İsrail'in Gazze'yi kanlı bir şekilde işgal etmesinin neredeyse üçüncü haftasında, bir İsrail askeri, bombalanmış ve kuşatılmış yerleşim bölgesinin içinden bir video çekti ve "Bize verilen görevi tamamlayacağız. Fethet, kov ve yerleş. Duydun mu, Bibi?" dedi.

Tel Aviv'in Gazze'ye yönelik hava saldırısının üzerinden iki ay geçmesine rağmen, nihai hedefleri hala belirsizliğini koruyor. CNN, İsrail'in savaş için "orijinal planının" “Gazze'yi yerle bir etmek" olduğunu ortaya çıkardı. Ve İsrailli bakan Ron Dermer, sivilleri kara yoluyla Mısır'a ya da onlara açık olan deniz yoluyla Afrika ve Avrupa'nın diğer bölgelerine kaçmaya zorlayarak Gazze nüfusunu "azaltmak" için bir plan önerdi.

Kesin olan şu ki, bu İsrail'in Gazze'ye yönelik başka hiçbir bombardımanına benzemiyor. Geçmişteki harekatlarda İsrailliler, günler veya haftalar içinde ateşkese aracılık etmek için "ilk günden itibaren" uluslararası arabulucular aradılar.

Ancak bu kez İsrailliler ve Amerikalı destekçileri kesinlikle ateşkes istemiyorlar. Bu çatışmada Gazze'ye yönelik nihai hedefleri değişmiş olsa da, Tel Aviv'in bu geleceğe yönelik planlarının Washington'unkinden tamamen farklı olabileceğini belirtmek de aynı derecede önemlidir. Basitçe, İsrail hiçbir zaman Başbakan Benjamin Netanyahu tarafından bir araya getirilen mevcut hükümet kadar sağcı bir hükümete sahip olmadı -Köktendincilerle ve mesihçi coşkuyla dolu bir kabine.

Gazze'yi 'geri alma' planları

İsrail'in Gazze'yi fethetme ve 2,3 milyon Filistinliyi etnik olarak temizleme harekatının kökleri, 2005 yılında Gush Katif yerleşim bloğunun boşaltılmasına dayanıyor.

Dönemin başbakanı Ariel Şaron tarafından düzenlenen bu hareket, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimini ve askeri işgali sürdürmeyi amaçlıyordu; ancak İsrail'in aşırı sağcı, dini yerleşimci hareketi tarafından haince kabul edildi.

Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin ve askeri işgalin devam etmesini sağlamak için Gazze'den çekilmeyi tasarlayan "yerleşimcilerin babası" Ariel Şaron'du; ancak dini yerleşimci hareket, tıpkı eski başbakan Yitzhak Rabin'i sonunda bir Filistin devleti kurmak için Oslo Anlaşmalarını imzaladığı için bir hain olarak gördükleri gibi, onu "Yahudi toprağı"ndan vazgeçtiği için bir hain olarak gördü.

Rabin, 1995 yılında, genç ama önde gelen bir dini yerleşimci aktivist olan Itamar Ben Gvir tarafından alenen teşvik edilen bir eylemde, Yahudi aşırılık yanlısı Yigal Amir tarafından öldürüldü.

Bir başka genç dini yerleşimci olan Bezalel Smotrich, Şaron'un geri çekilme politikasına karşı çıktığı için tutuklandı. Gazze'den çekilmeyi durdurmak için Smotrich, Ayalon otoyolundaki arabaları yoğun saatlerde 700 litre benzin kullanarak havaya uçurmak istedi.

Her iki isim de bugün Netanyahu'nun aşırılık yanlısı koalisyon hükümetinin müttefikleri ve önde gelen ideologlarıdır.

Sonraki 18 yıl boyunca, Likud Partisi ve Ben Gvir ve Smotrich gibi isimlerin önderlik ettiği dini yerleşimci hareketi, Gush Katif'i yeniden inşa etmek için Gazze'yi yeniden fethetme hayalleri besledi. Bu girişim, İsrailli tarihçi Benny Morris'in belirttiği gibi, siyonist milislerin 1948'de Gazzelileri sürgüne zorlayarak ve geri dönüşlerini engelleyerek başlattığı sınır dışı etme sürecini tamamlamayı gerektirecektir.

2010 yılında, her ikisi de Likud üyesi olan dönemin Başbakanı Netanyahu ve Knesset üyesi (MK) Gila Gamliel, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'e barış anlaşmasıyla ilgili toprak takasının bir parçası olarak Filistinlilerin Sina yarımadasına yerleşmesini önerdi.

"Bu tür önerileri dinlemeye bile istekli değilim" diye ısrar ettikten sonra Mübarek, bilindiği gibi bölge çapındaki "Arap Baharı"nın bir parçası olan ABD tarafından yönetilen bir renkli devrimle devrildi.

Netanyahu, 2012'de Mübarek'in halefi Muhammed Mursi'ye ve 2014'te Mursi'nin halefi Abdülfettah es-Sisi'ye benzer bir anlaşma önerdi, ancak bunlar aynı sonuçları verdi.

2014'te, İsrail'in Gazze'ye yönelik 51 günlük acımasız saldırısı sırasında Netanyahu, Filistinlilerin Sina'ya yerleştirilmesini önermek için Sisi'ye ABD'nin müdahalesini istedi, ancak hiçbir yere varamadı. Bu askeri operasyonda 2 bin 300'den fazla sivil öldürüldü – İsrail'in Hamas'a karşı anlamlı bir kazanım elde etmeden direnişi yenilgiye uğratmak için yürüttüğü "çim biçme" harekatlarından bir diğeri.

Plan şekilleniyor

Haziran 2018'e gelindiğinde, İsrail ordusunun "Gazze'de büyük bir harekat başlatmak gerekirse durumda önemli bir değişiklik yaratma" planının yeni olduğuna dair haberler ortaya çıktı. Bu yeni plan, geçici bombardımanın ötesine geçerek, "Gazze'ye girecek ve onu ikiye bölecek ve hatta önemli bir bölümünü işgal edecek" seçkin birlikleri içeren saldırı misyonlarına geçmeyi içerecekti.

Bu arada, 2019'da Ben Gvir gibi köktendinci yerleşimciler, Gazze'yi yerle bir etme ve Gush Katif'i yeniden inşa etmek için geri dönme arzusunu dile getirmeye devam ettiler.

2022 Knesset seçimleri öncesinde, üç aşırı sağcı siyasi parti birleşerek Dini Siyonizm Koalisyonu'nu oluşturdu. Bunlar arasında Smotrich başkanlığındaki Dini Siyonizm partisi, Ben Gvir başkanlığındaki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) partisi ve küçük bir ultra-ortodoks parti olan Noam vardı.

Temmuz 2022'de Dini Siyonist aday Arnon Segal, harekat duyurusu sırasında şunları yazdı: "Gush Katif'e dönüşü planlamaya başlamanın zamanı geldi."

"Evet," diye yazdı, "fiziksel olarak geri dönmek ve yeniden inşa etmek."

O Eylül ayında, seçimler yaklaşırken, Netanyahu'ya yakın bir yayın organı olan i24 News, Gush Katif meselesini ele aldı ve bunu İsrailliler için hala açık ve taze olan "kalıcı bir yara" olarak nitelendirdi.

i24 News tarafından alıntılanan Hillel adlı bir İsrailli, "Bu bir travma" dedi. "Bütün ülke acı çekiyordu."

Yerleşimcilerin geri dönüşünün 'yasallığı'

Gush Katif'i yeniden inşa etme çabası, Netanyahu'nun Aralık 2022 seçimlerinden sonra altıncı kez başbakan olmasıyla Gazze'deki durumda önemli bir değişiklikle birleşti. Netanyahu, iktidarda bir yıl kaldıktan sonra partisi Likud ile Dini Siyonizm Koalisyonu arasında bir koalisyon kurdu.

Netanyahu ile yapılan anlaşma, Ben Gvir'in ulusal güvenlik bakanı olmasına izin verirken, Smotrich hem maliye bakanı hem de İsrail Savunma Bakanlığı'nda işgal altındaki Batı Şeria'daki sivil yönetimden sorumlu bir bakan oldu.

İşgal devleti, onların yönetimi altında Filistinli direniş gruplarına karşı askeri baskınları hızla artırdı, Yahudi yerleşimlerinin inşasını hızlandırdı ve Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için çağrılar yaptı.

Mart 2023'te şiddet yoğunlaşırken, Likud-Dini Siyonizm koalisyonu, 2005 Gazze Çekilmesi'nin çok önemli bir yönünü sessizce tersine çevirdi. Şaron'un ilk geri çekilme planı, güvenlik sorunları nedeniyle kuzey Batı Şeria'daki dört küçük yerleşimi terk etmeyi içeriyordu.

Ancak Knesset, 21 Mart'ta Yahudi yerleşimcilerin boşaltılan bu yerleşimlere geri dönmelerini sağlayan ve yeniden inşasının önünü açan geri çekilme yasasında bir değişiklik yaptı.

Oylamanın ardından, Yahudi Gücü partisinden milletvekili Limor Son Har-Melech şunları söyledi: "Anın coşkusuna kapılmamalıyız." Ayrıca "[2005'te] korkunç bir aptallık eylemiyle terk edilen Gush Katif bölgesine geri dönmek" için harekete geçmeliyiz.

Dini Siyonizm Partisi'nden Ulusal Misyonlar Bakanı Orit Strock da benzer bir çağrıda bulundu ve İsrailli Kanal 7’ye şunları söyledi:

"Günün sonunda, ayrılma günahının tersine döneceğine inanıyorum."

Bunun savaşa girmeyi gerektireceğini öne sürdü ve "Ne yazık ki, Gazze Şeridi'ne dönüş çok sayıda zayiat içerecek" dedi. Buna cevaben, solcu Peace Now STK'sı şu uyarıda bulundu:

"Mesih devrimi gerçekleşiyor. Bu hükümet kaçınılmaz olarak ülkemizi yok edecek. Ayrıca işgali derinleştirecek, bölgeyi ateşleyecek ve nehirden denize kadar Yahudi üstünlükçü bir rejim kuracaklar."

Gazze Nekbe’si

Filistin direnişinin 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonunun ardından, bir dizi propaganda ve yalan haber, sadece Hamas'a değil, tüm Gazzelilere karşı ezici şiddet kullanmayı haklı çıkarmak ve Gush Katif'e geri dönme planlarını uygulamak için gereken kamuoyu öfkesini yarattı.

Gazzelilere karşı soykırım yapılması yönündeki çağrılar İsrailli politikacılar, gazeteciler ve ünlüler arasında yaygınlaştı.

İsrail bu fırsatı değerlendirdi ve Filistinlilerin kuşatma altındaki yerleşim bölgesinin kuzey yarısını, 1,1 milyon insana ev sahipliği yapan bir bölgeyi (bölge nüfusunun yaklaşık yarısı) 24 saat içinde boşaltması talepleriyle birlikte Gazze'ye büyük bir bombalama harekatı başlattı.

Eski İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı ve üst düzey diplomat Danny Ayalon, sosyal medyada Gazzelilerin sadece Gazze'nin güneyine gitmekle kalmayıp Mısır'a da kaçması gerektiğini yazdı:

"Gazzelilere sahillere gidip boğulmalarını söylemiyoruz ... Allah korusun ... Sina Çölü'ne gitsinler ... uluslararası toplum onlara şehirler inşa edecek ve onlara yiyecek verecektir ... Mısır onlara kucak açacaktır."

İsrail'in Filistinlilerin Mısır'a kaçması yönündeki taleplerine, 13 Ekim'de Likud milletvekili Gamliel liderliğindeki İsrail İstihbarat Bakanlığı'nın bir raporunun yayınlanması eşlik etti.

7 Ekim olaylarından önce hazırlandığı açıkça belli olan rapor, Gazze'nin işgal edilmesini ve 2,3 milyon sakininin Mısır'ın Sina Yarımadası'na nakledilmesini tavsiye ederken, geri dönmelerine asla izin verilmemesinde ısrar etti.

Ayrıca planda, hükümetin Batı'ya yönelik, İsrail'e karşı uluslararası düşmanlığı teşvik etmeyecek veya zaten zedelenmiş itibarına zarar vermeyecek şekilde etnik temizliği teşvik edecek bir halkla ilişkiler kampanyası başlatması gerektiği belirtildi.

Raporda, nüfusun Gazze'den kitlesel olarak sınır dışı edilmesinin, uluslararası destek almak için gerekli bir insani önlem olarak sunulması gerektiği belirtildi. Böyle bir sınır dışı etme, "sivil nüfus arasında, eğer kalırlarsa beklenen zayiat sayısına kıyasla daha az zayiat" verecekse haklı gösterilebilir.

İsrail'in korkunç bombardıman harekatı devam etti ve kayıpların sayısının gerçekten çok büyük olmasını sağladı.

27 Ekim'de, 2 bin 913'ü çocuk olmak üzere 7 bin 28 Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail, Gazze'ye uzun zamandır beklenen kara harekâtını başlattı.

Bir hafta sonra, bir İsrail ordusu birliğinin hahamı askerlere coşkulu bir konuşma yaptı: "Bu topraklar bizim... Gazze dahil, Lübnan dahil, vaat edilmiş toprakların tamamı dahil! ... Gush Katif, Tanrı'nın yardımıyla başaracaklarımızın yanında çok küçük!"

Askeri liderliğin 2018 planında ana hatlarıyla belirtildiği gibi, işgalci İsrail birlikleri Gazze şeridini hızla ikiye böldü ve aynı zamanda kuzeyden kıyı boyunca işgal etti.

Gazze sahilindeki kuma İsrail bayrağı diktikten sonra, İsrailli bir komutan birliklerine şunları söyledi: "Geri döndük, neredeyse 20 yıl önce buradan kovulduk ... Burası bizim toprağımız! Ve bu, topraklarımıza geri dönüş zaferimizdir!"

İsrail askerleri Gazze'de kutlama yaparken, Likud Partisi'nden milletvekilleri 8 Kasım'da 2005 Ayrılma Yasası'nı yeniden değiştirmek için bir yasa tasarısı sundu – bu kez "Yahudilerin Gazze Şeridi'ne girmesini yasaklayan yasayı yürürlükten kaldırmak için".

Üç gün sonra, İsrail'in eski BM büyükelçisi Danny Danon ve İsrail'in dış istihbarat servisi Mossad'ın eski müdür yardımcısı Ram Ben Barak, Wall Street Journal'da, istihbarat bakanlığı planında belirtildiği gibi, insani motivasyonlar uydururken, Filistinlilerin Gazze'den sürülmesini savunan bir makale yayınladılar.

Gazze'de etnik temizlik ve ölü Filistinli çocukların cesetleri üzerine Gush Katif'i yeniden inşa etme hayalinin gerçekleşmek üzere olduğunu hisseden Bezalel Smotrich, "bu insani çözümdür" diyerek öneriyi memnuniyetle karşıladı.

Eski Adalet Bakanı Ayelet Şaked de hareketi memnuniyetle karşıladı, ancak daha az diplomatik davrandı ve İsrail televizyonunda şunları söyledi:

"Han Yunus’u kendi oyun alanımıza dönüştürdükten sonra ... Ülkelere her birinin bir kota alması gerektiğini söylememiz gerekiyor; bu sayı 20 bin veya 50 bin olabilir ... Ayrılmak için 2 milyonluk nüfusa ihtiyacımız var. Gazze için çözüm budur."

Kudüs Haber Ajansı - KHA