Yemenliler Gazze İçin Koalisyonu Terk Ediyor

Muhammed Mukeybel tarafından thecradle.co adlı internet sitesinde kaleme alınan “YEMENLİLER GAZZE İÇİN BAE-SUUDİ KOALİSYONUNU TERK EDİYOR” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

06 Şubat 2024
Yemenliler Gazze İçin Koalisyonu Terk Ediyor

Yemen direniş hareketi Ensarullah'ın Kızıldeniz'deki askeri operasyonları, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının jeopolitik hesaplarını sarsarken, ülkenin iç siyasi ve askeri dinamikleri üzerinde de geniş kapsamlı sonuçlar doğurdu.

Ensarullah liderliğindeki San’a hükümeti, İsrail gemilerinin stratejik Bab el-Mendeb Boğazı'ndan geçmesini başarılı bir şekilde engelleyerek, Filistin halkını savunmak için güçlü bir direniş sembolü olarak ortaya çıktı. San’a'nın tutumu, Yemenlileri dehşete düşürecek şekilde, ABD ve Britanya güçlerinin 12 Ocak'taki saldırılarını memnuniyetle karşılayan Aden'deki Suudi ve BAE destekli hükümetin tutumuyla taban tabana zıttır.

ABD-İngiltere hava saldırıları, Yemenlileri oldukça rahatsız etti ve kendi içlerinde ciddi firelere yol açtı. Birdenbire San’a, daha önce BAE ve Suudi Arabistan ile aynı çizgide olan ve şimdi Ensarullah'a bağlılıklarını açıkça ilan eden bir dizi Yemenli milis için bir varış noktasına dönüştü.

Bu isimlerden biri, daha önce Suudi-BAE koalisyon güçlerinde görev yapan Albay Hüseyin el-Kuşeybi, bir tweet'te şunları söyledi:

“Ben Albay Hüseyin el-Kuşeybi, rütbemden istifa ettiğimi ve Savunma Bakanlığı üyeleri olarak Filistin ile dayanışma göstermemize izin vermeyen Meşruiyet Ordusu'ndan (Suudi liderliğindeki koalisyon tarafından desteklenen ordu) ayrıldığımı ilan ediyorum.

Ordu mensuplarına mesajım: Evlerinize geri dönün, çünkü liderlerimiz denizde Siyonist gemileri korumaya ve (İsrail) varlığını desteklemeye başladılar.”

Kuşeybi, Gazze'yi açıkça savunduğu için diğer Yemenli subaylarla birlikte 50 gün boyunca Suudi hapishanelerinde hapsedildiğini ve bu süre zarfında bir İsrail istihbarat subayı tarafından işkence ve sorgulamaya maruz kaldığını iddia ediyor.

Yemen'in koalisyon destekli hükümetteki eski Savunma Bakanı'nın kişisel korumasından sorumlu Binbaşı Hammam el-Makdisi de Ensarallah'a bağlılık yemini ederek San’a'ya geldi.

Aynı zamanda, Suudi Arabistan destekli, BM tarafından tanınan Yemen Savunma Bakanlığı'ndan sızdırılan 'çok gizli' bir belge, "kardeş ve dost ülkelerin öfkesini uyandırabileceği gerekçesiyle" askeri liderlere Hamas veya Ensarallah'a yönelik herhangi bir sempatiyi veya desteği bastırma talimatı veriyor, – Suudi Arabistan ve BAE'ye üstü kapalı bir gönderme.

Saf değiştirmeler ve muhalefet

Suudi-BAE koalisyon güçlerinin içindeki saf değiştirme dalgası subaylarla sınırlı değil. Birçok düzenli birlik, Yemen'e yapılan son hava saldırılarının ardından mevzilerini terk ederek ve Ensarallah'a bağlılık yemini ederek komutanlarına karşı açıkça isyan etti. Bu askerlerden onlarcası Gazze'yle dayanışma gösterdikleri için tutuklandı ve gözaltına alındı. 

Yemen basınında yer alan haberlerde, ABD hükümetinin, koalisyonun Genelkurmay Başkanı Sağir bin Aziz'e gönderdiği mektupta, güçleri arasındaki dayanışma eksikliğinden "memnuniyetsizliğini" dile getirdiği ve harekete geçilmesini talep ettiği iddia ediliyor.

Suudi-BAE koalisyonundaki bu saf değiştirme eğilimi tamamen yeni olmasa da, Gazze'deki savaşın başlamasından ve ABD-Britanya'nın Yemen'e yönelik son saldırılarından bu yana önemli ölçüde hızlandı.

Geçen Şubat ayında, çeşitli cephelerden tugay komutanları da dahil olmak üzere yüksek rütbeli koalisyon subayları, saf değiştirmeye başladı. Daha önceki saf değiştirmeler, öncelikle Suudi Arabistan ve BAE'nin Islah Partisi (Yemen'deki Müslüman Kardeşler) ile bağlantılı askeri komutanları görevden almaları ve yerlerine BAE destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) milislerinin üyeleri ve Suudi yanlısı eski Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'in yeğeni Tarık Salih'in komuta ettiği komutanların görevden alınmasından duyulan memnuniyetsizlikten kaynaklanıyordu. Bu saf değiştirmelerin çoğu, yabancı koalisyonun partinin askeri ve siyasi liderliğini marjinalleştirmeye başladığı ve kontrolleri altındaki birkaç askeri sektörü BAE kontrolündeki Güney Geçiş Konseyi lehine dağıttığı bir dönemde Islah Partisi ile bağlantılı subay ve birlikler tarafından yapıldı.

Şimdi, Gazze savaşı, Islah Partisi liderliğinin eski ittifaklarından tamamen kopmasına neden oldu. Parti yetkilisi Muhtar el-Rahbi'nin ABD-İngiltere saldırılarının başlaması üzerine attığı tweet’teki gibi:

“ABD, İngiltere ve Siyonist gemileri koruyan koalisyon ülkelerinin yanında yer alan herhangi bir Yemenli, Yemen kimliklerini ve Arap bağlantılarını yeniden gözden geçirmelidir. Bu ülkeler Siyonist varlığı koruyor ve destekliyor. Yemen, Kızıldeniz ve Umman Denizi'ni bu terörist varlığın gemilerine kapattığında, bu kirli ittifak Yemen'i vurdu ve Gazze ile Filistin'e karşı asil duruşundan dolayı cezalandırdı.”

Tam tersine, BAE destekli Güney Geçiş Konseyi ve Tarık Salih liderliğindeki Ulusal Direniş Güçleri, İsrail'in çıkarlarını korumaya hazır olduklarını ifade ettiler. Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nun oturum aralarında Güney Geçiş Konseyi Başkanı Aydarus ez-Zubeydi, İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırılarına desteğini yineledi ve bu tutumu İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'a iletti.

Bu açıklamaların ardından, Salih'in komutasındaki bütün bir tabur Ensarullah'a iltica ederken, diğer birçok savaşçı şimdi San’a'ya ve direniş liderlerine karşı ABD-İngiltere saldırılarını desteklemeyi reddettikleri için Salih’in otoritesini tanımıyor. Batı'nın Yemen'e yönelik son saldırganlığına yanıt olarak, Güney Geçiş Konseyi ve destekçilerine bağlı medya kuruluşları, Ensarullah ve Filistin direnişine karşı bir kampanya başlatarak Yemen direniş hareketinin yetenekleri ve motivasyonları hakkında şüphe uyandırdı.

Ancak, çabaları kötü bir şekilde geri tepti; bunun yerine ülkenin BAE ve Suudi destekli hükümet tarafından kontrol edilen güney bölgelerinde yaygın bir halk öfkesine yol açtı. Öfkeleri, Aden merkezli hükümetin İsrail'in bölgesel projeleriyle algılanan uyumuna yöneliyor ve hem protestolara hem de BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed'in resimlerinin ve İsrail bayrağının yakılması gibi sembolik eylemlere yol açıyor.

BM Güvenlik Konseyi'nin Yemen uzman ekibinin eski bir üyesi olan Fernando Carvajal'a göre Ensarullah, 2020'de ABD'nin aracılık ettiği İbrahim Anlaşmaları'nın bir parçası olarak İsrail'le ilişkileri normalleştiren Abu Dabi'nin savunulamaz pozisyonunu kendi çıkarları için kullanmayı başardı. Bunun, hem Yemen'de hem de uluslararası alanda yaygın bir destek kazanmalarına yardımcı olduğunu savunuyor.

Bu beklenmedik halk öfkesinin ardından, Güney Geçiş Konseyi saflarında yeni bir saf değiştirme dalgası yaşadı. Bazı liderler Güney Devrimci Hareketi'ne katıldı ve Güney Yemen'i "Suudi-Emirlik işgali" olarak gördükleri durumdan kurtarma hedeflerini açıkça ifade ettiler. Askeri yeniden yapılanma dalgasının ortasında, önde gelen El-Mahra aşiretinden Şeyh Ali el-Hurayzi - doğu Yemen'deki tartışmasız en etkili figür - Ensarullah'ın Kızıldeniz'de İsrail'e bağlı gemilere karşı askeri operasyonlarını övdü ve eylemlerini Gazze’nin çektiği acılara kararlı ve ulusal bir yanıt olarak selamladı.

Şeyh Hurayzi, ABD ve İngiltere'nin Yemen'e yönelik saldırganlığının Siyonist devleti korumak için başlatıldığını, çünkü Ensarallah'ın hedefli saldırılarının İsrail ekonomisini olumsuz etkilediğini vurguladı. Yemenliler arasında birlik çağrısında bulunan aşiret lideri, ülkedeki İsrail etkisine karşı kararlı bir direniş çağrısında bulundu. Ayrıca diğer Yemenli grupları, Gazze'de meydana gelen soykırımı durdurmanın bir yolu olarak Abdulmelik el-Husi'nin cesur liderliğini takip etmeye çağırdı. 

Koalisyonun çöküşü için geri sayım

Yemen'in kötüleşen ekonomik koşulları, koalisyon yönetimindeki bölgelerde para biriminin çöküşü ve güneyli milisler arasında devam eden çatışmalar, birçok Yemenliyi, en azından ekonomik refah getireceğini umdukları BAE ve Suudi vekilleri konusunda hayal kırıklığına uğrattı.

Buna karşılık, Ensarullah liderliğindeki San’a hükümeti, kendisini devirmeyi amaçlayan dış destekli savaşa rağmen, kontrolü altındaki bölgelerde nispeten istikrarlı bir ekonomik durumu korumayı başardı. Bu eşitsizlik, BAE'ye bağlı askerler arasında, bu hükümetler tarafından gerekli takdiri görmeden, yalnızca Fars Körfezi Arap yöneticilerinin çıkarları için savaşan piyonlar olduklarına dair artan bir algıya yol açtı.

Koalisyon ile Ensarullah arasındaki Filistin konusundaki zıt tutumlar, 7 Ekim olaylarından bu yana Yemen'deki bölünmeyi derinleştirdi. San’a'nın Filistin davasına verdiği destek, iç kamuoyunu önemli ölçüde güçlendirirken, ABD-İngiltere'nin ülkeye yönelik saldırıları, İsrail'in çıkarlarını diğer tüm hesaplamaların üzerinde tutarak Fars Körfezi'ndeki müttefiklerinin konumunu karmaşıklaştırdı.

Koalisyonla ilgili hayal kırıklığının Yemen için derin siyasi ve askeri sonuçları olacak; ittifakları yeniden şekillendirecek ve BAE ile Suudi Arabistan'ı ulusal düşman olarak gösterecek. Filistin, Batı Asya'da – ve şimdi Yemen'de de – adalet ve Arap dayanışması örtüsünü yalnızca retorik olarak talep edenleri ifşa eden açıklayıcı bir turnusol testi görevi görmeye devam ediyor.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.