. Rus RIA Novosti ajansının San’a’da hipersonik füze bulunduğunu ortaya çıkarmasının ardından Amerikan haber ajansı Associated Press, önceki gün Yemen güçlerinin hipersonik füze fırlattığı haberini yayınladı ve bunun, bölgedeki Amerikan savaş gemilerine daha ciddi bir tehdit oluşturacağını değerlendirerek gelişmeyi Yemen’in İsrail’e uyguladığı baskılar çerçevesine yerleştirdi. Amerikan New York Times gazetesi ise Pentagon yetkililerinin San’a güçlerinin yeni bir “orta menzilli” füzeyi denediğini ve etkisinin çok güçlü olduğunu doğruladığını aktardı. Al-Jazeera ise Amerikalı politikacıların kamuoyunda paniğe yol açmamak için tahminlerini gizlice yaymaya gayret ettiklerine dikkat çekerek, Beyaz Saray’daki yetkililerin Ensarullah hareketinden gelen tehlikeyi sezdiklerini vurguladı ve özellikle de Ensarullah’ın tereddüt etmeden doğrudan Amerikan güçlerini hedef alma kararıyla birlikte Amerikan kuvvetlerinin artık daha şiddetli operasyonları hesaba kattığını da sözlerine ekledi.

ABD ordusu, özellikle sınırlı sayıdaki İHA ve diğer gözetleme araçları olmak üzere bazı ekipmanlarda eksiklik sıkıntısıyla karşı karşıya

Ufukta bir çıkış görünmediği, çözümlerin zorlu olduğu ve Yemen’le kapsamlı bir savaşa girmenin imkânsız olduğu göz önüne alındığında, zikredilecek gerçekler ışığında ABD’nin mevcut planları devreye sokmak, yeniden canlandırmak, korumak ve çalışma düzeneklerini devam etmeye zorlamaktan başka seçeneği yok. Bu gerçekler şöyle:

1. Washington’ın, Yemen’e ait insansız hava araçları ve füzeleriyle karşı karşıya kalan Amerikan hava savunmasının yüksek maliyeti hakkındaki tekrarlanan söyleminin ardından son günlerde ABD Donanması’nın Kızıldeniz, Umman Denizi ve Babu’l-Mendeb’de konuşlandırılan savunma füzesi stoğunun tükenmeye başladığı ortaya çıktı. Bu ayın başında Savunma Bakanlığı yetkilileri, Pentagon’un bütçe talebinin bir parçası olarak Yemen’den gelen deniz saldırılarına karşı harcanan büyük kaynakla nasıl başa çıktıklarına dair ayrıntılar verdi. Bu bağlamda askeri konularda uzmanlaşan The War Zone internet sitesi, ABD Donanması’nın, Kızıldeniz’de fırlattığı füze ve diğer mühimmat stoğunun yenilenmesine yardımcı olmak için ek fon elde etmeyi umduğunu ifade etti.
2. İran’dan Yemen’e silah kaçırıldığı nağmesine yeniden dönüş… Bu, Washington’un Yemen’e yönelik saldırı süresince özellikle tekrarladığı bir iddia. Amerikalı yetkililere göre Joe Biden yönetimi, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde çok sayıda Amerikan ticaret gemisini ve savaş gemisini hedef aldığını iddia ettikleri Yemen’e kaçırılan İran silahlarını izleme ve durdurma çabalarını güçlendirmeye yöneldi. Konuyla ilgili Amerikalı yetkililer, Washington Post’a, deniz yollarına yönelik saldırıların ölümcül hale gelmesinin ardından ABD’nin, İran’ın kullandığı yerlerin ve koridorların haritasını çizmeye ve Yemen’e giden silahları engellemeye çalıştığını söyledi. Amerikalı yetkililer, Yemen’in kazanımlarından elde ettiği birikimi, gelecek için büyük bir güvenlik sorunu olarak görmeye başladı. İsimlerini vermeden bazı ülkelerin kendileriyle iş birliği yaptığını ima eden askeri yetkililer, ellerindeki imkanların görevi gerçekleştirmek için yetersiz olduğu ve görevin uygulanmasının, Amerikan istihbarat teşkilatları ve ortak ülkelerle büyük iş birliği gerektirdiği değerlendirmesinde bulundu.
3. ABD ordusu, özellikle sınırlı sayıdaki iha ve diğer gözetleme araçları olmak üzere bazı ekipmanlarda eksiklik sıkıntısıyla karşı karşıya. ABD Merkez Komutanlığı komutanı sıfatıyla ABD’nin Orta Doğu’daki tüm askeri faaliyetlerini denetleyen Orgeneral Michael Corella, “bir süreliğine” Afganistan üzerindeki gözetleme yeteneklerini Kızıldeniz’e odaklanacak biçimde yönlendirdiğini belirttiğinde bu ay, konuyu Senato Silahlı Hizmetler Komitesi önünde açıkladı. Amerikalı yetkililer, Kızıl Deniz ve Umman Denizi’nde silah kaçakçılığına karşı gerçekleştirilen mücadeleyi en tehlikeli ve öngörülemez askeri misyonlar arasında tanımlıyor. ABD kuvvetlerinin helikopterlerden kaçakçılık şüphesi olan gemiye “hızla inmesi” veya dalış sonrasında küçük, yüksek hızlı botlara çıkması esnasında beklenmedik gelişmelerin ortaya çıkması gibi durumlar mevzu bahis. Yine yetkililer, “sorunun, çalışmanın geniş bir coğrafyada yapılıyor olması ve bunu yapmak için yeterli kaynağın olmaması” ile ilgili olduğunun altını çiziyor.

Kudüs Haber Ajansı - KHA