Binyamin Netanyahu ve terör hükümetinin uzlaşmazlığı nedeniyle ufukta kapsamlı bir çözüme ulaşılacağına dair bir işaret görünmezken, İsrail’in müzakere dosyasında devam eden engelleme girişimi nedeniyle Gazze Şeridi’nde durum daha da tehlikeli hale geliyor. En önemlileri kalıcı ateşkes ve ahalinin bölgelerine geri dönüşü olarak ortaya çıkan Filistinli direniş gruplarının talepleri, zorunlu olarak işgal güçlerinin tamamen geri çekilmesini gerektiriyor ki bu durumda Siyonist yıkım makinesinin tüm Gazze Şeridi boyunca neden olduğu neredeyse her yeri kapsayan harabelik üzerinde de olsa Filistinlilerin normal hayatlarına kademeli olarak geri dönmeleri için bir fırsat ortaya çıkacak.
Hamas halka karşı
Siyonist uzlaşmazlığın desteklenmesinde doğrudan payı olan Washington, Netanyahu ve bazı Araplarla koordineli olarak yüzen bir liman olduğu söylenen şeyi inşa edip insani destek biçimini alan yeni bir abluka uygulamaya çalışıyor. Bu önerinin arkasında kötü amaçlar gizlenirken, öncelikle Filistin direnişinin sahada kazandığı zaferin boşa çıkarılması, Gazze Şeridi halkının yaşadığı insani acılardan faydalanılarak Hamas ile halkın karşı karşıya geleceği bir denklemin kurulması ve sorunun, Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkının aç kalmasına katkıda bulunan ve olayların karmaşık bir hal almasına sebebiyet verenin Hamas olduğu şeklinde gösterilmesi hedefleniyor. İkinci olarak Washington, habis Joe Biden’ın konuşmasında duyurduğu, sözde limanın inşasına yönelik teklifiyle “insanilik” başlığı altında bir dizi hedefe ulaşmaya çalışıyor. Bunların en önemlileri şunlar:
İkiyüzlü bir propaganda
1- İsrail’in Filistinlilere karşı devam eden suçlarından dikkatleri başka yöne çekmek ve Washington’un dünyaya yayılan katliamların desteklenmesindeki doğrudan rolüne karşı çıkan protesto dalgalarının ardından İsrail’i siyasi olarak perdeleme ve aynı zamanda onu kesintisiz olarak ölüm ve imha silahları ile destekleyerek Amerikan yönetiminin çirkin imajını güzelleştirmek için bir toz bulutu meydana getirmek.
2- Savaşın devamının nedeni olarak Filistin direnişini gösteren olağan siyonist ikiyüzlülükle birlikte savaşın devamını reddeden ve Filistinlilerin acılarının sona ermesi yönündeki bir mesajın reklamını yapan üstünde çalışılmış bir propaganda yoluyla açlık durumunu, genel olarak uluslararası kamuoyu, özel olarak ise Filistinliler üzerinde baskı oluşturmak için istismar etmek.
3- Bin Amerikan askerini konuşlandırarak Kıbrıs sahilinden Gazze sahiline kadar deniz sahasında konuşlanma hattına doğrudan dahil olmak. Washington, böylesi bir köprü inşa etme konusundaki uzmanlığı ve deniz yoluyla yardım transferlerini güvence altına alma kabiliyeti bahanesiyle ve bu köprüden gelecek sevkiyatların, siyonist düşmanın talep ettiği bir güvenlik garantisi olarak Amerikalı ve Kıbrıslı yetkililer tarafından denetime tabi tutulacağına dikkat çekerek bu işe soyunacak.
Tehlikeli hedefler
Yukarda zikri geçen, olayın duyurulan bölümü. Gizli içeriğe gelince, Filistin halkının siyonistlerin aç bırakma politikası neticesinde gelişen yangınını, Washington’un terör planını yürüteceği bir aydınlatma aracı olarak kullanacağı tehlikeli hedeflerinin varlığına işaret eden birçok gösterge var. Bunlardan en fazla öne çıkanlar şunlar:
1- Pentagon, ateşkesten bahsetmeden liman ve iskelenin inşa sürecinin 60 gün süreceğini duyurdu. Bu da Amerika’nın, Gazze Şeridi’nde savaş ve kuşatmanın devam ettiği yönünde açık bir beyanı anlamına geliyor.
2- Yardım taşımak için bir deniz köprüsü inşa edilmesi, Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı’nın veya Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’nın kullanılması ihtimalini ortadan kaldırıyor. Bu da kuşatma ve aç bırakma politikasının yoğunlaşması anlamına geliyor; özellikle de Washington’un, İsrail’i kuşatmayı kaldırmaya ve yardım geçişini kolaylaştırmak için saldırıları durdurmaya ya da saldırıları dondurmaya zorlayabileceği gibi bu iki sınır kapısını da açmaya zorlayabileceği göz önünde tutulduğunda.
3- Netanyahu’nun dilinde karşılık bulan Refah bölgesinde bir “askeri operasyon” başlatma ve Hamas’ın ortadan kaldırılması harekâtının nihayetine ulaştırılması bağlamındaki tehditler ile yakalanan askerlerin kurtarılması yönünde devam eden vaatler gölgesinde Amerika’nın kötü niyetli hamlesini nereye konulacak? Yoksa denizden gelen yardım sadece işgal güçlerinin çekildiği ikinci bölgelerdeki Filistinlilere mi yönelik?
Enerji kaynakları asıl amaç
Yukarıdakilere ek olarak gözlemciler, Filistin halkına yalnızca çok az bir kısmı ulaşan ve açlığı gidermeye ya da sıkıntıyı engellemeye yetmeyen tiyatro mahiyetindeki hava indirmesi biçiminde ortaya çıkan yardım üzerinde duruyor. Yaşananların bir yardım girişiminden ziyade orduların savaş birimlerine ekipman, yiyecek ve tıbbi malzeme sağlamak için savaşlarda kullandıkları askeri sevkiyatların bırakılmasına yönelik bir “provaya” benzediği ifade ediliyor. Gözlemciler, gerçek “provanın” deniz köprüsüne ilişkin yaşananlarda karşılık bulduğuna ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Filistin’e ve Yemen’e yönelik saldırılarını destekleyen birincil ortağı İngiltere tarafından büyük bir coşkuyla karşılanan Rusya’nın Avrupa’ya enerji tedarikinin kesilmesi nedeniyle Aksa Tufanı akabinde ertelenen ekonomi-ticaret koridoru projesinin güvence altına alınmasıyla bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor. Yine gözlemciler bu meselenin, denizden işgal altındaki topraklara ve aksi istikamette kara yoluyla ulaşım sürecini hızlandıran özellikleriyle İsrail’in, Gazze’nin kuzeyini Gazze Şeridi’nin geri kalanından ayıran yolun inşaatına yeniden başlamasıyla bağlantılı olduğunu vurguluyor ki bu durum, Gazze halkına yönelik deniz yoluyla insani yardım hattından daha büyük bir planın varlığına işaret ediyor.
Kuşatma ve tehcir aracı
Saldırıların, yerleşimcilerin işgal altındaki kuzey Filistin’e dönüşüne hazırlık ve Hizbullah’ı sınırdan çekilmeye zorlamak maksadıyla Lübnan’a yönelik saldırıların kapsamını genişletmesi veya kuzey cephesinde “savaş günlerine” devam edilmesi ihtimaline bakılmaksızın Netanyahu’nun Gazze’de herhangi bir çözüm veya ateşkes anlaşmasını engellemesi ve Refah şehrine dönük saldırı başlatma kararına devam ettiğini açıkça beyan etmesiyle gözlemciler, mezkur koridorun, İsrail’in Gazze Şeridi’ni boşaltmayı amaçlayan eski ve yenilenen hedefleriyle bağlantılı boyutunu konuyla ilgili görüşlerine ekliyor ve Netanyahu’nun aptalca tehditlerini yerine getirmesi halinde bu limanın, Filistinlileri “yardım gemileri” aracılığıyla Gazze Şeridi’nden çıkaracağını ve onları yeni göçmenler olarak Arap veya Arap olmayan ülkelere göndereceği bir köprü olacağını göz ardı etmiyorlar. Durum, Refah Sınır Kapısı’nı kapatmakta ısrar eden ve Filistinlilerin kendi topraklarına geçmesine izin vermeyen Mısır’ı utandırmayacak ve böylece liman, Gazze Şeridi için yeni bir kuşatma aracına dönüşecek.
Hayat damarlarına baskı uygulayıp sıkmak yoluyla Filistin halkını haddelemek ve boyunduruk altına almak adına açlık teline vurmak alçakçadır ve Siyonist düşmanın sivillere karşı iğrenç katliamlar yaptığını bugüne kadar kabul etmeyen tek gözlü Amerikan yönetiminin politikalarından çok da uzak değildir. Ancak aynı zamanda bu, Washington ve Tel Aviv’in Filistin direnişini hedeflerine ulaşmaktan caydıracak herhangi bir başarıya ulaşamadığının da kanıtıdır ve yine aynı zamanda onların kararlı Filistin iradesini vurmak ve zayıflatmak için her türlü yolu tükettiklerini de yansıtır.
Kudüs Haber Ajansı - KHA