Yemen'den Filistin'e Emsalsiz Destek

Xavier Villar tarafından presstv.ir adlı internet sitesinde kaleme alınan “FİLİSTİN İLE DAYANIŞMASI, YEMEN’İ DİRENİŞ EKSENİ'NDE KİLİT BİR OYUNCU HALİNE GETİRİYOR” başlıklı yazıyı siz kıymetli okuyucularımız için çevirdik. 

25 Aralık 2023
Yemen'den Filistin'e Emsalsiz Destek

Yemen, abluka altındaki Gazze Şeridi'ndeki mazlum halkla dayanışma için Kızıldeniz'de İsrail bağlantılı gemilere yapılan bir dizi cüretkar saldırının ardından Direniş Ekseni'nde kilit bir oyuncu olarak ortaya çıktı.

Arap ülkesi, İsrail rejimi, saldırganlığını ve en kötü insani krizin yaşandığı kıyı bölgesine yönelik ablukasını sona erdirene kadar bu eylemlerin devam edeceğini açıkça belirtti.

Yakın tarihli bir röportajda Ensarullah direniş hareketinin üst düzey bir üyesi, Yemen ordusuna yönelik tehditleri reddederek, Yemen'in "ABD, İsrail veya diğer Batılı ülkelerden gelen tehditlere bakılmaksızın Filistin davasını terk etmeyeceğini" söyledi.

Yemen Savunma Bakanı Tümgeneral Muhammed el-Atifi bir adım daha ileri gitti ve Yemen'in toprak bütünlüğüne karşı herhangi bir eylemde bulunması halinde Kızıldeniz'i ABD liderliğindeki ittifakın bir "mezarlığına" dönüştüreceği uyarısında bulundu.

Bakanın açıklaması, ABD'nin Kızıldeniz'de on üyeli bir ittifak kurduğunu duyurmasının ardından geldi ve bu, planın uygulanmasındaki gecikme nedeniyle zaten büyük bir başarısızlık olduğunu kanıtladı.

Yemen'in, İsrail'in Gazze'ye yönelik son soykırım saldırısının başlangıcından bu yana Filistin'e verdiği destek sarsılmaz niteliktedir. Yemen ordusu, İsrail bağlantılı gemileri hedef alan yukarıda belirtilen eylemlere ek olarak, Siyonist varlığa yönelik bir dizi füze atışı da gerçekleştirdi.

Stratejik açıdan bakıldığında, bu eylemlerin önemli bir etkisi var. 15 Aralık'tan bu yana, iki ticari gemiye yapılan insansız hava aracı ve balistik füze saldırısının ardından, küresel konteyner taşımacılığı kapasitesinin yüzde 50'sinden fazlasını oluşturan dünyanın en büyük dört denizcilik şirketi, Kızıldeniz'in güney ucundaki dar geçit olan Bab’ül-Mendeb'deki seferlerini askıya aldı.

Söylemsel bir perspektiften bakıldığında, Yemen'in desteği, Ensarullah'ın direnişinde gösterilen uzun süredir devam eden bir gelenekle uyumludur.

"Amerika'ya ölüm" ifadesi, Farsçada iyi bilinen "Merg ber Amrika" ifadesine benzer anlamı taşır. Her iki ifade de Batı karşıtı bir söylem içinde siyasi göstergeler olarak hizmet ediyor ve bölgedeki siyasi gücün temellerini dönüştürmeyi amaçlıyor.

Bu ifadeler, özünde, İsrail rejiminin ve ABD'nin göstergeleri tarafından temsil edilen ırkçı ve sömürgeci bir ideolojiyi kınayan siyasi tezahürlerdir.

Yemen'de Filistin'e destek 1960'lardan beri devam ediyor. Ancak 2014'ten itibaren Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın Ensarallah hareketine karşı yürüttüğü ortak operasyonla birlikte Yemen'in siyasi manzarasında Filistin desteğinin dinamiklerini ortaya çıkaran önemli bir değişim yaşandı.

Bir yandan, Körfez monarşileri tarafından desteklenen hizipler, Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi ile yakın bağlarını sürdürürken, Ensarullah direniş hareketi, Filistin direnişini açıkça desteklemeyi seçti.

Siyasi olarak bu bölünme, Filistin meselesine ilişkin bölgedeki mevcut iki duruşu yansıtıyor.

Bir tarafta, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler hem ABD hem de Siyonist varlık ile yakın bir pozisyon sergiliyor. Ağustos 2020'de BAE, rejimle ilişkilerin "normalleşmesi" anlamına gelen sözde "İbrahim Anlaşmaları"nı onayladı.

Suudi Arabistan'ın İsrail'le ilişkilerini henüz "normalleştirmemiş" olmasına rağmen, Batı yanlısı eğilimi ve Direniş karşıtı duruşu, Filistin davasına ve sömürgecilik karşıtı özlemlerine ihanet olarak yorumlanabilir.

Öte yandan Ensarullah direniş hareketi, bölgeyi dekolonizasyon perspektifinden yorumlayarak Batı paradigmasının varlığının bir istikrarsızlık ve baskı kaynağı olduğunu vurgulamaktadır.

Filistin örneğinde olduğu gibi Yemen örneğinde de bu zulüm Batı desteğiyle soykırım olarak tezahür etmektedir. Daha politik bir ifadeyle, Müslüman dünyanın geri kalanında olduğu gibi Yemen'de de Batı söyleminin ürettiği epistemic (bilgisel) bir baskı olduğu söylenebilir.

Dahası, yıkım, ölüm ve ölümden daha kötü yaşam koşulları şeklinde ontik (varlıksal) maddi baskı vardır. Açıktır ki, her iki baskı biçimi de maddi baskıyı kolaylaştıran epistemik baskı ile birbirine bağlıdır.

Bu yaklaşım, ABD'nin Yemen'i İsrail'e yönelik deniz ablukasını kaldırmaya zorlama girişimlerinin siyasi ve hatta duygusal motivasyonlarını tamamen göz ardı ettiğini anlamamızı sağlıyor: ablukaya abluka ile karşılık veriyorlar.

Yemen, İsrail’e uyguladığı ablukanın kaldırılmasını, Yemen halkının çok aşina olduğu bir vahşet durumu olan Gazze'ye yönelik acımasız ablukanın sona erdirilmesine bağladı.

Birçok analistin yaptığı gibi, Yemen'in tepkisinin sözde "İran vekili" rolünden kaynaklandığını ima etmek, bölgeyi adalet (hak) ile gayri meşru bir sistemin yaratılması (batıl) arasında bir mücadele olarak algılayan bir söylemde Filistin'in merkeziliğini kavrayamamaktır.

Dahası, Yemen'in rolünü "İran'ın vekili" olarak indirgemek, Arap ülkesi ile Direniş Ekseni içindeki diğer grup ve devletler arasındaki söylemsel yakınlıkları göz ardı etmektedir. Bu tür bir analizin tek faydası, bölgeye Batılı bir bakış açısı empoze etmek ve dostlar ile düşmanlar arasında Müslüman dünyasına ve özerkliğine hiçbir şekilde fayda sağlamayan bir ayrım dayatmaktır.

Başka bir deyişle, Yemen'i veya Ensarullah'ı bir "İran vekili"ne indirgemek, yalnızca Filistin'deki Siyonist sömürgeci işgalden sorumlu olan kusurlu Batı söylemine yardımcı olur.

Hem İranlı hem de Yemenli yetkililerin defalarca iddia ettiği gibi, Kızıldeniz'deki son gelişmeler bizzat Yemen ordusu tarafından planlanıyor ve yürütülüyor ve bunu yapabilecek kapasitede. Yemen'in özellikle Filistin ile dayanışması ve Direniş Ekseni'nin temelini oluşturan Ümmet dayanışması, "dayanışmanın bağlılık ve emeğin yanı sıra aynı duygulara sahip olmasalar da aynı hayatları yaşadıklarını veya aynı bedenlere sahip olduğuklarını kabul etmeyi içerdiğini" savunan akademisyen Sara Ahmed'den alıntı yapılarak açıklanabilir.

Bu ortak payda, adil olanla adaletsiz olan, insani olanla insanlıktan çıkaran pratikler arasındaki sınırları tanımlayan bir söylem olarak işleyen siyasi alanı ifade eder.

Kudüs Haber Ajansı - KHA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.