Amerikalılar, Filistin direnişiyle İsrail arasında bir esir takası anlaşması ve geçici bir ateşkes sağlanması yönünde ilerleme kaydedilmesi için mümkün olan maksimum baskıyı uyguladıklarının durmadan reklamını yapıyor ve ayrıca mutabakata vardıkları üzere Kahire’de devam eden müzakerelere ilişkin olumlu bir atmosferin yayılması için çalışıyor. Çeşitli Amerikalı yetkililer de kamuoyu önünde bu iyimser havayı ön plana çıkarıyor.
Al-Akhbar’ın elde ettiği bilgilere göre ve Gazze’deki savaşın gelişmelerinin Güney Lübnan cephesinde Siyonist düşmanla yapılan savaşa yansımalarıyla bağlantılı olarak kulislerde, ABD’nin kıdemli elçisi Amos Hochstein Lübnan’da yaptığı görüşmelerde müzakerelerin ufkunda belirmeye başlayan olumsuz göstergelere rağmen “Gazze’de ateşkes ihtimalinin çok yüksek” olduğunu vurguladı ve buna dayanarak çatışmalardaki tırmanışı azaltmak ve ortamı sakinleştirmek adına Lübnan ile İsrail arasında paralel bir müzakere sürecinin başlatılmasını önerdi. Ne var ki Kahire’de işler Amerika’nın istekleri doğrultusunda yürümüyor gibi görünüyor. Filistin direnişi, en önemlileri, göçmenlerin koşulsuz olarak Kuzey Gazze’ye geri dönmesi ve anlaşmanın aşamalarının savaşın tamamen ve kapsamlı bir şekilde durdurulmasıyla sonuçlanması gibi çeşitli önemli konulardaki tavrını koruyor. Aynı şekilde düşman da tekliflerinin ve seçeneklerinin zaten sunulduğunu düşünerek, çocuklar ve yaşlılar dışındaki erkeklerin Gazze Şeridi'nin kuzeyine dönmesini, savaşın sona erdirilmesi taahhüdünde bulunmayı reddediyor ve Amerikalılar topun Hamas’ta olduğunu öne sürerek ona bu pozisyonda yardımcı oluyor. Buna karşılık dün yaptığı açıklamada Hamas, Filistin halkına yönelik saldırganlığın kapsamlı bir şekilde durdurulmasını gerektiren bir anlaşmaya varmak amacıyla gerekli esnekliği gösterdiğinin, ancak işgalin hâlâ bu anlaşmanın gereklerinden özellikle de kalıcı ateşkesten, göçmenlerin geri dönüşünden, Gazze Şeridi’nden çekilme ve halkın ihtiyaçlarının karşılanmasından kaçtığının altını çizdi. Hamas aynı zamanda halkın taleplerini ve çıkarlarını karşılayacak bir anlaşmaya varmak için arabulucular vasıtasıyla müzakerelere devam edeceğini de teyit etti. Ancak buna rağmen İsrail kanalı Kan, İsrail’deki kaynaklardan ABD’nin takas anlaşmasına ilişkin müzakerelerde önümüzdeki günlerde anlaşmaya varılması için arabuluculara büyük baskı uyguladığını aktardı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise Washington’un, Gazze’de ateşkes için yapılan görüşmelerin başarılı bir şekilde sona erdirilmesi adına baskı yaptığını ve bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğuna inandığını doğruladı. Bu bağlamda müzakerelerin gidişatına vakıf kaynaklar, tarafların, müzakereler için nihai tarih olarak önümüzdeki Cumartesi akşamına kadar uzatılan bir süreden söz ettiğini belirtti.
Bunlara paralel ve ilgili tarafların yan çabaları bağlamında şu anda çok muhtemel görünen Hamas ile bir anlaşmaya varılamaması durumuyla alakalı Siyonist düşman hükümetinin bölge koordinatörü Gassan Alyan, kısa bir süre önce Birleşik Arap Emirlikler’ine yaptığı ziyaretin ardından Mısır’ı ziyaret etti. İlgili kaynaklar Al-Akhbar’a, Alyan’ın, ateşkes sağlanmaması halinde faaliyete girecek Gazze Şeridi’ne yardım getirme programını incelediğini ve yardımın Kıbrıs üzerinden Gazze kıyılarına gönderilmesi süreci için Birleşik Arap Emirliği, Katar, Kuveyt ve Amerika finansman programını görüştüğünü söyledi. Yine kaynaklara göre Alyan, İsrail’in, Refah geçiş noktasında bulunan tırları Kerem Ebu Salim geçiş noktasına nakletmesi, daha sonra da batı yolu (er-Raşid Caddesi) üzerinden transferi ve göçmenler için yeni kamplara dağıtılması zemininde Mısır’ın, sahil bölgelerinde kamp kurma sürecine ve Ramazan ayı boyunca yüzbinlerce kişinin buralara taşınmasına öncülük ederken Refah bölgesindeki göçmenler dosyasının nasıl ele alınacağını görüştü.
Bu bilgileri, Associated Press’in İsrailli yetkililerden naklen bildirdiği şu haber destekliyor: “Hükümet, yardımın İsrail’den kuzey Gazze’ye doğrudan taşınmasına izin vermeye başlayacak ve ayrıca Cuma günü 20 ila 30 kamyonun kuzey Gazze’ye girmesine müsaade edecek.” Ayrıca yetkililer, “İsrail, Kıbrıs’tan bir deniz yolunun oluşturulması konusunda da iş birliği yapacak ve Pazar günü yardımların Gazze’ye naklinden önce Kıbrıs’ta güvenlik denetimleri yapmaya başlayacak.” diye ekleyip yardımların deniz yoluyla taşınmasının, Gazze’ye dönük deniz yolunun fizibilitesini test etmeyi amaçlayan bir projenin parçası olacağına da dikkat çektiler. Yine bu bağlamda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’nin Gazze Şeridi’ne yönelik bir insani deniz koridoru kurma çabaları kapsamında bu hafta Kıbrıs’a yöneliyor. Von der Leyen konuyla ilgili şunları söyledi: “Çabalarımız Filistinlilere yardım sağlama yeteneğimizi garanti altına almaya odaklanıyor ve hepimiz bu koridorun çok yakında açılacağını umuyoruz.”
Ayrı bir bağlamda, İsrail “Savaş Konseyi” üyesi Benny Gantz, ABD’ye yaptığı tartışmalı ziyareti sonlandırdıktan sonra dün Londra’ya geldi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun talimatı doğrultusunda oradaki büyükelçiliğin ziyareti boykotu gölgesinde burada bir grup üst düzey toplantı gerçekleştirdi. Gantz, İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron ile görüştü. Cameron, toplantının sonunda Gazze’deki işgalci güç olarak İsrail’in “vatandaşlara yardım sağlanması konusunda yasal bir sorumluluğa sahip olduğunu” vurguladı ve “bu sorumluluğun bazı sonuçları olacağına” işaret etti. Şaşırtıcı bir şekilde, Gantz ile İngiliz Ulusal Güvenlik Danışmanı arasındaki toplantıya İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da katıldı ve Gantz’a, “Kamuoyunun ve Parlamentonun üzerimizde çok büyük baskısı var.” dedi. Walla muhabiri Barak Ravid’e göre, Netanyahu’nun tüm öfke nöbetlerine, Gantz’la iş yapılmaması yönündeki açıklamalarına ve talimatlarına rağmen İngiltere Başbakanı’nın Gantz’la görüşmesi Netanyahu için önemli bir mesaj oldu!
Kudüs Haber Ajansı - KHA